Yaşam Geri dönülemeyecek bir kaybedişin hikayesi

Geri dönülemeyecek bir kaybedişin hikayesi

Paylaş
Geri dönülemeyecek bir kaybedişin hikayesi

Ayfer Tunç’un yeni romanı ‘Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura’ okurunu hayata, aşka, sağlığa, sadakate, aileye, aile bağlarına, yalana dair bir sorgulamaya davet ediyor

Adalet ÇAVDAR
adaletcavdar@gmail.com


Bir roman hayatınızın büyük bir kısmını sorgulamanızı sağlayabilir mi? Kitabı okuduktan ve o sorgulamayı yaptıktan sonra ister istemez aniden ve tekrar tekrar düşündüğünüz şeyler olur hayatınızda. Bir roman insanın kendi hikâyesine dair, kadere dair ve en çok kedere dair şeyler anlatabilir okuruna. Bir âşk gerçek bir umutsuzlukla yaşanabilir ve bazı acılar sadece küçücük hayatınızı değil bütün evreni dağıtabilir, değiştirebilir.

Ayfer Tunç’un yeni romanı “Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura” okurunu hayata, aşka, sağlığa, sadakate, aileye, aile bağlarına, yalana dair bir sorgulamaya davet ediyor. Ayfer Tunç, bağırmadan da yaşanabildiğine, anlatılabildiğine şahit etmiş okurunu. İlmek ilmek örmüş bütün kahramanlarını, herkesin derdine yer vermiş, tek tek anlattırmış görünenin aslında görünen gibi olmadığını.

TAM BOĞULMAK ÜZEREYKEN...

Umut, sırları olan ve sırları tek tek açığa çıkmış olan yine de beraber yemek sofrasına oturulduğunda sanki mutluymuş gibi yapılan bir ailenin oğlu. Sanem, yorgun bir kadın. Hiç almamış hep vermiş ve aile onun için bir kangrenden başka bir şey değil ama yine de bağlarını koparamamış. Bu iki insan dünyanın bir yerinde olmadık bir bar da karşı karşıya geliyorlar. Boğulmak üzereyken son bir nefes misali birbirlerine sarılıyorlar ama acı bir kaderle.

Herhangi bir Türkiyeli ailenin içerisinde gerçekleşebilecek hikâyeleri kahramanlarının arasına yerleştiriyor Ayfer Tunç. Aldatma, yalan, intihar, kayıp, yok sayılma, işkenceci bir devlet memuru, sonradan ortaya çıkan bir kız kardeş, hastalıklar... Ailenin yıkılmaz sanılan duvarlarını tek tek yıkıyor âşıklar. Geriye bir tek kendileri kalıyor zamanın içerisinde ama orada da anlatılmayan sırlar zamanla dile geliyor. İnsan sevdiğine kimi zaman kendi acısını gösteremiyor.

TUTKULAR MI, ACILAR MI?

Üç bölümden oluşan romanın ilk bölümünde Umut yaşadıklarını anlatıyor ikinci bölümünde ise Sanem’i dinliyoruz ve son bölümde ikisinin dili birbirine dolanıyor. Tutkular mı, acılar mı? Hayat neyle anlam kazanıyor ve devam ediyor. Çok net bir şekilde ve asla geri dönüşü olmayan bir kaybedişin romanı “Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura”. İnsanın içine hikâyenin en başında bir taş oturtuyor ve o taşı an be an kazıyarak geriye bugüne dair bir tortu bırakıyor. Ve ne çok insanın kendi çocukluğuna dair ne acıyla ne mutlulukla hiçbir şey hissetmeksizin kaskatı bakmasıyla tüylerinizi ürpertiyor.

Bu kitabı size tanıtırken romantik bir dil ve üslup kullanmamak için gerçekten çaba sarfettim. Sanki romantik bir yazı Ayfer Tunç’un anlatmaya çalıştıklarının hepsini örter gibi geldi bana. Ama yine de “Âşıklar Delidir ve Yazı Tura” canım ne zaman yansa altını çizdiğim satırları ve özellikle yetmiş yaşında hâlâ birbirine âşık dans eden çiftin vedalaşma ânını okuyacağımı biliyorum.

Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura
Ayfer Tunç
Can Yayınları
448 sayfa





Haberin Devamı