‘ATATÜRK’E BİR BAKIN’

‘Demokratik Açılım’ın görüşüldüğü TBMM’deki tarihi toplantıda en sert konuşmayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptı. Hükümeti ihanete kalkışmakla suçlayan, “Dün Meclis’in ilk başkanı olan Mustafa Kemal’in Anadolu’ya çöreklenmiş işgalcileri atmak için verdiği mücadeleye bakın. Bugün, aynı çatı altında bulunanların getirdikleri tekliflere bakın” diyen Bahçeli özetle şu mesajları verdi:

‘BU ŞARK MESELESİDİR’

“Kökenimiz, doğduğumuz yer, anamızın dili, inancımız ve mezhebimiz ne olursa olsun, bizim adımız Türk milletidir. Burasının adı Türkiye, milletinin adı ise Türk milletidir. Bunun adı tarihi Şark meselesidir. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel. Adına ister çare, ister yol haritası, ister açılım deyin, dayatılmak istenenler Şark meselesinin bugünkü uzantısıdır. Coğrafyamız tartışılırsa milletimiz, milletimiz tartışılırsa devletimiz, devletimiz tartışılarsa bayrağımız ve bayrağımız tartışılırsa varlığımız ortadan kalkacaktır.”

‘SUÇLU FEODAL YAPI’

“Bugün gerçekten bir demokrasi sorunu ve özgürlük eksikliği varsa bunun önündeki engeller devlet yapımızda ve yasalarımızda değildir. Yöredeki vatandaşlarımızın tam bir mahkûmiyet içinde bulundukları katı feodal yapının ve terörün neden olduğu ferdi özgürleşme sorunudur. Kim ülkemizde kökeni, anasının dili nedeniyle, yönetime, siyasete, ticarete, memuriyete giremediğini iddia edebilir? Kim cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı, general, profesör ya da vali olamayacağını söyleyebilir?”

‘YAKALARINA YAPIŞACAĞIZ’

“MHP oyunu bozmuştur. Başbakan’ın sıkıştığı anlarda sığındığı takiyye alışkanlığı ile milletin, devletin, bayrağın ve vatanın tekliğine vurgu yapmak zorunda kalmasının nedeni budur. Hile ve hülle arayışları sonuç vermeyecektir. Yakalarına yapışacağız. Her şeye rağmen girdiğiniz yoldan dönmemekte ısrarlı iseniz, Meclis’teki sandalye sayınız yeterlidir. Açılım ortağınızla birlikte el ele verin ve hodri meydan, bölünme yasalarını çıkartabiliyorsanız çıkartın. Birilerinin ayrıştırmaya, bölmeye yönelik talepleri demokrasi içinde görülecekse, bilinmelidir ki bizim misli ile göstereceğimiz tepkiler de aynı demokratik çerçevede olacaktır.”