Hakkari'de Başbakan'ın kızlı-erkekli açıklaması protesto edildi

KESK Şubeler Platformu Hakkeri Şubesi önünde bir araya gelen KESK’li kadın ve erkeklere TSK temsilcileri de destek verdi. 50 kişilik grup sloganlar atarak belediye binası önüne geldi. Burada grup adına basın açıklamasını KESK Kadın Meclisi Sözcüsü Figen Demir okudu. Demir, Başbakan Erdoğan’ın sözlerine tepki göstererek,"Her fırsatta eteğimizin boyundan saçımıza, çalıştığımız işten, hangi zamanda nerelerde ve nasıl bulunabileceğimize, gittiğimiz yerlere kadar yaşamımızın her alanını siyaset malzemesi yapmaktan çekinmeyenler, şimdi de evlerimizi kiminle paylaşacağımız hakkında söz sahibi olduklarını sanmakta. Devlet aklı kadını üç-beş çocuk doğurmasını buyurarak, kürtaj olmasını engelleyerek annelik görevini yerine getirmek üzere evine hapsediyor"dedi.

"ÖĞRENCİ EVLERİNİN DİKİZLENMESİ MEŞRU HALE GETİRİLİYOR"

Hükümetin öğrenci evlerinin dikizlenmesini meşru hale getirmek için çaba gösterdiğini belirten Demir, "Hükümet, şimdi ulu orta kız ve erkeklerin aynı evlerde kaldığına dair ihbarlardan bahsetmektedir. Bu ihbarların valilikler ve emniyet teşkilatınca değerlendirileceğini beyan ederek öğrenci evlerini dikizlenmenin meşru zeminini oluşturmaya çalışmaktadır. Bu aynı zamanda ülkeyi yönetenlerin, kendi namus anlayışlarını temel alarak, kendilerini bir ahlaklılık söyleminin sahibi ilan etmelerinin bir yoludur. Bu tür söylemlere karşı duranlar ahlaksız, söylemi kabul edenler ahlaklı ilan edilmektedir" dedi.

"VATANDAŞLAR İHBARCI YAPILIYOR"

Başbakan’ın açıklamalarının ardından vatandaşların ihbarcı yapılmaya çalışıldığına dikkat çeken Demir, "Tüm tolumda ve yansıması olarak kamuda cinsiyetçi, piyasacı, muhafazakâr ve otoriter ideolojisini dayatmakta olan AKP iktidarı, yaşamlarımızı hedef alan politikalarla, yaşam biçimlerinin ve kimliklerin sınırlarını çizmekte, kendisi gibi olmayanları baskı altına almaktan çekinmemektedir.

Dün kürtaj hakkımızı elimizden almaya çalışan hükümet, bugün 18 yaşını doldurmuş, oy kullanan üniversitelilerin barınma sorununu çözmek için yurt yapmak yerine, ihbarcı vatandaşlar yaratmaya çalışmaktadır. Bu sonu gelmez baskı politikaları altında en fazla ayrımcılığa uğrayan, aşağılanan, denetim altına alınmak istenenler kadınlar olmaktadır. Bizim üniversitelerde, sokaklarda, iş yerlerimizde eşit haklarla birlikte görünür olma mücadelemiz iktidarın en büyük korkusudur.

Bu yüzden her seferinde aile içinde olmamız öğütlenmekte, kiminle, nasıl yaşayacağımıza karışılmaktadır. Bizi ev dışında görmeye tahammül edemeyenler evlerimizde de kiminle yaşayacağımızı belirlemeye kalkışmaktadır. Bu haddini bilmezliktir" dedi.

DHA