Cumartesi Postası 'İnsanlar bakışlarımdan çekiniyor'

'İnsanlar bakışlarımdan çekiniyor'

Paylaş
'İnsanlar bakışlarımdan çekiniyor'

8 yaşında oyuncu olmaya karar verdi. 13 yaşında 'bilinmeyen numaralar servisi'nden mankenlik ajansının telefonunu aldı, arayıp adres istedi. Gitti, kaydoldu, reklam filmlerine başladı

14 yaşındayken 'Yaprak Dökümü'nde oynadı. Şimdi 20 yaşında ve 'Araf' filminde canlandırdığı ağır rol ile peşpeşe iki ödül aldı. Tempo Dergisi, yaptıkları yapacaklarının garantisi olan genç oyuncu Neslihan Atagül ile konuştu

Haberin Devamı

- Neşeli görünürken bir anda karamsarlaşıyorsunuz. Büyük dertleriniz mi var?

Çok gencim ama sorumluluklarım var. Yeditepe Üniversitesi’nde Tiyatro Bölümü’nde burslu okuyorum ama iş yoğunluğundan ötürü okula gidemiyorum. Çoğu yaşıtım babasından harçlık alıp sadece okula gidiyor. Ben özel üniversiteyi burslu kazanmak durumundaydım mesela. Yaptığım işten kazandığım parayla yaşıyorum. Şu anda evli ve çocuklu oyunculardan farkım yok. Ben de ev geçindiriyorum.

- Biraz ailenizden bahsedebilir misiniz?

Annem ev kadını. Dikiş nakışla uğraşır, bana sürekli bir şeyler örer. Babam şoför, ağabeyim muhasebeci.

- Sizi oyunculuğa çeken neydi?

Bir gün babamla televizyon seyrediyorduk. Sekiz yaşındaydım, “Baba, ben oyuncu olacağım” dedim. O da “Olursun kızım” dedi. 13 yaşındaydım, ‘bilinmeyen numaralar servisi’nden Erberk Ajans’ın telefonunu aldım. “Ajansa nasıl kaydolabilirim?” diye sordum. Annemlere ajansın adresini verip beni götürmelerini istedim. Reklam filmleriyle başladım.

Haberin Devamı

- O yaşta bu kararı vermek riskli değil mi? Başka meslek düşünmediniz mi?

Tercüman olabilirdim. Lisede üç yıl İngilizce okudum. Sonra bir dönem edebiyata yönelmek istedim. Moda tasarımı ve endüstriyel tasarıma merakım vardı. Ama kendimi onlara ait hissedemedim. ‘Yaprak Dökümü’nden sonra tanınmaya başladım. 14 yaşındaydım, sokağa çıktığımda insanlar benimle tanışmak istiyordu.

- Kendinizi farklı buluyor musunuz?

Farklı bir şey var ama ne olduğunu tam bilmiyorum. Dış görünüşle mi, ruhla mı alakalı, anlamıyorum.

- Kendinizi daha çok huzurlu mu yoksa endişeli mi hissediyorsunuz?

Endişeli.

- 20 yaşında bir genç kızın bu cevabı vermesi normal mi?

Arkadaşlarıma farklı fikirler sunduğumda “Sen nereden biliyorsun?” diyorlar. “Ben yaşadım bunu” dediğimde “Sende yaşanmışlık yok, öyle görünmüyorsun” diye yanıtlıyorlar. Bazıları da tam tersine “Senin bir derdin var, dışarıdan bile belli oluyor” diyor.

- Sizi ilk tanıyanlar böyle mi anlatır?

“Samimisin ama sınırların var” diyorlar. Genellikle bakışlarımdan çekiniyorlar.

“Erkekte sadece zeka ararım”

Haberin Devamı

? Bir erkek sizi nasıl tavlar?

Zeki olmalı. Başka bir şey aramam.

- Aşkı nasıl yaşarsınız?

Bu konuda yeniyim. İki sevgilim oldu.

- Şu anda sevgiliniz var mı?

Evet. Fikirlerine, dünyaya bakışına, psikolojisine, ruhuna güveniyorum.

- Aşık mısınız?

Evet. Bir yıl oldu. Huzurlu biri. Az önce Taksim’de olduğunu söyledi. “İşim erken bitse de onu yakalasam, birlikte zaman geçirsek” diyorum. Yanımda yokken hep acelem oluyor; çünkü bir an önce yanına gitmek istiyorum.

- Peki ya evlilik?

Bir gün evleneceğim. Çünkü çocuk sahibi olmak istiyorum.

- İlk kez ‘Araf’ta sevişme sahnesinde rol alacaktınız. Tereddüt ettiniz mi?

Rol geldiğinde 18 yaşındaydım. Yönetmenden yana şüphem yoktu. O sahnelerin nasıl çekileceğini öğrenince, kendini o yönetmene gözün kapalı teslim ediyorsun. Öpüşme veya sevişme sahnesi çekiyorsun ama herkes işini yapıyor. Etkilenme diye bir şey yok. Bu, benim işim. Bankacı, müşterisinden etkileniyor mu? Sette nasıl öpüştüğüne bakılmıyor. O adamı öpmem gerekiyor ve öpüyorum.

- Bundan sonra nasıl bir karakteri canlandırmak istersiniz?

Haberin Devamı

Bilmiyorum. Verimli olabilmem için o karakteri haklı bulmam gerekiyor. Bir gazeteci “Lezbiyeni oynamak ister misin?” diye sordu. “Tabii ki isterdim” dedim. “Lezbiyen olmak isterdim” diye başlık atmışlar. Okuyanlar beni biseksüel zannetmiş olabilir.

‘İkinci ödüle gerek yoktu’

- ‘Araf’ta canlandırdığınız Zehra karakteri ile Moskova’da ‘2morrow Film Festivali’nden ‘Şimdinin ve Geleceğin En İyi Oyuncusu’ ödülü geldi. Ardından Altın Koza’da ‘Umut Vaat Eden Oyuncu’ ödülü aldınız. Ne hissediyorsunuz?

Burada umut veriyorum, orada en iyi oyuncuyum. İlginç değil mi? Aynı kategoride ikinci kez ödül almam tartışma yarattı. Yorum yapmak istemiyorum aslında ama ikinciye gerek yoktu.

(10.11.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)