Mehmet Coşkundeniz İskeletor Montreal’de
HABERİ PAYLAŞ

İskeletor Montreal’de

Haberin Devamı

Enerji içeceği Red Bull müziğe ve spora yaptığı katkılarla biliniyor. Tüm dünyada çok sayıda müzik etkinliğine, spor takımına, organizasyona destek veriyor. Red Bull’un 18 yıldır başka bir yabancı kentte açtığı ‘Red Bull Music Academy’ bu yıl Kanada-Montreal’de hizmet verdi. Ben de Montreal’e gidip bu müzik akademisinin ne işe yaradığını görme fırsatı buldum.

● Akademinin amacı, müziğe yeteneği olan ama eğitim fırsatı bulamayan gençlere, müzikle profesyonel uğraşan ama kendini bir türlü gösteremeyen müzisyenlere olanak sağlamak.

● Bu yıl 38 ülkeden 70 yetenekli öğrenci akademide 4 hafta eğitim gördü. Çok ünlü isimlerden ders aldı, kendini geliştirdi. Stüdyolarda müziklerini sınırlamalar olmaksızın üretti, en önemlisi birbirleriyle müziklerini paylaşma şansı buldu.

● Bu akademiden yolu geçen Türkler arasında bugün gençlerin yakından tanıdığı Kaan Düzarat, Ah! Kosmos ve İpek Görgün var.

● Montreal’deki akademide bu yıl eğitim alan isim ise piyasada İskeletor lakabıyla tanınan Kerem Sevinçli oldu.

Neden bizde olmasın?

Red Bull’un genç ve enerjik ekibiyle Montreal’de akademiyi dolaşırken “Neden İstanbul’da yapılmıyor?” diye sordum. Red Bull, Karaköy’de böyle bir projeyi hayata geçirmek için epey yol almış. Ancak Türkiye’deki terör olayları, sürekli şehit haberlerinin gelmesi, darbe girişimi gibi olaylar projenin askıya alınmasına neden olmuş.

Uygun zaman bekleniyor. Karaköy’de kurulacak bina, akademi eğitimi bittikten sonra da genç müzisyenler için hizmet vermeye devam edecek. Yani 4 haftalık eğitimden sonra yine genç müzisyenler o binadaki stüdyoları kullanıp yeteneklerini geliştirebilecekler. Akademi, gelecek yıl Berlin’de kurulacak. Tüm dünyadan yapılan başvurular titizlikle ele alınacak ve en yetenekli müzisyen adayları bu akademiye yollanacak.

Björk ile öpüştüm!

‘Red Bull Music Academy’nin bu yılki sürprizi İzlandalı sanatçı Björk’tü. Politik ve çevreci kimliğiyle tanınan, şarkılarında da bu kimliğinden dışarıya çıkmayan Björk hem genç müzisyenlere yönelik bir söyleşi yaptı, hem de bugüne kadar benzerini görmediğim bir ‘dijital sergi’ye imza attı. Björk’ün söyleşisinde sufi müziği çok sevdiğini ve müziğine önemli bir katkı yaptığını söylemesi bizim açımızdan çok hoştu.

Dijital sergi ise gerçekten teknolojinin nereye geldiğini göstermesi açısından ilginçti. ‘Björk Digital’ adlı sergi, öyle bildiğiniz gibi değil. 4 adet video sergileniyor. Siz bu videoları, ayrı ayrı odalarda ‘Virtual Reality’ adlı gözlüklerle izliyorsunuz. Bu gözlükleri taktığınızda o ortamın içinde oluyorsunuz. Björk şarkı söylüyor ve siz elinizi uzatıp sanki onu tutabiliyorsunuz. Hatta dördüncü videoda isterseniz Björk’ü öpebiliyorsunuz bile!


Brezilya’daki konsere evden katılacağız

Dünya artık sanal gerçeklik sistemine doğru gidiyor. Türkiye’deki konser organizasyonlarının en önemli firması olan Pozitif’ten Ayşegül Mumcuoğlu da bizimle Montreal’deydi. “Yakında bu gözlükleri takarak dünyanın herhangi bir yerinde verilen konser alanında olacağız galiba” dedim. “Evet” dedi, “giderek teknoloji bu yöne doğru gidiyor. Biz de Türkiye’de bu işin altyapısını oluşturmak için uğraşıyoruz.”

Örneğin Brezilya’daki bir konsere, bu gözlükleri takarak evinizden katılmanız mümkün olacak. Ama adı üzerinde, sanal gerçeklik. Yani gerçek değil de, gerçekmiş gibi. Ben bağıra bağıra şarkıcıya eşlik etmeden, yanımdakilerle dans etmeden izlediğim bir konserden zevk almam ki. Demem o ki; benim kuşağım için sanal gerçeklik geçerli olmayacak. Biz yine konserlerde kafamızı sallaya sallaya, sesimiz kısılana kadar bağırmaya devam edeceğiz.

BİR DE SICAK OLSA...

Kanada’ya ilk kez gittim. Dünyanın sayılı refah ülkelerinden biri olduğu biliniyor. Montreal yaşanması çok rahat bir şehir. Yüksek binalar yok, tepe yok, dümdüz bir ovaya gayet planlı kurulmuş. Doğası harika. Kendinizi yabancı hissetmiyorsunuz, çünkü herkes yabancı. Kanadalılar ülkelerinde yaşamaktan memnun. Göçmenler de öyle. Benim için en kötü tarafı aşırı soğuk olması.

Ekim’de bile sıcaklık gündüz 4, gece 0 dereceydi. Kış ortasında eksi 30’a indiği oluyormuş. Ama halk memnun. “İyi ki soğuk. Sıcak olsa tüm dünya buraya iltica etmeye kalkar” diyorlar. Montreal’in nüfusunun yarısına yakını göçmen olduğuna göre, belki de haklılar.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder