Cumartesi Postası İlham Gencer: Bütün cazcılar gibi ben de anarşistim

İlham Gencer: Bütün cazcılar gibi ben de anarşistim

Paylaş
İlham Gencer: Bütün cazcılar gibi ben de anarşistim

Büyük cazcı İlham Gencer bugün 93 yaşında ama hâlâ piyanosunun başında! ‘Bak bir Varmış Bir Yokmuş’, ‘Zamane Kızları’ gibi şarkıların ünlü söz yazarı. Enerjisi hiç bitmemiş. “Ölümden hiç korkmuyorum, hayata geçirmek istediğim projelerim var” diyor

Röportaj: Canan Danyıldız
Fotoğraf: Eray Akın


■ Pera Palas’ta hâlâ sizi dinleyebiliyoruz, yaş 93!

Evet, 15 Eylül-30 Mayıs arası neredeyse her gün burada çalıyorum. Daha çok hanımefendiler beni dinler. Genellikle Cumhuriyet kadınları ve onların kızları. Erkek pek olmaz, kadınlar içindeki tek erkek ben olurum.

■ Anne-babanızın da tek evladıymışsınız...

Doğru. Annem babam birkaç aylıkken ayrılıyor. Babamı çok uzun süre görmedim, yetim büyüdüm. Annemin babası beni büyüttü. Dedem ben 16-17 yaşında Beyoğlu’nda çalışırken bile çalıştığım yerlerin önünde beklerdi beni. Sonra babama gittim, çok sevdik birbirimizi.

■ Piyano çalmayı kimden öğrendiniz?

Annemden. Aslında öğretmendi, “Geç piyanoya” derdi. Amatör olarak çalardı, bir de sessiz sinemada... Çocuklara da öğretirdi. Dedem çok zenginmiş. Annemler Almanya’da eğitim görmüş. Benimkisi Allah vergisi biraz, hâlâ nota bilmem. Başta Almanca olmak üzere 12 dilde şarkı söyleyebiliyorum.

■ O zenginlikten geriye bir şey kalmamış mı?

Dedem İstanbul’daki ortaklarının yanlışları yüzünden iflas etmiş. Yoksa bugün Sabancılar, Koçlar gibi bir aile olurmuşuz. Çocukları iyi Almanca bildikleri için iyi işlerde çalışmışlar. Dayım AEG firmasının müdürü olmuş, Türkiye’de bahçesinde ilk kivi yetiştiren insandı. Bense liseyi güç bela bitirdim.

■ Hayalleriniz var mıydı o zaman, ünlü bir piyanist-şarkıcı olayım diye?

Hiç yoktu. Şarkıları dinleyip çalmak bana yetiyordu. Radyodan dinleyip çalmaya çalışıyordum. Konservatuvara gidemedim ama içimde uhde kalmadı. Oğlum Bora’yı konservatuvara soktum.

■ Sahneye ilk ne zaman çıktınız?

1924 doğumluyum. Yanılmıyorsam 5-6 yaşındaydım. İlk bestemi de o zaman yapmışım. 16-17 yaşında sahneden para kazanmaya başladım. İlk paramı da Harbiye Ordu Evi’ndeki düğünlerde kazandım, 10 lira yevmiye alırdım. Dario Moreno bile dinlemeye gelirdi, asker olarak!

■ Sonra?

1950’de İbrahim Özgür’ün Beyoğlu’ndaki yeri Tea Room’da çalışıyordum. Yalnız piyano değil, şarkı da söylemeye başlamıştım. Gazetede bir okudum ki ünlü Kervansaray açılıyor... Bir yıl orada çalıştım, sonra yedek subay olarak Ankara’ya gittim. Asıl şöhret Caddebostan’da meşhur Ayten Gazinosu’nda geldi.



■ O zamanki eğlence hayatı nasıldı İstanbul’da?

Herkes dans ederdi. Sonra sonra dans kaldırıldı, sadece dinlemeye başlanıldı. Mesela Atatürk’e çalmayı çok isterdim!

■ İlk eşiniz Ayten Alpman da bu yıllarda hayatınıza giriyor...

15 yıl flört ettik, hocasıydım kocası oldum! 1953’te evlendik. Birer yıl arayla İlhan ve Ayşe doğdu.

■ İkinci eşiniz de ‘Ege Güzellik Kraliçesi’ Necla Hanım...

Evet, rahmetli eşim. Onu geçirdiğimiz bir trafik kazasında kaybettim. Karşıdaki araç yüzde yüz hatalıydı. Ayten çocukluk aşkımdı ama Necla başka idi, ona daha düşkündüm. O hakiki aşktı. Ben 40 yaşındayım, o 25 yaşındaydı.


