Şevval Sam kendini “İçimde açığa çıkmak isteyen bir enerji var” diye özetliyor Hürriyet'ten Hakan Gence'ye röportaj veren Şevval Sam, kendini “İçimde açığa çıkmak isteyen bir enerji var” diye özetliyor. Televizyonda iş yapsa da “Yıllardır televizyon izlemiyorum” diyecek kadar şaşırtıcı konuşuyor. Şevval Sam, sekiz yıl aradan sonra 'Bodrum Masalı' dizisi ile ekranlara gelmeye hazırlanıyor. Oyunculuk, şarkıcılık, televizyon programı... 'Her şeyi yaparım'ı kanıtlama çabasında mısınız? - Hayatla olan ilişkime bu şekilde bir kibir katmamaya özen gösteriyorum. Meslek hayatım boyunca kariyer planlaması yapmadım. Yaşamla ilgili bir açlığım var. Dans edeyim, dünyayı gezeyim, bir sürü farklı tarzda ve dilde şarkılar söyleyeyim, karavanda da yaşayayım... Hayatı bir oyun alanı olarak görüp deneyimlemeyi seviyorum. Hayatın benim için yazdığı hikâyeye, akışa güveniyorum. Müzik tarzınızı da çözemiyorum... Kâh arabesk, kâh türkü ya da caz albümü... Kafanız mı karışık? - Hakikaten de ilk zamanlar öyle zannediliyordu. Aslında hayatı bir yandan da müzik kanalıyla keşfetme halinde ve sürecindeyim, iç 19 yaşından beri göz önünde büyüdünüz. Savrulmadan durmanın sırrı ne? - Annemin bunda çok büyük payı olduğunu düşünüyorum. önümde dik duran ve savrulmamış bir model oldu hep. Kendi deneyimimi bu rehberlik doğrultusunda yorumladım. İnsanın hedefine neyi koyduğu önemli. Siz neyi koymuştunuz? - İnsan olmayı... Kendimi keşfetmeyi ve kendi tekamül sürecime hizmet edecek unsurları koydum. Bir sürü deneyim. Büyümek can acıtıcı bir süreç. Ama iyimser yapıyım. Başıma gelen şeylere isyan etmedim. Sorduğum her sorunun cevabını bir şekilde buldum. Kimseyi düşman bellemedim. çünkü bazen insanın en büyük düşmanı öğretmeni oluyor. Annenizle büyüdün&u Bir Sam'azon' olarak eşinizden ayrılıp çocuğunuzu kendi başınıza büyüttünüz... - Evet ama tek başıma büyüttüm diyemem. Metin çocuklarına çok düşkün bir baba. Hep Tarık Emir'in başındaydı. Odak noktamı hep insan olmak üzerine kurduğum için oğluma da cinsiyet ayrımı üzerinden değil, insan olmak üzerinden hayatı anlatmaya çalıştım. Kadın olmaya gelirsek öğrenilen bir şey. 40'lara geldiğimde dişi enerjiyle anca barıştım. Birçok kadın için bunu keşfetmek çok zor Türkiye koşullarında. Son dönemde röportaj yaptığım kadın oyuncuların çoğu sokakta mini etekle dolaşmaktan bile sıkıntı duyduklarını söylüyor... - Mesele sadece mini etek giymekten ibaret değil. Türkiye kadına bakış a&cce 'SANAT öZGüR OLMAK İSTER' Şarkılarınızda ve söylemlerinizde hep barış vurgusu hâkim. Peki günümüz Türkiye'sinde sizce kendimizle ne kadar barışığız? - İnsan kendi içinde barışmadan, toplumlar barışamaz. Farklılıkları önce kendi içinde kabul edebilmeli. Dünyada yedi milyar farklı parmak izi var, yedi milyar farklı dünya. Barışın gerçekten ne olduğunu sorgulamak, başına 'ama' koymadan gerçekten barışı istemek gerekiyor. Bunun için de insanın yargılardan uzaklaşması, kendini bu dünyanın sahibi gibi değil bir parçası gibi görmesi lazım. Bunu ne kadar başarabiliyoruz? - Hâlâ, “Yalvarıyoruz barış” dediğimize göre başarabildiğimiz söyleneme Sanat ve sistem arasında sizce nasıl bir ilişki var? - Sanat, özgür olmak ister. Kendini ifade etme