Deprem olunca Başbakan’ın Şanlıurfa seyahatini yazamadım.
***
Hava güneşli ve sıcaktı…
Günlerden pazar…
Mavi beyaz çizgili gömlek ve ceketiyle çıktı kürsüye Başbakan…
Herkes çok şaşırdı.
Çünkü böyle havalarda hele bir de günlerden pazarsa ceketi atardı Başbakan...
Yanındakilere sordum…
“Bu havada bu ceket de neyin nesi?” diye
“Sorma” dediler…
“Geçen yerel seçimler öncesi yine Urfa’dayız. Başbakan kürsüde konuşuyor. Hava o kadar sıcaktı ki bir ara ceketini çıkardı… Konuşması bitince yanındakiler ‘Efendim her zamanki gibi harika konuştunuz. Urfa tamamdır. Ceketinizi aday gösterseniz seçimi kazanır’ dediler. Ankara’ya dönerken bir baktık ki Başbakan’ın ceketi kayıp!”
“Eee…” dedim.
“E si var mı? Dedikleri çıktı! Keramet ceketteymiş. Başbakan’ın ceketi gidince Urfa da elden gitti. Seçimi kaybettik! Malum seneye yine seçim var. ‘Birileri yine ceketimi araklayıp seçim kazanmasın’ diye temkinli davranıyor şimdi Başbakan!”
Adamcağız tam sözünü bitirmişti ki…
Bir anons duyuldu…
***
“Sıradaki şarkı Urfa Belediye Başkanı Ahmet Fakıbaba’dan Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan için geliyor…”
Tanrı bütün kullara rızkını dağıtırken
Kimi sırtüstü yatar kimi boşta gezerken
Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı ya nasip ne demekti
Kul Ahmet bir gün bir ceket diktirdi
Mahalleye dert oldu kul Ahmet'in ceketi
Herkes gömlek giyerken Ahmet ceket giyerdi
Konu komşuya dert oldu kul Ahmet'in ceketi
Mahalleli kahvede muhabbet peşindeyken
Leylekler lak lak edip peynir gemisi yüklerken
Bir gün bir yoksul öldü...
Ama bir kefen parası bulamadı mahalleli
Kul Ahmet dedi yalan dünya çıkardı ceketini
Örttü garibin üstüne kaldırdı cenazeyi
Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti...
İbreti âlem oldu Ahmet beyin ceketi…
Meğer cekette değilmiş keramet!