Hemen izlemeniz gereken 10 biyografi filmi

Film gibi hayatlar yaşayanların gerçek hikayeleri kimi ilham verici, kimi üzücüdür. İşte gerçek hikayelerin beyaz perdeye aktarıldığı ve izlemeniz gereken 10 biyografi film... Chris Gardner, ailesini ayakta tutmak için çabalamasına rağmen, eşi Linda maddi zorlukların yarattığı baskıya dayanamayınca, istemeye istemeye evi terk eder. Artık bekar bir baba olan Chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. Will Smith, filmdeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterildi. 1997 yılında bir trafik kazası meydana geldi ve henüz 36 yaşındaki Leydi Diana, tüm bu sırları da yanına alarak hayata veda etti. Bu kaza sadece kraliyet ailesi için değil, tüm dünya için büyük bir şoktu. Deniz Kuvvetleri mensubu Fisher, içindeki şiddetin nedenini anlayabilmek için profesyonel yardım alır ve bir psikiyatristle görüşmeye başlar. Bu yolculuk onu, yıllardır görmediği ailesini aramaya itecektir. Denzel Washington ilk yönetmenlik denemesini, Sony Stüdyoları'nın güvenlik görevlisi olan Antwone Fisher'ın otobiyografisinden uyarladı. Her zaman filmleriyle olay yaratan Oliver Stone'un filmi W. daha vizyona girmeden dünya basınında geniş yer almıştı. Baba oğul Bush'ların başkanlık öykülerini anlatan filmde yer yer komedi ve suç unsurları da kullanıldı. Oliver Stone bu filmde Irak savaşını eleştiriyor. Ancak Stone, amacının Bush karşıtı bir polemik yaratmak olmadığının altını çiziyor. Tatlı bela yaşanmış gerçek bir olaydan uyarlanan ve Julia Roberts'a En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar ödülü kazandırmasını sağladı. Hukuk eğitimi almamış olmasına rağmen, insan sağlığını tehdit eden çok önemli davalarda haklının kazanmasını sağlayan sıradan ama mücadeleci bir kadının öyküsünü anlatıyor. Jeffrey Wigand, dönemin en önemli sigara firmalarından birinde araştırma bölümü başkanı olarak çalışmaktadır. Bir gün yönetim kurulu üyeleri ile farklı düşüncelere sahip olmasından ötürü işten atılınca, şirketin sağlıksız tüm politikalarını cesur bir şekilde açığa vurmaya başlar. Filmin 7 dalda Oscar adaylığı bulunuyor. Jane Anderson'un yönetmenliğini üstlendiği filmde Terry Ryan'ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır. On çocuğunu dengesiz kocasına rağmen büyütmeye çalışan Evelyn Ryan, çareyi slogan yarışmalarına katılmakta bulur. Charles Van Doren'ı Twenty One bilgi yarışmasında kimse yenemiyordur; hangi soru karşısına çıkarsa çıksın bir çırpıda cevaplayan Charles Van Doren artık bir halk kahramanına dönüşmüştür. Kaybeden yarışmacılardan birinin hile yapıldığını iddia etmesiyle birlikte Richard Goodwin adında idealist bir avukat bu iddiayı araştırmaya karar verir. Filmin 4 dalda Oscar adaylığı bulunuyor. Gerçek bir hikayeden beyazperdeye aktarılan film, erkeklerin hakimiyetindeki at yarışı sektöründe, bir kadının başarı öyküsünü ve uzun yıllar kırılamayan bir rekoru anlatıyor. At yarışlarıyla ilgili hiçbir bilgisi olmayan Penny'nin sahip olduğu yarış atı Secretariat'ın, üç kez üst üste şampiyon olarak büyük bir rekor kırdığı zaferi konu alınıyor. 1955 yılında, adının Johnny Cash olduğunu söyleyen genç bir gitarist Memphis'teki Sun Stüdyolarına ünlü olmak için gelir. Bu Amerikan kültürünün üzerinde silinmez bir iz bırakacak adamın şöhrete ilk adımlarıdır. En İyi Kadın Oyuncu dalında Reese Witherspoon'a Oscar kazandıran filmin toplamda 5 Oscar adaylığı bulunuyor.

HABERİ PAYLAŞ

Hemen izlemeniz gereken 10 biyografi filmi

Kültür - Sanat

Film gibi hayatlar yaşayanların gerçek hikayeleri kimi ilham verici, kimi üzücüdür. İşte gerçek hikayelerin beyaz perdeye aktarıldığı ve izlemeniz gereken 10 biyografi film...

UMUDUNU KAYBETME(THE PURSUİT OF HAPPYNESS)

Chris Gardner, ailesini ayakta tutmak için çabalamasına rağmen, eşi Linda maddi zorlukların yarattığı baskıya dayanamayınca, istemeye istemeye evi terk eder.

Artık bekar bir baba olan Chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. Will Smith, filmdeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterildi.

1997 yılında bir trafik kazası meydana geldi ve henüz 36 yaşındaki Leydi Diana, tüm bu sırları da yanına alarak hayata veda etti. Bu kaza sadece kraliyet ailesi için değil, tüm dünya için büyük bir şoktu.

ANTWONE FİSHER

Deniz Kuvvetleri mensubu Fisher, içindeki şiddetin nedenini anlayabilmek için profesyonel yardım alır ve bir psikiyatristle görüşmeye başlar.

Bu yolculuk onu, yıllardır görmediği ailesini aramaya itecektir. Denzel Washington ilk yönetmenlik denemesini, Sony Stüdyoları'nın güvenlik görevlisi olan Antwone Fisher'ın otobiyografisinden uyarladı.

W (BUSH)

Her zaman filmleriyle olay yaratan Oliver Stone'un filmi W. daha vizyona girmeden dünya basınında geniş yer almıştı.

Baba oğul Bush'ların başkanlık öykülerini anlatan filmde yer yer komedi ve suç unsurları da kullanıldı. Oliver Stone bu filmde Irak savaşını eleştiriyor. Ancak Stone, amacının Bush karşıtı bir polemik yaratmak olmadığının altını çiziyor.

TATLI BELA (ERİN BROCKOVİCH)

Tatlı bela yaşanmış gerçek bir olaydan uyarlanan ve Julia Roberts'a En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar ödülü kazandırmasını sağladı.

Hukuk eğitimi almamış olmasına rağmen, insan sağlığını tehdit eden çok önemli davalarda haklının kazanmasını sağlayan sıradan ama mücadeleci bir kadının öyküsünü anlatıyor.

KÖSTEBEK (THE INSİDER)

Jeffrey Wigand, dönemin en önemli sigara firmalarından birinde araştırma bölümü başkanı olarak çalışmaktadır.

Bir gün yönetim kurulu üyeleri ile farklı düşüncelere sahip olmasından ötürü işten atılınca, şirketin sağlıksız tüm politikalarını cesur bir şekilde açığa vurmaya başlar. Filmin 7 dalda Oscar adaylığı bulunuyor.

ÖDÜL PEŞİNDE (THE PRİZE WİNNER OF DEFİANCE, OHİO)

Jane Anderson'un yönetmenliğini üstlendiği filmde Terry Ryan'ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır.

On çocuğunu dengesiz kocasına rağmen büyütmeye çalışan Evelyn Ryan, çareyi slogan yarışmalarına katılmakta bulur.

ŞİKE (QUİZ SHOW)

Charles Van Doren'ı "Twenty One" bilgi yarışmasında kimse yenemiyordur; hangi soru karşısına çıkarsa çıksın bir çırpıda cevaplayan Charles Van Doren artık bir halk kahramanına dönüşmüştür.

Kaybeden yarışmacılardan birinin hile yapıldığını iddia etmesiyle birlikte Richard Goodwin adında idealist bir avukat bu iddiayı araştırmaya karar verir. Filmin 4 dalda Oscar adaylığı bulunuyor.

ŞAMPİYON (SECRETARİAT)

Gerçek bir hikayeden beyazperdeye aktarılan film, erkeklerin hakimiyetindeki at yarışı sektöründe, bir kadının başarı öyküsünü ve uzun yıllar kırılamayan bir rekoru anlatıyor.

At yarışlarıyla ilgili hiçbir bilgisi olmayan Penny'nin sahip olduğu yarış atı Secretariat'ın, üç kez üst üste şampiyon olarak büyük bir rekor kırdığı zaferi konu alınıyor.

SINIRLARI AŞMAK (WALK THE LİNE)

1955 yılında, adının Johnny Cash olduğunu söyleyen genç bir gitarist Memphis'teki Sun Stüdyolarına ünlü olmak için gelir.

Bu Amerikan kültürünün üzerinde silinmez bir iz bırakacak adamın şöhrete ilk adımlarıdır. En İyi Kadın Oyuncu dalında Reese Witherspoon'a Oscar kazandıran filmin toplamda 5 Oscar adaylığı bulunuyor.