Cumartesi Postası Gökhan Dağıstanlı: Aşkı yaşadım yaşadığımı yazdım ve okurun kalbine dokundum

Gökhan Dağıstanlı: Aşkı yaşadım yaşadığımı yazdım ve okurun kalbine dokundum

Paylaş
Gökhan Dağıstanlı: Aşkı yaşadım yaşadığımı yazdım ve okurun kalbine dokundum

Gökhan Dağıstanlı ilk kitabı 'Kimsesiz Maktuplar' piyasaya yeni çıktı. Büyük ilgi gördü. Yazarla hem aşk mektuplarını hem de Beşiktaş aşkını konuştuk

Röportaj: Selin Keleş

“Kiı yazma fikri nasıl doğdu?
Çocukken Cemal Süreya’nın aşk mektuplarını okuduğumda bir gün böyle bir kitap yazma arzusu düşmüştü içime. Seneler sonra Kafa Dergisi’nde “Aşk Mektupları” yazmaya başladım. Kalplere nasıl dokunduğunu gördüm. Okuyucuların talepleriyle de çocukluk hevesimi gerçekleştirdim.

Dergide yazmakla, kitap yazmak farklı şeyler değil mi?
‘Kidaki yazılarımla oluşturdum.

Neden ‘Ki?
Zamanla duyguların değiştiği ya da kanıksadığımız malum. Yazdığım aşk mektuplarında kimliksiz bir ‘sen’ görebilirsiniz. Bu ‘sen’ kimi zaman bir insanda vücut bulurken, kimi zaman bir hayal ürünü. Bu nedenle kitabın ismini “Ki koydum.

MÜHENDİS YAZAR


Mühendissiniz… Mühendislik ve yazarlığın nasıl bir ilişkisi var?
Mühendislik akla dayanan bir eğitim. Bense çocukluğumdan beri romantiğim. Yıllar içinde bu iki duyguyu harmanlama fırsatım oldu. Yapım ve eğitimi muhakkak ki tarzımı etkiliyor. Başıma gelenlere aklımla bakıyorum ama romantik yapımla değerlendirip yazıyorum.

Yazı yazarken bir düzeniniz bir alışkanlığınız var mı?
Çoğunlukla gece yarısı yazıyorum. Herkesin uyuduğu saatlerde. Sessizlik kişiyi kendisiyle baş başa bırakıyor. Yazmaya başlamadan önce Sezen Aksu dinliyorum. Ancak yazmaya başladıktan sonra enstrümantal şarkı listem var, onları dinliyorum.

Kitapta aşkın farklı duygu durumlarını anlatan yazılar var…
39 yaşındayım. Birkaç kez aşık oldum. Dönüp baktığımda bir aşkımı diğerine benzetemem. Kadından değil, duygulardan bahsediyorum. Yaşamak ve yazmak farklı. Yaşarken hissettiklerimi bazen yıllar sonra yazıyorum. Yazarken güldüğüm de oluyor canımın acıdığı da.

'İLHAN PERİSİ' DEDİKLERİ


Duygusal yazılar için yaşanmışlık şart mı?
Yaşamadan bir duyguyu tam olarak bilemezsin. İnsan fikir sahibi olmadığı bir duyguyu anlatabilir belki ama okuyucuya dokunması zor olur. Aşkı, mutluluğu, acıyı, hasreti, vuslatı tatmasaydım sanırım okuyucunun kalbine değemezdim.

Yazarken “Beni çok tetikliyor” dediğiniz bir şey var mı?
Aşkın her halini anlatıyorum. Kalp çarpıntısına sebep bir tanışmayı da, acı bir ayrılığı da… Yazı yazmaya çoğu zaman ne yazacağımı bilmeden oturuyorum. Sonra o anki duygu durumum kalemimi nereye götürürse oraya gidiyor yazılarım. Bazen yakamı bırakmayan bir özlem, bazen kalbimi kirleten bir öfke beni bir yerlere çekiştiriyor. Ben de ayak sürümeden gidiyorum bunun peşinden. ‘İlham perisi’ diye bir şey varsa şayet bu anlattığım ta kendisidir.

BJK TV'DE PROGRAM


BJK TV’de ‘Sen Ben Yok’ programında yorumculuk da yapıyorsunuz...

Bir gün Beşiktaş TV Genel Müdürü Bülent Ülgen aradı. O zaman tanışmıyorduk. Kendisini tanıttı ve yazılarımı severek okuduğunu söyledi. Sonra kafalarındaki program formatını konuşmak üzere beni davet etti. Beşiktaş dendiğinde akan sular durduğu için derhal gittim. ‘Sen Ben Yok’ ikinci senesine girdi. Beşiktaş TV’de yer almaktan büyük gurur duyduğumu da hemen eklemeliyim.

Beşiktaşlı olmayı nasıl tanımlarsınız?

Beşiktaşlı olmak bir takım tutuyor olmaktan daha büyük bir şey. Sosyal adaletsizliğin, her türlü emek sömürüsünün, insanları ezen bencilliğin karşısında bir duruştur Beşiktaşlılık. Üşüyen çocukların boyunlarına asılmış bir atkı, kimsesiz çocukların masasında kitap, defter, sokak hayvanlarının kursağında ekmek, yoksulların ayağında bot, ihtiyacı olanın damarında kandır. Bunu abartılı bulanlar için verebileceğim çok sayıda örnek var. Beşiktaş sevenleri için çok şeydir muhakkak. Benim için sığınılacak en huzurlu limandır.


KİTAP İÇİN NE DEDİLER?


Haberin Devamı