Yazgülü Aldoğan Göçmenlik dramı ırkçılığı hortlattı
HABERİ PAYLAŞ

Göçmenlik dramı ırkçılığı hortlattı

Haberin Devamı

Hadi kendi kültürlerine uyum sağlaması zor. Müslüman muhafazakar bir toplumu nasıl asimile edeceklerinin korkusunu taşımalarını anlıyorum da bu kadar insanlıktan uzak ve faşizan davranmalarını anlamıyorum. Danimarka’nın Suriyeli göçmenlerin yanlarında getirecekleri maddi varlıklara ve mücevherlere el koyma yasasını parlamentoda kabul etmesi tüyler ürpertiyor! Tam Nazi faşizmi. Germen ırkının Yahudilere uyguladığı ırkçılığın aynısı.

Hadi bu onların gerçek yüzünü gösterdi diyelim. Ya istemedikleri mültecilerin Şubat ayından başlayarak feribotlarla Türkiye’ye geri gönderilecekleri ve Türkiye’nin de bunu kabul ettiği haberi?.. Yukarıdakiler böyle bir şeyi kabul etti de kamuoyunun haberi mi yok? 2.5 milyon Suriyeli göçmeni barındırmak gibi çok güç bir işin altında kalan Türkiye’de de ırkçılığın filiz verdiğini hatırlatırım!

Suriyeli göçmenlerin durumunu iyileştirmek için hükümetin aldığı her karar, kıt kaynakların paylaşımında haksızlığa uğradığını düşünen kendi yurttaşlarını öfkelendiriyor. Sosyal medya Suriyelilerin öğretmen olarak istihdam edilmeleri kararına ateş püsküren, yıllardır atama bekleyen öğretmen adaylarıyla dolu. Üniversiteye alınmaları ve eğitim görmeleri üniversite adaylarını öfkelendiriyor. Sağlık yardımı, hastane kapılarında bekleyenleri... Para yardımı, üç kuruşa talim eden emeklileri... Gıda yardımı, kendi ekmeğini çöpten toplayanları!.. Türkiye kendi yoksuluna, işsizine, öğrencisine yetebilen bir refah ülkesi değil ki. Göçmenler zaten itilip kakılıyor, sömürülüyor, açlığa, işsizliğe mahkum ediliyorlar. Bu insanlık dramının karşısında hep şunu düşünün: Yarın bizim de başımıza gelebilir! Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi paramparça ettiler. Sırada Türkiye var gibi gelmiyor mu Güneydoğu’ya bakınca?

Siz hangisine inanıyorsunuz?


Günlerdir Şırnak’ta kopan bir yaygara var: Yaralıları almaya ambulans gelmiyor! HDP milletvekilleri bu yüzden ölüm orucuna bile yattı. En son HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın iddialarına ve sesleri yayınlanan telefon görüşmelerine göre bir bodrum katında yardım bekleyen 19 yaralı, 6 ölü var. ‘Yaralılar ölüyor ama günlerdir ambulans gönderilmiyor’ iddialarına Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu yanıt verdi:

“Ambulans gönderiliyor ama ateş edildiği için yaralıları alamıyor.”

Karşı taraftan cevap gecikmedi:

“Ambulans 100 metre yakına kadar geliyor ama güvenlik güçleri ateş açtığı için yaralılar taşınamıyor. Ambulansı kendileri gönderiyor, kendileri engelliyor.”

Güvenlik güçleri de yanıt veriyor; “Orada açılan ateşte bir polis 4 sağlık görevlisi şehit oldu. Ateş sahası içine nasıl girelim? Ateşi hendek kazanlar açıyor.” Belli ki yaralılar güvenlik güçleriyle savaşırken yaralandı. Bu onların yaşam hakkını engellemez. Önce tedavi edilir, sonra hukuki süreç başlatılır. Her iki tarafın iddiaları da çok vahim. Hangisine inanalım? Tabii ki kim nerede duruyorsa o tarafın söylediğine inanıyor. Bir algı operasyonu söz konusu. Olan ölenlere oluyor! HDP’lilerin, olayı aktarırken sanki operasyonlar durup dururken başlamış, orada Kobane örneği yaşatılmak istenmemiş gibi davranması da neyi perdeliyor? Dün beş şehit cenazesi daha kalktı. Onlar kendi kendilerine mi ölüyor?

CHP’yi de yok edelim, bitsin mesele!


Cumhurbaşkanı, karşısında muhalefet kalmadığı için seçime hazırlanıyor. Başkanlığı kabul ettirmek için doğrudan millete gidecek. Kampanyaya başladı bile. Muhalefet ise tel tel dökülüyor! HDP, Kandil’den kopan çığın altında kaldı. Her gün kalkan şehit cenazelerini görmezden gelip okullara bomba atan, camileri yakan, evini terketmek zorunda kalan insanların eşyalarını bile almalarına izin vermeyen, keskin nişancılarla ölüm yağdıran “hendek kazıcı”ların yanında yer alıyor HDP. Artık ondan hayır gelmez. Ya MHP?

Zaten ne zaman hayır geldi. Bahçeli ne kongreye geçit veriyor, ne değişime. Partiyi batırır, yine gitmez. Geriye kalıyor CHP. Kurultayını yeni yaptı. Yöneticilerini yeni seçti. Bütün enerjisini dışarıya yöneltmesi gerekirken içerde birbirlerini yiyorlar. Sanki partinin imajını yerle bir etmek için başlatılan bir ‘Atatürk’ün resmi indi mi bindi mi’ tartışmasına benzin döküyorlar! Tıpkı Fatih, İstanbul’un surlarına dayanmış, Bizanslı papazlar meleklerin cinsiyetini tartışıyormuş gibi. Bu tartışmayı başlatan, sürdüren, alevleyen ister yazar, ister milletvekili olsun, kimin ekmeğine yağ sürdüğü belli, kötü niyetlidir, bir projenin parçasıdır. CHP’yi de batırdıktan sonra demokratik, laik hukuk devletini kim savunacak? Sandıktan Kenan Evren gibi çıkacak AKP mi?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder