Nedim Şener İlk ders
HABERİ PAYLAŞ
Haberin Devamı

Bilgi Üniversitesi’nde, İletişim Fakültesi Dekanı Halil Nalçacıoğlu’nun daveti üzerine üç yıldır “Soruşturmacı Gazetecilik” dersi veriyorum. Hayatımıza yön veren öğretmenlerimizin mesleğine köşesinden bulaşmak bile büyük bir onur.

Üç yıldır sorumluluğunu aldığım dersi ilk sene sevgili Zehra Kafkaslı’nın şimdi de sevgili Ali Yıldırım’ın asistan desteği olmasa yürütmem mümkün olmazdı. Üç yıldır ‘ilk ders’ heyecanımı yenemiyorum. Halil bey, “Normal, o heyecan olmazsa zaten hocalık olmaz” deyip yatıştırmaya çalışsa da engel olamıyorum. Günlerdir 38 öğrenci ile bugünkü ilk dersin heyecanını yaşıyorum.

Bugün duruşma var Ali

Hafta başında Ali Yıldırım ile toplantımızda bugünkü ilk derste ne yapacağımızı konuşurken, “Ali, bir dakika Çarşamba benim mahkemem var” dedim. Evet, bugün 2011’den beri ben ve gazeteci arkadaşlarımın yargılandığı Odatv davasının karar duruşması yapılacak.

Tesadüf işte; gazetecilik yapayım derken terörist diye tutuklanıp, hapse atıldığım davanın son duruşması “Soruşturmacı gazetecilik” dersi vereceğim ilk güne rastladı. Ali’ye, “Aslında gazetecilik öğrencilerine ilk dersimiz bu olsun” dedim. “Nasıl?” diye sorunca, “Türkiye’de gazetecilik yaparken başına neler gelebileceğine en iyi örneklerden biri şu yaşadıklarımız değil mi? Öğrencilere, dersin hocası Nedim Şener, gazeteciler Ahmet Şık, Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Müyesser Yıldız, Doğan Yurdakul, Coşkun Musluk, Sait Çakır, Yalçın Küçük ile birlikte 'terörist' diye yargılandıkları davanın duruşması olduğu için ilk derse gelemedi dersin.

Bu davada yargılanan gazetecilerin hiçbir güç odağına bağlı olmadan habercilik yaptıklarını, komplo ile yıllarca ailelerinden, mesleklerinden uzak tutularak hapsedildiklerini anlatırsın. Komplonun çok önceden anlaşıldığını ama bir türlü onları temize çıkaracak kararın verilmediğini, geciken adaletten sadece onların değil herkesin zarar gördüğünü söylersin.

Kafa karıştıran dava

Hrant Dink cinayetinde sorumluluğunu ortaya çıkardığım FETÖ'cülerin komplo kurduğunu ve Ergenekoncu (ETÖ'cü) diye hapsedildiklerini anlatırsın. Bu davada FETÖ ile ilgili kitap yazdığı için ETÖ'cü diye tutuklanan Ahmet Şık’ın şimdi de FETÖ, PKK, DHKP-C örgütünün propagandasını yapmak gibi bir garabet gerekçeyle yeniden Silivri’de olduğunu anlatırsın” dedim.

Sevgili Ali biliyorum kafaları karışacak ama bu dönem ben olmadan yapacağın ilk ders böyle olsun. Kafa karışıklığı sonraki derslerde gidereceğim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder