Kadın viagrasına vize yok!

Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), uzun yıllardır tartışma yaratan ‘ kadın Viagrası’nı engellemesiyle tartışma yarattı. İlacın kadın libidosunu yükselttiğini öne süren Sprout adlı üretici firma, 2010’dan bu yana yaptığı üçüncü başvuruda da ret cevabı aldı.

Slate’te yer alan habere göre, FDA, Flibanserin adlı ilacın, vaat ettiği etkileri göstermediğini belirtti. Yetkililer, uzun dönem kullanımda ortaya çıkabilecek yan etkileri konusunda, ilacın faydasından çok zararının olduğunu vurgularken, Sprout, ilacın engellenmesine gerekçe olarak cinsiyetçiliği gösterdi. Firmaya destek veren birçok feminist bulunurken, konu hakkında konuşan ABD ’nin en büyük feminist topluluğu Ulusal Kadın Örgütü’nden (NOW) Terry O’Neill, “Tarihsel olarak, kadınlar için cinsel zevk ve arzunun önemsenmediği bir kültürde yaşıyoruz. FDA’in ilaca onay vermemesinin sebebinin, erkeklerin cinsel sağlığını olağanüstü önemli gören, ancak kadınlarınkini pek de umursamayan kültürel bakış açısı olmasından endişeliyim” ifadelerini kullandı.

‘KADINLAR NEDEN ALAMIYOR?

’Feministlere karşı çıkanlar, Sprout’un ilacın onaylanması amacıyla başvuru yaptığı 2010’dan bu yana FDA’in ABD Başkanı Barack Obama hükümetinin kontrolünde olduğunu ve bu yönetimin “kadın cinselliğine düşmanlığını” gösteren herhangi bir politikası bulunmadığını savunuyor. Bu görüşü savunanlar, ilacın “evli kadınların eşleriyle daha fazla seks yapmasına yardımcı” şeklinde pazarlandığını belirterek, bunun, “gelenekselciler" için rahatsız edici olmayacağını vurguluyor.

Sprout’un ikinci başvurusunun ardından Slate’e konuşan FDA'dan Paul Thacker, kurumu cinsiyetçilikle suçlayanların bir kısmının firma tarafından para aldığını öne sürmüştü. Ne var ki, firmayla bağlantısı olmayan kişilerin de “Erkekler Viagra alabiliyor, o zaman kadınlar neden alamıyor?” söylemini sıklıkla dile getirmesi Thacker’ın iddiasını çürütüyor.

‘KADIN VİAGRASI’ DEĞİL

Flibanserin’in “kadın viagrası” olmadığının altını çizen uzmanlar, Viagra’nın ereksiyon sorunu yaşayan erkekler için üretildiğini belirtiyor. Ancak, bilim insanları, ‘Kadınların cinsel işlev bozukluğu’nun, erkeklerden farklı olarak fiziksel tepkiyle değil, seks yapma isteğinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu söylüyor.

‘FEMİNİSTLER KARŞI ÇIKMASI GEREKEN İLK GRUP’

Araştırmacılardan bir kısmının Flibanserin’den kuşku duymasının sebebinin, ilacın “sıkıntıyı gidermeyeceği” olduğu ifade ediliyor. Slate’ten Amanda Marcotte, kadınların cinsel ilişki konusunda yaşadığı sıkıntıların büyük olasılıkla toplum nedeniyle meydana geldiğini, dolayısıyla feministlerin ilacın piyasaya sürülmesine karşı çıkması gereken ilk grup olması gerektiğini vurguluyor. “Cinsel ilişki, toplumdaki heteroseksüeller için genellikle erkek zevki ve arzusu etrafında şekilleniyor” diyen Marcotte, yazısına şöyle devam ediyor:

“Nasıl giyindiğimiz bile bunu yansıtıyor: Kadınlar, erkeklerden daha fazla cinselliklerini öne çıkarak kıyafetleri seçiyorlar. Erkeklerin merkezde olduğu pornolar çok yaygın, ancak kadınların farklı bir şey bulmak için iyice araması gerekiyor. Kadın arzusuna hizmet etmek hâlâ o kadar garip ki, Hollywood kadınlar için seks dolu bir film yaptığında yer yerinden oynuyor. Seks erkekler için daha heyecanlı, çünkü toplum onu böyle yapıyor.”

TARTIŞMA BAŞLATMA ÖNERİSİ

Bu sebeplerle kadınların libido düşüklüğüne çözümün ilaçlarda aranmasına şüpheyle yaklaşmak gerektiğini belirten Marcotte, bunun yerine toplumsal sorunların hedef alınmasını öneriyor. Yazar, kadınların cinsel sorunlarının erkeklerden daha az önemsenmesinin bir sorun olduğunun altını çizerken, feministlerin, ilacı teşvik etmek yerine, toplumda kadın arzusunun daha büyük bir role sahip olması amacıyla bir tartışma başlatmasının faydalı olduğunu ifade ediyor. (Radikal)