Rauf Tamer Kaç türlü?...
HABERİ PAYLAŞ

Kaç türlü?...

Haberin Devamı

Atatürk yaşasaymış, referandumda HAYIR dermiş.

Yok yok, EVET dermiş.

Zannedersiniz ki Atatürk ile Gazi Mustafa Kemal yarışıyor.



Referandumun girmediği kılık kalmadı zaten.

Siz istediğiniz kadar “bu bir seçim değildir” diye dil dökünüz, halkımız “Erdoğan’a EVET, Erdoğan’a HAYIR” diye çıktı yola.

Öbür taraf durur mu?

Hemen vaziyet aldı

“diktatörlüğe EVET, diktatörlüğe HAYIR”a döndürdü işi.

Madem öyle al sana:

- PKK’ya EVET/HAYIR.

Yok artık... Daha neler.



HAYIR standını ziyaret eden Erdoğan’a, bir aktivistin sorduğu soru çok enteresan:

- “Üçüncü köprüye siz niçin Yavuz Sultan Selim’in ismini verdiniz?”

Gördünüz mü, referandum nerelerde geziyor.

HAYIR’cı Alman’a sorsanız o da diyecek ki:

- Üçüncü havalimanına niçin kalkıştınız?

Ne bu?

Referanduma gidiyoruz.



Özal da Başkanlık sistemi istermiş ya...

- Bırakın şimdi Özal’ı Mözalı...

O zaten Hanedan’dı.

Demirel de Başkanlıktan yanaymış...

- Bırakın şimdi Demirel’i yahu, o zaten Morison Süleyman’dı.

Biz neyi konuşuyorduk.

Vallahi unuttum.



Referandum, asli yörüngesinden çıkmış, son olarak da “Kılıçdaroğlu bir yalancı mıdır, değil midir” oylamasına dönüşmüştür.

Bu kadar çok yönlü bir sandık olabilir mi? Hangi birine cevap versin zavallı?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder