Cumartesi Postası İbrahim Çelikkol: Baba olmayı çok istiyorum

İbrahim Çelikkol: Baba olmayı çok istiyorum

Paylaş
İbrahim Çelikkol: Baba olmayı çok istiyorum

Ortalarda görünmeyi hiç sevmiyor. Ormanda, doğayla iç içe bir hayat sürüyor. Şu sıralarda Kanal D’de ‘Siyah Beyaz Aşk’ta oynuyor. “Aşkın kişiyi değiştirip dönüştürme gücüne çok inanıyorum” diyor

Oya Çınar
oya.cinar@posta.com.tr

Sezen Aksu "Tanrı'nın Gözyaşları" şarkısında, “Her insan meyilli ihanete cinayete, her insan merhametli ve zalimdir” diyor. ‘Siyah Beyaz Aşk’ böyle bir hikaye değil mi?


Evet, tam da Sezen Aksu’nun söylediği gibi. İçinde zıtlıkları barındıran, bazen bu zıtlıkları birbirine yakınlaştıran, duyguları çeşitlendiren bir hikaye. İnsana, “Bu da varmış” dedirtiyor. Tam düşecekken yeniden ayağa kaldırıyor. Senaryoyu okuduğumda da en çok bundan etkilendim. Her karakterin kendine ait etkileyici ve yoğun bir hikayesi var. Ferhat karakterinin gizemi ve derinliği de beni heyecanlandırdı.



Sizce mutlak iyi var mı? Yoksa hepimiz biraz iyi, biraz kötü müyüz?

Aslında her birimizin içinde iyiyi ya da kötüyü tetikleyen şeyler mevcut. Ama bunları ortaya çıkaran da yaşadıklarımız, maruz kaldıklarımız.

Peki, sizin içinizdeki kötü hangi durumda uyanır?

Genel olarak ilişkilerimi şeffaflık, dürüstlük üzerine kurmaya çalışıyorum. Dolayısıyla karşımdakinden de her zaman açık ve net olmasını beklerim. Yalan söylenmesi, aptal yerine konulmak en tahammül edemediklerim arasında. Doğrularımla, yanlışlarımla neysem oyum. Elbette herkesin gelişime açık alanları var. Ben de bunları kabullenerek, üzerine giderek geliştirmeye çalışıyorum.

Dizide yaşadığınız aşkın büyük bir dönüştürücü gücü var. Sizce de aşkın böyle bir gücü var mı?

Sadece aşkta değil, hayatın genelinde büyük cümleler kurmaktan hep kaçınmışımdır. Hayat insana her şeyi yaşatabilir. Ama aşka ve onun gücüne; insanda yarattığı etkiye, pozitifliğe, değişikliğe çok inanırım.


BİRCE AKALAY İLE BİRBİRİMİZE GÜVENİYORUZ


Birce Akalay ile çalışmak nasıl?

Birce ile ilk defa çalışıyoruz. Enerjimiz tuttu. İyi anlaşıyoruz, hikayeyi çok güzel paylaşıyoruz ve birbirimize güveniyoruz. Karşılıklı sahnelerimizi tartışıyoruz. Bunun ekrana da iyi yansıdığını düşünüyorum.

Peki sizin hayatınızın filmi çekilse ve film hayatınızın en mutlu karesiyle başlasa...

Beni geçmişe götürdünüz... Bir basketbol maçındayız. Ortaokuldayım. Maçı kazandığımız ve kupayı kaldırdığımız o an... Tüm ailem, sevdiklerim yanımda. Sanırım hayatımın filmi böyle başlardı.


Bahsettiğiniz dönemde en büyük hayaliniz neydi?

O dönem profesyonel basketbol oynuyordum ve iyi bir basketbolcu olmak en büyük hayalimdi! Ama hep ön planda, sahada, sahnede olmayı sevdim. Bu yönüyle baktığımda yaptığım iş farklılık gösterse de çok uzak sayılmam aslında o hayalime.


YAKIŞIKLILIK YÖNETİLMEZSE TEHLİKELİ OLUR


Aşkı nasıl yaşıyorsunuz? Ferhat karakteri kadar tutkulu musunuz?

Tutkusuz aşk olmaz ki! Ama ben galiba aşkta daha çok duygusalım.

Geçtiğimiz yıl mimar Mihre Mutlu ile evlendiniz. Nasıl bir şeymiş evlilik?

Hayatı paylaşmaktan keyif alıyorsanız, ortak zevkleriniz varsa, farklılıklarınıza saygı duyuyorsanız, birbirinize bağımlı değil ama bağlıysanız, evliliğin korkulacak bir yanının olmadığını düşünüyorum.


35 yaşındaki oyuncu bir yıldır mimar Mihre Mutlu ile evli.

Romantik karenizin içinde neler var?

Birlikte spor yapmak, sonra birlikte yemek pişirip kendimize uzun, kocaman bir sofra kurmak ve keyifle sohbet etmek... Bizim en romantik karemiz.

Baba olmayı düşünüyor musunuz?

Çocukları çok seviyorum. Beş yaşında bir yeğenim var. Onunla zaman geçirmeye bayılıyorum. Benim için çok kıymetli. Çocuk sahibi olmayı da çok istiyorum, evet.



Nasıl bir baba olmayı hayal ediyorsunuz?

Bana babamdan kalan en güzel duygu, değer vermesi, özen göstermesi, yanımda olmasıydı. Her şeyimi rahatlıkla paylaşabiliyordum babamla. Enerjime ve isteklerime saygı duyardı. Ben de baba olduğumda çocuğuma babamdan gördüklerimi sağlamaya çalışırım.

Kadın hakimiyetinin egemen olduğu bir ailede büyümüşsünüz. Bu sizde neleri etkiledi?

Kadınların hayatı güzelleştirdiğine inanıyorum. Ailemdeki kadınlar sayesinde daha güzel bir hayat yaşadığımı düşünüyorum

Çok yakışıklısınız. Sizi gördüğümde, “Aman Allahım” dedim.

Çok teşekkür ederim. Yakışıklı olmak artı bir şey ama içi dolu olduğu sürece ve bunu yönetebildiğiniz sürece. Yoksa sadece yakışıklılıkla var olursanız, çocukluğunuzdan itibaren bununla pohpohlanırsanız bunun aksine tehlike olacağını düşünüyorum.


KEŞKE ZAMAN BU KADAR HIZLI GEÇMESEYDİ

● En sevdiğiniz şey?

İçimden geldiği gibi yaşayabilme özgürlüğü...

● Kıskandığınız bir şey?

Sevdiklerimi kıskanırım.

● Tahammül edemediğiniz insan tipi?

Kendini olduğundan farklı göstermeye çalışanlara tahammül edemiyorum.

● En beyaz yanınız?

Vicdanım.

● En siyah yanınız?

Kaybettiklerim.

● “Keşke” dediğiniz...

Zaman... Keşke bu kadar hızlı geçmeseydi.

● “İyi ki var” dediğiniz...

Ailem.

Haberin Devamı