biçimidir. Sanat her şartta, bir ifade yolu bulur kendine ancak sınırlanmak sanatın kimyasını bozar. Türkiye'de sanatla ilgili umutlu olduğumu söyleyemem. Sanatçı dürüst ve samimi olabilmek için önce özgür olmak zorunda. Bütün bunlar ışığında Türkiye'yi nasıl yorumluyorsunuz? - Toplumca sıkıntılı günler geçirdik. Umarım bir an önce tüm bu sıkıntılar son bulur. Sağduyumuzu ve umudumuzu kaybetmeden üretmeye ve hayata tutunmaya devam edeceğiz. Kaygılarım da var, umutlarım da... Bazı şeyleri zaman gösterecek. 'BENİM İçİN AŞK BİR YABAN HAYVANI GİBİ' Ekrana sekiz sene sonra 'Bodrum Masalı'yla geri dönüyorsunuz... Bu işte sizi çarpan neydi? - Kriterlerden en önemlisi yapımcıydı. Erol (Avcı) Abi'yi zaten tanıyordum. Ardından hikâye, senaryo, oyuncu kadrosu tam hayal ettiğim gibi bir araya gelince düşünmeden kabul ettim. 'Bodrum Masalı'nda 'Yıldız' karakterini canlandırıyorum. Yıldız, çok güçlü olmasa bile dayanıklı bir kadın. Şefkatli, ailesine düşkün, duygularına yabancı değil. Kimseyi incitmeden dengeyi bulmaya çalışıyor. Bu sırada biraz yıpranıyor. Karakteri çok sevdim. Bu hikâye, maddi imkânları çöktükten sonra şehir değiştiren bir aileyi anlatıyor. Para ve mutluluk arasında nasıl bi 'KENDİ PARMAK İZİMİ BULMAYA çALIŞIYORUM' Dizi işi yapan biri içinde bulunduğu sektörün geldiği noktayı ve diğer meslektaşlarının işlerini hiç merak etmez mi? - Sektör eskisinden biraz daha iyi. Bunda oyuncular sendikasının payı büyük. Kişisel olarak rekabet duygusuyla motivasyon kuran biri değilim herhalde, bu yüzden kim ne yapmış, ne etmiş takip etmek aklıma gelmiyor. Kendi performansımın üzerine, en fazla nasıl çıkıp, ne yapabilirim diye araştırıyorum. Daha çok kendi parmak izimi bulmaya ve keşfetmeye odaklıyım. Bana çok doğru gelmiyor. Size “Kendimden başka kimsenin yaptığı röportajları okumuyorum” desem... Beni ne kadar haklı bulursunuz? - Aynı şey olmayabilir. Siz röportajcıyı değil, röportaj ve Yeni nesilden kimi beğeniyorsunuz? - Ne desem yalan olur. Yorum yapabilecek kadar izleme fırsatım olmadı. Snob görünme tavrı mı bu söyledikleriniz? - Dışarıdan böyle göründüğümün farkındayım bu durumu gerçekten snobe etmiyorum. öyle olsa samimiyetimle ilgili bir sıkıntı var demektir. Bu da ekrandan insanlara geçer. Seyirci de samimiyetsizliği asla affetmez. Doğrusu biraz da hayatı boyunca iç yolculuğuna odaklanmış ve kendi hikâyesini anlamaya çalışan biri olduğum için bu böyle. Kendi dizinizi izleyecek misiniz peki? - Evet. Sekiz sene sonra ekrandayım. İpek Bilgin'le rol için çalıştım. Eski işlerimi izledim. Geçmişte yaptığım hatalarımı gözden ge&cc 'EVLENMEM çüNKü DUYGULARIN KURUMSALLAŞMASINI SEVMİYORUM' Bir röportajınızda aşkı “tamamlanmamışlıktır” diye özetlemişsiniz... Peki hangi noktada tamamlanırız? - 0 eski bilgi... Yenisi nedir? - Benim için aşk bir yaban hayvanı gibi. Mesela vahşi bir at düşün. Onu sevdikçe, ona emek verdikçe, sabır gösterdikçe onu evcilleştiriyorsunuz. Aşkların sevgiye dönüşmesi de aşkın evcilleşmiş hali gibi. Yoksa aşka dair değişen hiçbir şey yok. Ama emek vermezseniz aşk ölür. Şimdi var mı evcilleşmiş bir aşkınız? - Var. Aşkın kendisi aynı görkemiyle orada duruyor. Ama şimdi evcilleşme döneminde. Emek verdiğimiz m&u