Dünya İngiltere'de yeni dönem

İngiltere'de yeni dönem

Paylaş
İngiltere'de yeni dönem

İngiltere'de 36 yıl aradan sonra ilk defa ya bir koalisyon ya da azınlık hükümeti kurulacak

İngiliz Parlamentosu’nun alt kanadı olan Avam Kamarası’nda yer alacak 650 milletvekilini belirlemek için İngiltere, Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler’de seçmen dün sandık başına gitti. Seçmenler ayrıca 164 yerel yönetim için de oy kullandı.

Seçimlerde, ana muhalefette bulunan Muhafazakarlar yüzde 36.3 oy oranıyla 286 milletvekili çıkarırken, iktidardaki İşçi Partisi 28.9 oy oranıyla 238 milletvekili, Liberal Demokratlar ise yüzde 22.9 oy almasına rağmen sadece 51 milletvekiline sahip oldu. İngiliz basını şimdi bu seçim sistemindeki adaletsizliği konuşuyor.

Hürriyet gazetesinin konuyla ilgili haberine göre, İngiltere'de mevcut seçim sistemi, dar bölge ve çoğunluk esasına göre düzenlendiği için, yâni her seçim bölgesinde en çok oyu alanın doğrudan milletvekili seçilmesi dolayısıyla, herhangi bir siyasi partinin aldığı yüzdelik oyla, sahip olduğu sandalye sayısı doğru oranda olmayabiliyor.

İşte İngiltere’de bu sistem işleyişinde dün yapılan seçimlerde Muhafazakarlar, 13 yıl sonra ilk kez zirveye çıktı. İktidardaki İşçi Partisi ikinciliğe gerilirken, Liberal Demokratlar beklenen patlamayı yapamadı.

Parlamentoda hiçbir parti 326 sandalyelik salt çoğunluğa sahip olmayacak. 1974’ten beri ilk kez oluşan “asılı parlamento”, bir koalisyonu veya azınlık hükümetini zorunlu kılıyor. Siyasi kriz kapıda.

SANDIK ŞAŞIRTMADI

Ülke genelindeki 650 seçim bölgesinden 606'sından gelen seçim sonuçlarının ardından Muhafazakarlar’ın Avam Kamarası’nda çoğunluğu elde edecekleri kesinleşti ancak partinin salt çoğunluğa ulaşabilmesi beklenmiyor. Sonuçların açıklanmasının ardından, parti lideri David Cameron, “İşçi Partisi hükümetinin artık ülkeyi yönetme kapasitesini kaybettiğinin ortada olduğunu” söyledi.



TSİ 10.40 itibarıyla oy ve sandalye dağılımı şöyle oldu: Muhafazakarlar, oyların yüzde 36.2’sini aldı ve 287 sandalye elde etti (değişim +89), İşçi Partisi oyların yüzde 29’unu aldı ve 241 sandalye elde etti (değişim -83), Liberal Demokratlar ise oyların yüzde 22.9’unu aldı ve 51 sandalye elde etti (değişim -6).

Gidişat bu yönde olursa İşçi Partisi’nin yaklaşık 80 milletvekili kaybetmesi beklenirken, Başbakan Gordon Brown her şeye rağmen İngiltere’nin “güçlü, istikrarlı ve ilkeli bir hükümete kavuşmasında” rol oynamak istediğini söyledi. Başbakanlık'tan yapılan açıklamada Brown’un bir koalisyon hükümeti kurma çabasında olduğu ifade edildi.

Ancak gölge dışişleri bakanı William Hague, Brown’un, Liberal Demokratlarla bir anlaşma yapma çabasının “utanmaz bir siyasi hareket” olacağını söyledi. Öte yandan meclis matematiği an itibarıyla böyle bir koalisyon için iki partinin yeterli sandalyeye sahip olamayacağını gösteriyor.

ÇOK OY ALMAK ÇÖZÜM DEĞİL

İngiltere'de seçim sistemi özetle şöyle işliyor: Ülke eşit büyüklükte seçim bölgelerine bölünüyor ve her parti her bölgeden bir aday gösterebiliyor. Seçmenler de listedeki adaylardan sadece bir tanesini seçiyor. En çok oyu alan aday o bölgeden seçimi kazanmış oluyor. Bu sistem istikrarlı tek parti hükümetleri getirdiği için avantajlı gibi görünse de milyonlarca oyun çöpe atılmasına neden olduğu ve küçük partileri meclisin dışında bıraktığı yani çoğunluğun temsiline izin vermediği için eleştiriliyor.

Tek adaylı çoğunluk sisteminde mecliste kimin ne kadar sandalye sahibi olacağında sadece oyların sayısı değil, coğrafi dağılımı da etkili oluyor. Oyları belli bölgelerde yoğunlaşmış partiler, desteği ülke geneline daha dengeli olarak dağılmış partilere göre daha avantajlı bir konuma geçiyor. İşçi Partisi’nin seçmeni Liberal Demokrat Parti’ye göre daha yoğunlaşmış bir halde bulunuyor.

Dolayısıyla İşçi Partisi, örneğin, 10 seçim bölgesinin altısında birinci çıkarken, Liberal Demokratlar bu bölgelerin 10’unda da ikinci olsun diyelim. Bu durumda Brown altı sandalye kazanırken Clegg toplamda aldığı oylar Brown’dan daha fazla olsa bile hiç sandalye kazanamamış oluyor.

SEÇİME KATILIM YÜZDE 70

İngiliz Parlamentosu’nun alt kanadı olan Avam Kamarası’nda yer alacak 650 milletvekilini belirlemek için İngiltere, Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler’de seçmen dün sandık başına gitti. Seçmenler ayrıca 164 yerel yönetim için de oy kullandılar. Seçime katılım yüzde 70 oldu.

Hiçbir partinin çoğunlukta olmadığı “asılı parlamento” nedeniyle 1974’ten bu yana ilk kez koalisyon seçenekleri gündeme gelecek. Muhafazakarlar, küçük partilerin desteğini alarak İşçi Partisi’nin 13 yıllık iktidarını sonlandırmayı deneyecekler. İşçi Partisi ise kendisi gibi sola yakın duran Liberal Demokratların güç birliği yapacağını umuyor.

BROWN BIRAKACAK MI?

Liberal taban sola yakın olduğundan ve olası bir sol koalisyona dışarıdan da yeterli destek bulunabileceğinden, analistler bu olasılığı güçlü buluyor. Tek sorun, Liberal Demokrat lider Clegg’in, Başbakan Brown ile çalışmayacağını açıklamış olması. Yâni en “mâkul” koalisyon seçeneğinin gerçekleşebilmesi için ya Clegg geri adım atacak ya da Brown’ın başbakanlıktan ve parti liderliğinden istifa etmesi gerekecek. Aksi halde ufukta yeni bir genel seçim var.

Kraliçe 2. Elizabeth’in yeni hükümeti kurma görevini mevcut başbakan Brown’a vermesi bekleniyor. Ancak hiçbir liderin bu görevi başarması kolay değil. Birçok analiste göre İngiltere’yi, ekonomik krizden çıkışı zorlaştıracak çetin bir siyasi belirsizlik dönemi bekliyor.

TÜRK VE KKTC KÖKENLİ ADAYLAR KAYBETTİ

İngiltere'de yapılan genel seçimde oy sayımında sona yaklaşılırken, İşçi Partisi listesinden seçime giren Türk ve KKTC kökenli adaylar parlamentoya giremedi.

İşçi Partisi Basingstoke bölgesinden aday olan Funda Pepperell oyların yüzde 20'sini alarak bölgesinde üçüncü sırada yer aldı. Pepperell'in aday olduğu bölgeden Muhafazakar Parti yüzde 50 oyla milletvekili çıkardı.

İşçi Partisi'nden bir diğer milletvekili adayı olan Ayfer Orhan da oyların yüzde 20'sini alarak üçüncü sırada yer aldı. Orhan, aday olduğu Hemel Hempstead bölgesinde, yüzde 22 oy alan Liberal Demokrat aday ve yüzde 50 oy alan Muhafazakar adayın gerisinde kaldı.

(Hürriyet)

4

Haberin Devamı