"Haluk haklı ben salağım"

Haluk Bilginer, geçtiğimiz günlerde 46 dergisine verdiği röportajda, "Babam öldü ama hâlâ sahneye çıkarım' yavşaklığına inanmam. Babam ölürse ben sahneye çıkmam, k.çımı yesin herkes" demiş ve bu sözler tiyatro dünyasını karıştırmıştı. Bilginer'in açıklamalarıyla ilgili kapısını çaldığımız Ali Poyrazoğlu, meslektaşının sözlerine ateş püskürdü. "İşimi en iyi şekilde yaptığım, yaşadığım acılara rağmen 40 yıldır sahneye çıktığım, Anadolu'da tahta bavulla tiyatro yaptığım için yavşağım ve salağım" diyen Poyrazoğlu, ağır konuştu...

SALAĞIN DİK ALASI FERHAN!

Yakınlarınız öldüğü zaman sahneye çıktınız, yıllarca elinizde bavulla Anadolu'da turneler yaptınız... 'Yavşak' mısınız, 'salak' mısınız?

Ben 40 yıldır bu mesleğin sıkıntılarına katlanarak, ağlanmadan tiyatro yaptım. Yaşamımın büyük bir kısmını elimde bavulla Anadolu'da geçirdim. İnsanlar kahkahalar atıp ölüme meydan okusunlar diye 40 yıldır acılarımı kalbime gömüp tiyatro yaptım. Çok mutluyum ve bunları yaptığım için evet ben bir yavşağım, salağım! Benimle birlikte Yıldız Kenter de yavşağın teki... Genco Erkal da salak. İçimizde en çok turne yapan kişi olan Ferhan Şensoy salağın dik alası... Bizler aptalız, salağız çünkü işimizi en iyi şekilde yapıyoruz. Akıllılar da köşe dönüp yırttıktan sonra dönüp "Bunlar salak" diyor. Nasıl bir utanmazlık bu!

Bilginer'in açıklamalarını okuduğunuzda ne düşündünüz?

Herhalde kafası iyiydi diye düşündüm. Çünkü aklı başındayken bu lafları söylemeyecek bir adam olarak tanırdım onu. Garip bir megalomaniyle fetva vermeye, ahkam kesmeye kalkıyor. Demiş ya hani, "Oyuncu oynadığı rollerin etkisinde kalmaz" diye, herhalde kendisi oynadığı rolün biraz fazla etkisinde kalmış, fetva veriyor. (Bilginer'in 'New York'ta Beş Minare' filminde oynadığı din adamı rolünü kastediyor.) Küfürlü sözleri de beni çok rahatsız etti.

Niye böyle bir şey söyledi sizce?

Valla ısrar ettikçe, bu işi bataklığa çevirdikçe reklam kampanyası yapmaya başladığını düşündüm. Çoğu insan da böyle düşündü. İnsanın eleştiriye kendisinden başlamasında yarar var. Kendini zemzemle yıkanmış, hiçbir kusuru, yavşaklığı olmayan, çok akıllı bir adam gibi sunanlara şüpheyle bakılır. Çok fazla kasılmak iyi bir şey değildir. Bok böcekleri de kasılıp kasılıp sonra çatlarlar.

Peki, bu açıklamalarında sizi en çok ne rahatsız etti? Küfürler mi?

Mesleğimizin, seyirci tarafından algılanmasında bir kırılma yaratacağı için rahatsız oldum. Bazı kesimler tarafından tiyatroya, sanata saldırı olarak kullanılmasına kapı açtığını düşünüyorum. Bu memlekette 30-40 yıl önce oyuncuların şahitliği bile tartışma konusuydu. Bilginer'in bu sözleri, "Bunların lafına güven olmaz, bunlar yavşaktır" denilen söyleme geri dönüştür. Aklını başına toplaması lazım Haluk Efendi'nin.

YASA VAR ARKADAŞ!

Bir öğretmen veya memur babası öldüğünde işe gitmez... Tiyatroda neden böyle değil?

Memlekkette yasalar var arkadaş! Yasa diyor ki devlet ve şehir tiyatrolarında bir oyuncunun annesi babası ölse de çıkar oyununu oynar! Oynayamayacak haldeyse, doktor raporu getirirse, beş gün izin verilir. Annem-babam öldü sahneye çıktım. Broadway'de sahneye çıkacağım günlerde bana deri kanseri teşhisi kondu, doktor "Çıkmayın tehlikeli, çok kanıyor" dedi. "Hayır, oynayacağım" dedim. Aydın'da bıçaklandım, kaburga kemiklerim kırıldı; sahneye çıktım. Bunları kahramanlık olarak söylemiyorum. Bizim mesleğin disiplini de bu!

ŞU AN NELER YAPIYOR?

Aptallığa devam ediyorum. İki kitap yazdım; 'Tamamla Bizi Ey Aşk' ve 'Ustayla Çırak'... 'İyi Günde Kötü Günde' ve 'Tanımadığım Adamlar' adlı oyunlarım sürüyor. Arkasından 'Hayatım Roman' adlı yeni bir oyunum olacak. Sinan Çetin'le film çekeceğiz. Bir aşk filmi. Başkalarının yaşamına müdahe eden insanlar üzerine komedi; 'Osman Abla'. Çekimler Kasım'da başlayacak. 10 Ekim'de Habertürk'te bir programım başlayacak. 12 yıldır radyoda yaptığım 'Gölgedeki Muhabbet' programından yola çıkarak hazırladığım bir talk show olacak.

Buge Cankat / Sabah