Tuğçe Özcan Instagram köleliği
HABERİ PAYLAŞ

Instagram köleliği

Haberin Devamı

Kimisi sadece eğlenmek için kullana dursun, kişisel imajı ve ticari itibarı için Instagram uygulamasını profesyonelce kullananlar da hiç de azımsanacak gibi değil. Önceden reklam için en popüler alan olan zemin televizyonken, sosyal aplikasyonlara da reklam verebilme özelliği sayesinde artık küçük bütçelerle de büyük kitlelere ulaşmak mümkün oldu.

Peki, Instagram sizin için nedir?

Kullanması keyifli bir aplikasyon mu, yoksa günlük hayatınızda büyük bir zaman harcadığınız kişisel portföyünüz mü?
Instagram sayfanıza birkaç gün hiç fotoğraf eklemediğinizde bunun bir eksiklik olduğunu düşünüyor musunuz? Her fırsatta ana sayfayı güncelleyerek kim, ne eklemiş, altına ne yazmış takip ediyor musunuz? İnternet kotasının ve telefon şarjlarının dayanmadığı Instagram kullanıcıları, sizce de tüm bunları yaparken günlük hayatın küçük keyif anlarını kaçırıyor olabilir mi?

Instagram’da yapılan paylaşımlar ilk yıllarda daha samimiyken, mecra giderek narsisizimin tatmin edildiği bir alan haline geldi. Sıklıkla lüks ve şık yerlerde, en güzel kıyafetlerle çekilen resimler Instagram’a servis edilir oldu. Estetik kaygılar önem kazandıkça, burada harcanan zaman da katlanarak büyüdü.

En leziz yemekler tadına bakılmadan önce doğru açıdan defalarca fotoğraflandı. En iyi kare seçilip, fotoğraf filtrelendi ve ince renk oynamalarından sonra altına popüler etiketler de eklenerek paylaşıldı. Bu arada yemek soğudu, sofradaki muhabbete de limon sıkıldı!

Moda haftasında durumun ne kadar vahim olduğu aslında gözler önüne seriliydi. Podyumda bir defile, en güzel tasarımlar ve onları taşıyarak salınan mankenler hiç çıplak gözle izlenmedi. Tribünlerdeki izleyicilerin tamamı ellerinde telefon ile stories (Hikayeler) (Instagram’da paylaşıldıktan 24 saat sonra silinen 15 saniyelik videolar) çekiyordu. Podyum karşısındaki basın bölümü de an be an kayıttaydı. Fiziksel olarak orada oldukları halde, salonu dolduran gözlerin çoğu onları canlı olarak değil, telefon ekranlarından izlemekteydi.

Hatta eminim Şeyma Subaşı bile sosyal medya postları için uğraşırken, kendi rüya düğününün en özel zamanlarını kaçırmıştır.

Anı yaşamak mı önemli, başkaları ile paylaşmak mı?

Boşuna inkar etmeyelim, bizler bir güzelliği yaşarken ne kadar haz alıyorsak o güzelliği paylaşmaktan da çok mutlu oluyoruz.
Ancak sorun bu ikisinin dengesini kuramadığımızda başlıyor.

Lütfen kendinize dürüstçe sorun: Sosyal medyada popülerlik yakalamak adına, zaman zaman hayatınızdaki küçük detayları kaçırdığınız oluyor mu?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder