Selin Çakar 'İkimizin Yerine' havada kalan bir aşk hikayesi
HABERİ PAYLAŞ

'İkimizin Yerine' havada kalan bir aşk hikayesi

Haberin Devamı

Dün gösterime giren, başrollerinde Serenay Sarıkaya ve Nejat İşlerin olduğu "İkimizin Yerine"yi seyretmeye büyük bir merakla gittim. Çünkü izlediğim fragmanlar bende bol ağlamalı, sarsıcı bir aşk hikayesi izleyeceğim kanısı yaratmıştı. Maalesef öyle olmadı.

Karakterlerle ya da oyunculuklarla alakalı herhangi bir sıkıntı yoktu. Serenay Sarıkaya su gibiydi, çok güzeldi. Sadelik ona çok yakışmıştı. Nejat İşler’i seyretmeyi özlemişim. Bakışları ve puslu sesiyle tam da aşık olunacak bir karakter izledim. Zerrin Tekindor tartışmasız iyiydi. Ama beni en çok etkileyen karakterlerden biri İştar Gökseven’in hayat verdiği ‘Murat’tı. Hayatı kabullenişi, yaptığı hataların sorumluluğunu alışı, kızıyla olan ilişkisiyle ‘Murat’ı izlemek çok keyifliydi.

Gel gelelim en çok gözüme çarpan ve beni hikayenin inandırıcılığından uzaklaştıran şey, anlatılan geçmişe göre Çiçek’in anne ve babasının fazla genç olmalarıydı ki bu, filmin sonunda sinemadan çıkan hemen herkes tarafından konuşuldu. Hatta hemen önümde yürüyen iki arkadaş "İyi de bu kadın en fazla 45 yaşında gösteriyor ama hikayeye baktığında en az 55 yaşlarında göstermesi gerekirdi" diyorlardı.



Bir diğer sıkıntı ise Çiçek’in bilmediği geçmişe yönelik bir hikaye anlatılmasına rağmen filmin ilk yarısında bununla alakalı en ufak bir ipucu verilmemesi, ilk yarının gereğinden fazla durağan geçmesine sebep olmuştu. Sıkılmama ramak kala keyif veren tek şey, araya serpiştirilen esprili diyaloglar oldu.

Doğan'ın (Nejat İşler)’ın Çiçek’e olan aşkının, Çiçek'in (Serenay Sarıkaya) ise acısının beni çok derinden etkilemediğini söylemeliyim. Havada kalan bir şeyler vardı. Yine de filmi izlerken bizi çok vurucu bir sonun beklediğini düşünsem de gayet sakin bir final oldu.

Ama filmden çıkarken aklımdaki en belirgin şey, Serenay Sarıkaya’nın sinema perdesine çok yakıştığıydı. Umarım bundan sonra sinemada daha fazla yer alır. Onu izlerken bende bir Julia Roberts hissi yarattığını söylemeden geçemeyeceğim.

"İkimizin Yerine" ye bol gişe diliyorum. İzleyenlere de keyifli seyirler...

SEYİRCİ ARTIK ÇOK DAHA DİKKATLİ

Dizi ya da sinema filmi fark etmez; seyirci artık mantık hatalarını, göz ardı edilen ayrıntıları çok daha çabuk fark ediyor. O yüzden de bir hikayeyi kurgularken detayları atlamamak da fayda var. Çünkü bu tür hataları fark eden seyirci anlatılanı inandırıcı bulmuyor ve sonuç olarak da o işi izlemekten vazgeçiyor.

Bu aralar bu tarz hataların en çok gözüme çarptığı işlerden biri Fox TV’de yayınlanan "Bana Sevmeyi Anlat" dizisi. Sekiz bölümdür boşluk verilen onlarca şey sayabilirim. Bizim dizilerimizdeki en büyük sıkıntılarından biri de önceki bölümlerde ne anlatıldığının unutulup ilerleyen bölümde tam aksi bir şeyin anlatılması. Lakin seyirci severek izlediği dizide ne anlatıldığını unutmuyor ve yanlışları çok çabuk yakalayabiliyor. Yani artık seyirci ne verilse izlemiyor. Seçici davranıyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder