Siyaset İki saldırının aynı anda gerçekleşmesi manidar
Paylaş
İki saldırının aynı anda gerçekleşmesi manidar

AK Partili Hüseyin Çelik ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu, her iki saldırının aynı saatlerde meydana gelmesini "tesadüfi değil, manidar"şeklinde yorumladı

İskenderun'da dün gece saat 00:40 sularında askerlerimize yönelik saldırı ile gece 04:30 sularında İsrail'in Gazze'ye insani yardım taşıyan gemilere yönelik saldırının yakın zamanlarda meydana gelmesi, "tesadüf mü?" sorusunu akıllara getirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "manidar" derken, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "İskenderun saldırısı ile insani yardım gemisine yapılan saldırıların aynı saatlerde olmasının tesadüfi olmadığını düşünüyoruz" dedi. Çelik, bu sözlerini açıklarken, "İsrail'in taşeron kullandığını söyleyerek İskenderun'un liman kenti olmasına dikkat çekti.

KILIÇDAROĞLU: MANİDAR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail’in, Gazze’ye insani yardım götüren gemilere yönelik saldırısını kabul etmenin mümkün olmadığını belirterek, "Bu insanlık dışı saldırının gerekçesi ne olursa olsun asla mazur gösterilemez" dedi.

Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere yönelik saldırısını kabul etmenin mümkün olmadığını belirterek, "Bu insanlık dışı saldırının gerekçesi ne olursa olsun asla mazur gösterilemez" dedi.

Gazze’ye insani yardımların gönderileceğinin ilgili ülkelerin resmi makamları tarafından bilindiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Ambargoyu delmeye yönelik bu son girişime Türkiye’den katılan ve filodakilerin en büyüğü olan Türk gemisinin hareketinden önce tarafımızdan İsrail makamları nezdinde kararlı girişimlerde ve uyarılarda bulunulabilinirdi. Böylece yaşadığımız vahim tablonun önünün alınması mümkün olabilirdi. İsrail tarafından yapılan bu saldırının tarafımızdan geçiştirilmesi mümkün değildir. Büyükelçimizin geri çağrılması olumlu bir girişimdir. Bunun yanında Hükümetin başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası örgütlerin gündemine getirmesini, yakından izlemesini ve hukuki yollara başvurmasını yerinde buluyoruz."

İSKENDERUN’DAKİ TERÖR SALDIRISI

Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin, İskenderun’daki terör saldırısında 7 askerin şehit olduğunu hatırlatarak, İsrail’in operasyonuyla bağlantısının olup olmadığına ilişkin görüşünü sorması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bu konuda değişik çevrelerin kaygıları var. Bunlar dile getiriliyor. Biz tabii İskenderun’da yaşanan olaydan gerçekten büyük üzüntü duyduk. 7 askerimizin şehit olması üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. İsrail Ordusu’nun yaptığı operasyonların sürdüğü bir ortamda Türkiye’de böyle bir eylemin gerçekleşmesi gerçekten de manidardır."

"Gazze’ye Özgürlük Hareketi"nin, İsrail ve Mısır’ın Gazze’ye uyguladığı ambargoyu sivil itaatsizlik yöntemiyle sonlandırmak isteyen bir uluslararası sivil toplum kuruluşu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, 2008 yılı Ağustos ayından bu yana ambargoyu delmek için dokuz kez girişimde bulunulduğunu, bunlardan ilk 5’ine İsrail tarafından izin verildiğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ancak Ocak 2009’dan beri bugün yaşanan da dahil son dört eylem İsrail güçlerince engellenmiştir. İsrail’de şu an iş başında bulunan koalisyon hükümeti genel olarak dış siyasetinde, özel olarak da Arap-İsrail anlaşmazlığı meselelerinde ’şahin politikalar’ takip etmektedir. İsrail hükümeti, Gazze’ye uyguladığı ambargoyu delme girişimlerinin arkasında İran ve Suriye’nin olduğuna inanmakta ve tıpkı daha önce ’Dökme Kurşun Operasyonu’nda olduğu gibi orantısız güç kullanarak caydırıcı olmayı hedeflemektedir. Dolayısıyla Gazze’ye Özgürlük Hareketi’nin çok daha cüretkar olacağı başından itibaren belli olan bu son denemenin hiç istenmeyen kanlı sonuçlar verebileceği aşikardır.

31 Mayıs günü sabah saat 04.00 dolaylarında İsrail komando birliklerince havadan ve denizden gerçekleştirilen operasyon büyük can kaybıyla sonuçlanmıştır.

Olay hakkında İsrail basınında karartma uygulandığı için sadece bakanlık ve ordu sözcülerinin açıklamalarıyla konudan haberdar olabiliyoruz. İsrail’in kendi soydaşlarına bir dönem uygulanan insanlık dışı davranışları bugün Gazze’de yaşayan masum halka uygulaması tüm dünyayı şaşırtmaktadır."

"YARALILAR TÜRKİYE’YE GETİRİLMELİ"

İsrail’in saldırısının Türk kamuoyu olmak üzere Müslüman aleminde de ciddi tepkilere yol açtığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Müslüman aleminin haklı duyarlılığına katılıyoruz. Öte yandan İsrail’in orantısız güç kullanımına ilişkin tepkilerimizi ortaya koyarken tahriklere kapılmamayı da bir ilke olarak kabul etmeliyiz" dedi.

Gemideki sivil toplum kuruluşu üyeleri arasında yabancı uyruklu kişilerin yanısıra Türk vatandaşlarının da bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Vatandaşlarımızın hemen Türkiye’ye getirilerek tedavilerine burada devam ettirilmesi uygun olacaktır. Bunun yanında ülkemizde yaşayan Musevi vatandaşlarımıza yönelebilecek eylemler konusunda da hükümet gerekli tedbirleri acilen almalıdır. CHP olarak bu sorunun uluslararası çıkarlarımız doğrultusunda çözümüne sorumluluklarımız çerçevesinde katkıda bulunmaya hazırız" diye
konuştu.

Kılıçdaroğlu, sözlerini, yaşamını kaybedenlere Allah’tan rahmet ve ailelerine başsağlığı dileyerek tamamlandı.

"DİPLOMASİNİN ETKİN GÖREV YAPTIĞI KANISINDA DEĞİLİZ"

Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, TBMM’nin, İsrail’in, Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısını kınayan bir deklarasyon yayımlayabileceği sözleri hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Elbette hükümet bu olayla ilgili olarak bizim bilmediğimiz kamuoyuna yansıyan konular var ve grupları bilgilendirmek isterse bundan mutluluk duyarız" dedi.

Kılıçdaroğlu, gemiler yola çıktığında karşılıklı açıklamalar yapıldığı ifade edilerek, durumun bu noktaya gelmesinde ihmal olduğunu düşünüp düşünmediği sorusunu yanıtlarken de diplomasinin temel görevinin çatışma ortamını yaratmamak olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Eğer diplomasi varsa bunun için vardır.

’Geliyorum’ diyen bir tehlike var. Yazılan, çizilen bir tehlike var. Diplomasinin bu süreç içinde yeterince etkin görev yaptığı kanısında değiliz" diye konuştu.

BAHÇELİ’DEN KINAMA

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İskenderun’daki terör saldırısı ile İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısını "nefretle kınadığını" bildirdi.
Bahçeli, yazılı açıklamasında, Türkiye’nin, Hatay’ın İskenderun ilçesinde Deniz Üs Komutanlığına bağlı ikmal birliğine yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye
insani yardım malzemesi götüren gemilere İsrail’in askeri saldırısıyla sarsıldığını ifade ederek, "Bu iki saldırıyı nefretle kınıyorum" dedi.

Şehitlere ve İsrail’in saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifa dileyen Bahçeli, şöyle devam
etti:

"Gazze’ye İsrail tarafından uygulanan insanlık dışı abluka altında yaşam savaşı veren Filistinlilere insani yardım malzemesi götüren gemilere saldırıda
bulunulması barbarlıktır. İsrail’in Türk bayraklı sivil yardım gemilerine uluslararası sularda askeri müdahalede bulunması, uluslararası hukuka aykırı, ahlak ve insanlık dışı düşmanca bir saldırıdır.

Bu saldırının anlaşılması, kabul edilmesi ve izahı hiçbir şart altında mümkün değildir. İsrail’in Türk gemilerine düşmanca saldırısı karşılıksız
bırakılmamalıdır.

Türk hükümetinin, Türkiye’ye açıkça düşmanlık ilanı olan bu saldırıya tepkisi geçici ve göstermelik olmamalı, kağıt üzerinde ve sözde kalmamalıdır."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı "bu saldırıya karşı etkili, sonuç alıcı ve bu hasmane hareketle orantılı somut tepki göstermeye" davet eden Bahçeli,
hükümetin göstereceği tepki konusunda da şunları kaydetti:

"İsrail’deki büyükelçimizi derhal ve süresiz olarak geri çekmeli, İsrail ile askeri alandaki ilişkileri ve savunma sanayi işbirliğini kesmeli, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Yasası’na açıkça aykırı olan bu saldırıyı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne götürerek, İsrail’in en ağır şekilde kınanması için gerekli girişimlerde bulunmalı, İsrail’in zorla elinde tuttuğu gemilerimizin süratle iadesi sağlanmalı, bu düşmanca saldırı nedeniyle
tazminat dışında İsrail’in Türkiye’den açıkça özür dilemesi için gereken yapılmalıdır."

3

Haberin Devamı