İNTİHARA KALKIŞTIM


■ Çatı Kulüp miladınızdır...

Çatı’yı Halaskargazi’de açtığımda çok popüler bir yer değildi. Yıl 1959-60. Site Sineması’nın olduğu binanın çatı katını kiraladık. Ailem genişlemişti. Kendime ait bir yer açarsam daha rahat ederiz diye düşünmüştüm. Yedi yıl vergi rekortmeni oldum, ama şimdi kirada oturuyorum! Olsun, Atatürk’ün de parası yoktu.

■ Kulübün tepesine çıkıp kendinizi benzinle yakma hikayeniz nedir?

Çatı’yı kapatmaya kalktılar. Dama çıktım, elimde bir bidon benzin... Kapatmasınlar diye “Yakacağım” dedim ama blöf yaptım. Kızım Ayşe beni durdurdu, “Baba nolur yapma” dedi. Ben de aşağı indim. İtfaiyeler, aşağıda binlerce insan... Bir görseydin!

ÖLÜMDEN KORKMUYORUM


■ Ölümden korkuyor musunuz?

Hiç korkmuyorum. Ölümden korkan yaşamaktan korkar. Turizm projem var, bir tek onu yapamadan ölürsem gözüm açık gider.

■ Hayat değişiyor... Demode kaldığınızı düşünüyor musunuz?

Hiç düşünmedim. Müziğim, caz hep gelişiyor. İlk piyanist şarkıcıyım, düşünsene! Bu fotmatta Türkçe şarkı söyleyen ilk müzisyenim. Benden önce hep yabancı şarkılara Türkçe sözler yazılırdı ya da yabancı şarkılar söylenirdi.

■ Değişik huylarınız var mı?

Çok titizim, Başak burcuyum. Erkekleri hiç öpmem! Tokalaşırım yalnızca. Kızları öperim.

■ 93 yaşında bu enerji müthiş! Ne yer, ne içersiniz?

Günde iki öğün yerim, sabah kahvaltısı yapmam. Her sabah 45 dakika yüzerim. Uyanınca da yatakta biraz jimnastik yaparım. Parmaklarıma dikkat ederim, sıcak çay bile tutmam! Evim tepede, yürüyerek çıkarım.

■ Çocuklarınızla aranız nasıldır?

Bu yaşımda onların peşindeyimdir. Üçünü de her gün ararım.

BÜTÜN CAZCILAR GİBİ BEN DE ANARŞİSTİM


■ Hep dikbaşlı mı oldunuz?

Evet. Anarşist ruhlu bir adamım, haksızlığa hiç gelemem! Ama bütün cazcılar anarşist ruhludur. İşkence bile gördüm, her devirden alacağım var. 12 Eylül’de ilk asılacaklardan biri bendim, son saniyede anladık kumpası.

■ Her dönemle insan nasıl papaz olur?

Oldum. Ecevit, Süleyman Demirel, İsmet İnönü, 12 Eylül... Kılıçdaroğlu’ndan bile özür bekliyorum. Her zaman da hakkımı ararım. 1966’da Beyoğlu’nda linç mi edilmedim, tek kişilik eylemler mi yapmadım... İşlerim çok engellendi. Benim kadar dışlanan başka müzisyen yoktur! Ülkücü olmama rağmen onlar tarafından bile dışlandım.

■ Sizin de maşallah eliniz ayağınız durmuyor ki!

Ne münasebet efendim. Asıl devrimcilik bu! İbrahim Tatlıses’i affetmiyorum, çünkü türkülerimizi bozdu. İtalya’da olsaydı kesin Pavarotti olurdu.

■ Piyanonuzu hacizden kurtarmışsınız...

Siyah piyanom haczedildi. Beyaz piyanom hazcedilseydi intihar ederdim! İşte, vergi rekortmeniydim düşün... Ne hale getirmişlerdi o zaman.

■ Beyaz piyanonuz çok mu kıymetlidir?

Steinway kuyruklu piyanomu 1953’te 30 bin liraya aldım. Sabancı ve Koç’ların katıldığı bir müzayededen... O paraya üç yalı alınabiliyordu. Alsaydım bugün kirada oturmazdım. Ama üzgün değilim. Para önemli değil. Emekli maaşım var gocunmuyorum.

■ Fazıl Say’ı nasıl buluyorsunuz?

Çok yetenekli, takdir ediyorum. Para ve kazanma hırsı yok.

Haberin Devamı