Cumartesi Postası 'Karakola gitmeyi severim'

'Karakola gitmeyi severim'

Paylaş
'Karakola gitmeyi severim'

'Yaprak Dökümü' ile geniş kitleler sevdi Tolga Karel'i. Ama oyunculuğu ve yakışıklılığı kadar, gece hayatı, kavgaları, özel ilişkileri de çok konuşuldu. Tolga Karel bu anlamda kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyor. Ama biliyor musunuz? Şu anda çok mutlu...

RÖPORTAJ: İLKER KOÇ

Hayır, aşık olduğu için değil. Fotoğraf stüdyosu açtığı için. Yıllardır zaten fotoğraf çekermiş. Şimdi sevdiği işten para kazanıyor. Hatta nisan ayında sergi açacak. Diyor ki; “2011 insanları şaşırtma yılım olacak”...

Şarkı söylediniz, oyunculuk yapıyorsunuz, şimdi de bir fotoğraf stüdyosu açtınız. Neden?

Aslında çok doğru bir süreç oldu. 18 yıldır fotoğraf çekiyordum ama amatördüm. Fotoğrafçılık, kariyerimin toplamı gibi. Çünkü içinde her şey var. Hayatımda topladığım, biriktirdiğim herşeyi fotoğraflarımla görebiliyorum. Daha sonra da yazdığım öyküleri filme çekmek istiyorum.

Bulunduğunuz noktadan sıkıldığınız için mi yoksa biraz geri planda kalmak için mi yaptınız bu tercihi?

Biraz da öyle. İnsanların adaletine inanmam, Allah’ın adaletine inanırım. Çünkü insanlar çok önyargılı olabiliyorlar. Ama sonuçta çalışan bir insanım. 6 sinema filmim var, dizi var. 6-7 ay süreyle biraz çekilmek, dinlenmek istedim. Böylece en keyif aldığım şeyi yapabiliyorum.

Haşarı, yaramaz, gece hayatına düşkün... Tolga Karel’i böyle biliyoruz. Size haksızlık yapıldığını mı düşünüyorsunuz?

Hem de çok. Anlamsız şeyler konuşuldu, çok gereksiz şeylerin içine çekilmek istendim. Çok üzüldüğüm zamanlar oldu. Ama pes etmek diye bir şey yok. Kendime “Tolga, sen yolunu biliyorsun. Bildiğin ve inandığın yoldan git” dedim.

Ama geçen akşam bir olay oldu ve siz yine karakola gittiniz...

Babam, polistir. Dolayısıyla hayatım karakollarda geçti, oralara gitmeyi severim.

“Kendimi saklayarak şöhreti yaşayamam”

İşinizde arayış içindesiniz. Bunun sebebi özel yaşamınızdaki mutsuzluğunuzdan mı kaynaklanıyor?

Aslında mutsuz değilim. Hiç bir şeyi genellememek lazım. Dönem geliyor, mutlu anların oluyor. Dönem geliyor, mutsuz oluyorsun. Başka bir dönemde çok güzel işler yapıp alkışlanıyorsun. Herkes yaşar böyle dönemleri. Ben yaptığım iş nedeniyle bunları göz önünde yaşadım. Aslında en samimi halimi insanlara anlatmaya çalıştım. Ağlıyorsam ağladım, bağırıyorsam bağırdım, içiyorsam içtim... Şu anda da çok mutluyum.

Meral Okay sizin için “Tolga Karel çok iyi bir oyuncu ama özel hayatına dikkat etmiyor” demişti...

Meral Okay çok iyi bir senaristtir, onu çok severim. Onun tavsiyelerini hep dinlerim. Haklı olduğu yerler var, sonuçta ben de mükemmel değilim. Ama eğitiyorum kendimi, büyüyorum.

Gerçekten de kameraların önünde ağladınız, güldünüz, içtiniz... Neden böyle bir yolu tercih ettiniz?

Bu bir tercih değil, yaşam tarzı. Kendimi saklayarak, odalara kapanarak yaşanan bir şöhreti istemiyorum. Sonuçta insanım. Yine Tolga’yım. Eleştirildim, çünkü insanlar kapalı böyle şeylere. Herkesin yaptığını yaparsan normal oluyorsun. Yapmazsan etiketliyorlar. Olaylara daha geniş açıdan baktığımız, içimizdeki vicdan ve yargı sistemini bir kez daha gözden geçirdiğimiz zaman olay çözülecek bence. Ben güveniyle, tavrıyla, duruşuyla iyi bir idol olduğumu düşünüyorum.

Galiba bu yıl oyunculuk geri planda kalacak.

Dizi beş sene sürmüştü, o zaman özel hayatım ön plandaydı. Şimdi başka bir platformda olacağım, özel hayatım da geri plana düşecek. Nisanda açacağım bir sergiye hazırlanıyorum. Kültür Bakanlığı destekli. 2011, insanları şaşırtma yılım olacak.

‘Kadın ruhundan iyi anlarım’

Kadınlara bakış açınız nasıl?

Kadın ruhundan çok iyi anlayan bir adamım. Karşı tarafı iyi anlarım. Bu yüzden ne kadar ‘fırlama’ gözüksem de kadınlar beni sever, bana güvenir. Çektiğim fotoğraflarda da öyle. İnsanların bana gelmesi, benim objektifimde olmak istemesi güzel bir şey.

Kadınlar sizi anlamıyor olabilir mi?

Mesela oyuncu Öykü Çelik’ten ayrıldınız, bir sürü suçlama yapıldı. Aşkın içinde sevgiyi de tutkuyu da hepsini şiddetle yaşıyorsun. Araya soğukluk giriyor tabii ama yaşananlar da güzel şeylerdir. Öykü ile zaman zaman telefonlaşıyoruz. Sorun yok yani. Zaten ilişki bittiğinde bitmiştir. Son söze kalır mesele. Son söz de zamanında söylendiğinde problem yaşanmaz.

Kadınlarda en tahammül edemediğiniz şey ne?

Alışveriş. Limitim 15 dakikadır, sonra sıkılırım.

Kadın olsaydınız nasıl olurdunuz?

Özgüvenli olurdum. Benden özgür ruhlu bir kadın çıkardı. Çok çalışan ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın olurdum.

Halil Ergün babam gibi

Şu anda takip ettiğiniz dizi var mı?

‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’yi beğeniyorum. ‘Yaprak Dökümü’nün tadı var onda. Erkan (Petekkaya) yıllardır arkadaşımdır. Onu seyretmeye çalışıyorum zaman buldukça.

Yer almak istediğiniz proje var mı?

Ezel (Akay) yeni bir projeyi yönetmeye başlayacak. Osmanlı dönemini anlatacak. Orada yer almak isterdim ama zaman bulamadığım için olmadı.

Osmanlı dönemi trend oldu.

Doğru bir lezzet o. O dönem gıdıklanmalı, çünkü çok gözardı edildi. Osmanlı da bizim geçmişimiz. Pek çok bilinmeyen var o dönemden kalma.

Sanat dünyasında dostlarınız var mı?

Halil Ergün babam gibidir, onu çok severim. Güven Abla’yı (Hokna) ve Deniz’i (Çakır) de çok severim.

(19.03.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)

4

Haberin Devamı