İzdivaç programı hayatın ta kendisi

Televizyonlardaki ‘İzdivaç’ programlarına bugüne kadar hep mesafeli durdum. Hatta itiraf ediyorum, önyargılı baktım. Kimi zaman o programlardaki figürlerin, ‘cast ajans’ denilen ve programlar için oyuncu bulan firmalardan çağrıldığını düşündüm. Her şey ‘danışıklı dövüş’ gibi geliyordu bana. Geçen pazartesi akşamı CNNTURK’te Saba Tümer’in konuğu olduktan sonra Star’daki ‘Zuhal Topal’la İzdivaç’ programının yapımcıları beni ağırlamak istediklerini söylediklerinde duraksadım önce. Sonra dedim ki, “Git bir gör, orada da bir dünya var ve sen de o dünyaya tanık ol...” İyi ki öyle demişim. Meğer, ‘İzdivaç’ta ‘hayatın ta kendisi’ yaşanıyormuş da bunu konuk olana kadar bilmemişim...

***

Öncelikle herkes sahici. Üstelik öyle bitmiş, tükenmiş, tüm seçeneklerini yitirmiş insanlar da değiller. Benim konuk olduğum gün Avustralya’da yaşayıp çalışan 32 yaşındaki yakışıklı Adem ile 20 yaşındaki güzeller güzeli Gamze vardı mesela. İkisi de ‘elimi sallasam ellisi’ diyebilecek durumdalar. Ama gördüm ki, orada olmayı seviyorlar. O sistemin içinde bulunmayı, kendilerini göstermeyi, iyi birer eş adayı olduklarını ilan etmeyi seviyorlar. Ve evet, tecrübesizler, eş seçmeyi bilmiyorlar. Daha doğrusu eş seçerken sorulması gerekenleri bilmiyorlar. Ama tekrar ediyorum, sahiciler, numara yok, kurgu yok, zorla orada değiller...

***

‘Zuhal Topal’la İzdivaç’ın yapımcılarından Ali İhsan Çayır, bana programla ilgili çok ilginç bilgiler verdi. Program, üçüncü sezonunda. Günde 3.5 saat canlı yayındalar. Başladığı günden bu yana tam 385 program yapılmış. Bu programa evlenmek için tam 250 bin kişi başvurmuş. Düşünebiliyor musunuz? 250 bin kişi... Yapımcılar, bunlardan 80 binine geri dönmüş, aramış, konuşmuş. 10 bin kişiyi de programda ağırlamışlar. Kamera arkasında 40 kişilik bir ekip çalışıyor. Ali İhsan diyor ki; “Bu programa gelenlerin birçoğu hayatlarında İstanbul’u ilk kez görüyor. Biz onları havaalanında karşılıyoruz, otellerine yerleştiriyoruz, ekibimiz bir an bile yalnız bırakmıyor, her ihtiyaçları karşılanıyor...” Kısacası sevgili okur, ‘İzdivaç’a katılanlar kendilerini birer ‘yıldız’ olarak hissediyor...

***

Birkaç cümle de ‘Zuhal Topal’ için yazmalıyım. Oyunculuk geçmişi, bu programı sunarkenki rahatlığının en büyük etkeni. Ama Zuhal Topal samimi. Yani oynamıyor. Bu samimiyetini hem eş adaylarına hem de izleyiciye geçirmekte zorlanmıyor. Programı sunarken kendisi de eğleniyor ve bunu hissettiriyor. Kısacası, programda ‘hayatın ta kendisi’ yaşanıyor. Bu kadar çok izlenmesinin, bu kadar çok konuşulmasının nedeni de bu olsa gerek...