Gezi Parkı ve optik başkan!

Günlerdir Gezi’deki direnişi yazıyorum... Başkalarını bilmem ama benim tek bir maksadım var: “Gezi Parkı, park olarak kalsın.” Türkiye’nin dört bir yanında benimle aynı kaygıları paylaşan şiddetten, küfürden, siyasetten uzak binlerce insan gördüm. Büyük bir kısmı son derece sağduyulu, bilinçli ve aklı selim hareket ediyorlar.

*

Hafta sonu Çarşı bu hislerle Gezi’ye yürüdü... Bu sefer Gezi’nin park olarak kalması dışında bir amaç daha vardı. Çarşı’nın kurucusu, hepimizin üzerinde büyük emeği olan rahmetli ağabeyimiz ‘Son Holigan’ Optik Başkan’ı anmak..

*

Yürüyüş büyük bir coşkuyla tamamlandı. AKM’nin önünde meşaleler yakıldı. Sonra hep birlikte olup biteni gözlemlemek için Gezi’ye dağıldık.

*[[HAFTAYA]]

Taksim Dayanışma Platformu’nun dikkate alacağını umut ederek hafta sonu Gezi’de gözüme batan bazı durumları yazmak istiyorum...

*

Şüphesiz 15 gündür süren direnişin şartları kolay değil, ancak bu şekilde devam ederse başta tuvaletler olmak üzere parktaki ‘hijyenik koşullar’ ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Park’ın içinde dolaşırken çilingir sofrası kuranlara, bir elde bira bir elde gitar şarkı söylerken ayarı kaçıran arkadaşlara da bir diyeceğim var: Orası kafa çekecek yer değil... Direnmek için her şeyden önce ayık kalmak gerek!

*

Direnişin olumsuz etkilediği bir başka kesim ise Taksim’deki esnaf... İlk günlerde kapılarını biber gazı mağduru direnişçilere açanlar da dahil olmak üzere bir esnafın talebi şu: “Direniş, Gezi Parkı’nda devam etsin... Ama Taksim açılsın. Böyle giderse batacağız.”

*

Gezi’deki en can sıkıcı görüntü ise flamalar! Gezi direnişi samimi, çevreci, şiddetten ve siyasetten uzak, sivil bir hareket olarak başladı. Maksadına ulaşması için böyle kalması da şart... Ancak Gezi’de o gün gördüğüm ‘flama kompozisyonu’ insanı çevrecilikten soğutacak halde!!! Flama demişken... Çarşı’nın hafta sonu yürüyüşte selam çaktığı Optik Başkan ile ilgili bizzat yaşadığım bir olay geldi aklıma... Bir gün İnönü’de maç seyrediyoruz. Tribünde ‘siyasi içerikli’ bir flama açıldı. Bunu gören rahmetli Optik Abi şöyle haykırdı: “O flamanın yeri mi lan burası? Kaldırın şunu çabuk!” Bilmem anlatabildim mi?!