Haberin Devamı
Kiralık Aşk sadece bir dizi olmaktan öteye geçeli çok oldu. Kalplerimize dokundu, zihinlerimizde iz bıraktı. Biz seyircilere yazılmış, yaratılmış karakterlerden ziyade bir yerlerde yaşadığına inandığımız karakterler sundu.
Aşkın bir çırpıda tüketilmemesi gerektiğini hatırladık;
Dizinin yayınlanmaya başladığı ilk aylarda Defne ve Ömer’in inişli çıkışlı halleri, birbirlerinin hayatlarındaki yerini bir türlü netleştirememeleri genç fan kitlesini isyan ettirdiğinde reyting kaygısı yaşamayan bir dizi izledik biz. Fanlar isyan etseler de sabırla beklediler Ömer ve Defne’nin kavuşmasını ve anladılar ki ‘aşk’ ilmek ilmek işlenmesi gereken bir duygu. Hızla yaşanan her şeyin aynı hızla tükendiğini bir kez daha fark ettik. ‘DefÖm’ aşkını farklı kılan da gösterdikleri sabır ve bu aşk için verdikleri emekti.
Baş rolü olmayan bir hikaye;
İlk bölümünden bu yana iki ana karakter arasına sıkışmayan bir dizi izledik. Her karakterin hem bir arada hem de kendi başlarına anlatacakları vardı ve biz onların anlattıklarını her zaman seve seve dinledik. Salt kötü ya da salt iyi değillerdi üstelik. Hayatın getirdikleri karşısında gerçekçi tepkiler vererek inandırdılar bizleri var olduklarına. Defne’nin annesi ile ilgili söyledikleri karşısında Yasemin’e saldırmıştı hatırlarsanız. Çünkü Yasemin yarasını kanatmıştı, canını yakmıştı ve Defne de canı yanan her insan gibi kendini bu şekilde korumaya çalışmıştı. Yasemin çelikten zırhlarını İso’nun aşkı karşısında eritmiş ve insanların canını yakmaktan vazgeçmişti ve bu geçişler o kadar tadında verilmişti ki Yasemin sevilmeyen bir karakter olmaktan çıkıp, sevilen bir karakter olmuştu.
Yüzümüzdeki kahkaha, Koriş ve Nöro;
Aradan uzun yıllar geçse de ne Koray Sargın ne de Neriman İplikçi kolay kolay unutulmayacak. Çok güldürdüler seyirciyi. Zaman zaman da hüzünlendirdiler. Olaylara verdikleri tepkiler, birbirlerine karşı kullandıkları hitaplar dillerimize dolandı. Arkadaşlarımıza bir haber vereceğimiz zaman ‘Bombelere geelll!’ der olduk. Koray gibi kankamız olsun istedik. Nöro ve Koriş’in arasına girip gıybet yapalım istedik. Sevgili Nergis Kumbasar da, Onur Büyüktopçu da canladırdıkları karakterleri öyle bir yere taşıdılar ki onların gerçek hayatta da Neriman ve Koray olduğunu düşündük. Onur Büyüktopçu ile karşılaşıp ‘lütfen beni de bir kere aşağıla’ diyenlerin sayısı hiç de azımsanacak gibi değil sanırım.
Her veda zamansızdır...
Zaman hızla akıp geçti ve veda vakti geldi çattı. Önümüzdeki hafta yayınlanacak 69. bölümü ile Kiralık Aşk sevenleri ile vedalaşacak. Ben bu dizinin yapımcısından, yönetmenine, senaristinden oyuncusuna hem sektör içinde hem de seyirci açısından iyi ve ciddi farklar yarattığına inanıyorum. Başı-sonu belli olan bir hikaye izledik. Reyting kaygısı ile anlatacaklarından sapmayan, seyircinin aklıyla dalga geçmeyen, aksine bir çok değeri sıcak bir dille hatırlatan bir kalemin yazdıklarını seyrettik.
Ömür tüketen dizi sürelerine rağmen 69 hafta ekranda seyircisiyle kalmak romantik-komedi tarzında bir iş için kolay değildir ve Kiralık Aşk bu nedenle de zoru başaran sayılı işlerden biridir.
Kamera önündeki ve arkasındaki herkesin emeği gözümüzde çok kıymetli. Herkesin ellerine, gözlerine, ayaklarına sağlık. Kalplerin, ruhlarına, zihinlerine sağlık. Kiralık Aşk’a emeği geçen herkesin yolunun açık, bereketli ve başarılı olmasını dilerim.
Yürekten hoşçakalın...