Erdoğan: Eski eğitim öğretim mantalitesini geri gelmemek üzere rafa kaldırdık

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

İnsanı yaradılmışların en şereflisi olarak gören bir medeniyetin temsilcileri olarak iktidara geldiğimiz ilk günden beri eğitim ve öğretime önem ve öncelik veriyoruz. Sadece öğretim yeterli değil. Biz eğitim-öğretimi bütünleştirmek suretiyle geleceğe yürüyeceğiz. Teori ile pratiği birleştirmek suretiyle geleceğe yürümemiz lazım.

"GERİ GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRDIK"

Son 16 yılda büyük adımlar attık. Eğitim-öğretim gibi vatandaşın hayatını doğrudan ilgilendiren adımlar atmak sadece vizyon değil aynı zamanda cesaret işidir. Diğer meselelerde olduğu gibi bu meselede de böyle gelmiş böyle gider kolaycılığına kapılmadık. Tek tipçi, yasakçı, öğrencinin tekamülü yerine formatlanmasını esas alan eski eğitim öğretim mantalitesini bir daha geri gelmemek üzere rafa kaldırdık. Çok daha özgürlükçü, çok daha demokratik bir yapıya kavuştuk. Kimi güç odaklarının hışmını üzerimize çekme pahasına önemli adımlar attık.

"ÖNÜMÜZE ÇIKAN ENGELLERE ALDANMADIK"

Eğitim öğretim sistemimizi çok daha özgür, demokratik ve sorgulayıcı bir yapı haline getirdik. Standartların yükseltilmesi için yoğun çaba harcadık. Hayata geçirdiğimiz politikalar belirli kişiler tarafından engellenmek istendi. Fatih Projesi'nden 4+4+4 sistemine kadar anlamsız şekilde dirençle karşılandı. Bu direnç milletimizden, öğretmen ve öğrencilerimizden gelmedi. Eğitim ve öğretimin millileşmesine karşı en güçlü tepkiyi eğitim öğretimi tekellerinde gören bu çevreler gösterdi. Hiçbir başarıya zahmetsiz ulaşılmaz. Atalarımızın deyimiyle, zahmet olmadan rahmet de olmaz. Önüne çıkan engellere bakıp da bundan vazgeçen hiç kimse menzile ulaşamaz. Biz diğer alanlarda olduğu gibi eğitimde de önümüze çıkan engellere aldanmadık. Reformlarla önemli başarılara imza attık.

16 YILDA EĞİTİMDEKİ YATIRIMLAR

Sizlere fikir vermesi açısından burada bazı rakamları paylaşacağım. Biz göreve geldiğimizde Türkiye'de 526 bin öğretmen vardı. 16 yılda 605 bin 450 yeni öğretmen ataması yaparak bu rakamı 920 binin üzerine çıkardık. Çünkü öğretmen olmadan hele hele vasıflı öğretmen olmadan vasıflı gençlik yetiştiremezsiniz. Hocam derdi ki, evladım derdi birgün bir öğrencim bir mektup yazdı bana. Tabii Osmanlıdaki o cümlelerin edebi çok çok farklı. Membağı ilmü feyzü bereketlü hocam. yani ilmin feyzin, bereketin kaynağı olan hocam. Başlangıç bu. Bu kadar kibar bir şekilde öğrenci öğretmenine mektup yazıyor. Bu tabii öğretmen-öğrenci ilişkisini kurmak için çok önemli. Şuan Kabataş'tan konuşuyoruz ama tüm Türkiye bizi dinliyor. Elinde satırla dolaşan gençlik değil, bilgisayarıyla kalemiyle dolaşan bir gençlik olarak sizi görüyorum. 16 yılda 288 bin adet yeni derslik inşa ederek toplam derslik sayısını 575 binin üzerine çıkardık.

"ERKEKLER KADAR KIZLAR DA OKUSUN İSTİYORUZ"

28 Şubat döneminde pek çoğunun kapısına kilit vurulan imam hatiplerimizin sayılarını talebe göre artırdık. Erkekler okuduğu kadar kızlar da okusun istiyoruz onun için de eşimle birlikte Şanlıurfa'da başlattığımız o süreç yayılarak devam ediyor. Zengin kadar fakir de en kaliteli imkanı olsun istiyoruz. Eğitim öğretim desteklerimizde hiçbir evladımızın maddi sebeplerden okuldan mahrum kalmasını istemiyoruz. Benim sınıfımda 75 öğrenci vardı. Anadolu'nun birçok yerinde 100'ün üzerinde okuduğu sınıflar vardı. Bu sınıflarda kalite ne kadar olabilir, düşünün. Öğrenci sayısı ne kadar azalırsa öğrenciyle öğretmen arasındaki bilgi alışverişi o kadar güçlü olacaktır. Biz kitap alabilmek için kırtasiyelerde 1 hafta sıra beklerdik. Ben yaşadıklarımı anlatıyorum.