İnadına stada...

Hava buz gibi... Kar atıştırıyor... İnsanların çoğu uzun zamandır görmedikleri bu soğukta deyim yerindeyse burunlarını pencereden, kapıdan dışarı bile çıkarmıyor...

Ama bazıları var ki şehir içinde kilometrelerce yol katedip Şükrü Saracoğlu Stadı’na koşturuyor... Bazıları ise şehir dışından örneğin Yalova’dan, İzmit’ten, Sakarya’dan, Tekirdağ’dan hatta daha uzak illerden sevdalandıkları renkler için yola çıkıyor... Tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşayan, ‘şike’ ile suçlanan takımlarının yağan kar gibi tertemiz, lekesiz olduğuna tüm kalpleriyle inanıp, inadına stada koşuyorlar.
[[HAFTAYA]]

İçlerindeki isyankar ruhu, tezahüratlarıyla sahadaki futbolculara taşıyorlar... İşte bu atmosferde fırtına gibi başlıyor maça Fenerbahçe. Sağlı sollu ataklar, bindirmeler...

Ve gol taraftarla yıldızı bir türlü barışmayan Bienvenu’den geliyor... Bienvenu de kendini atmosfere öyle kaptırmış ki, gol sevincini arkadaşlarıyla değil, kale arkasındaki taraftarlarla sarılarak kutluyor. Sonra Stoch’dan müthiş bir füze. Buz gibi hava ısınıyor. Ve o an maç Fenerli için bitiyor. Ama ilk yarıda fırtına gibi esen takım ikinci yarıda duruyor. İlk yarıda maçı kafalarında bitirenler bu kez son düdük çalması için dua ediyor. Son düdük çalıyor ve sonuç: Fenerbahçe ‘en’lerine bir yenisini daha ekliyor; ligde 1000 kez ile en fazla kazanan takım.