Siyaset Kemal Kılıçdaroğlu'ndan flaş faiz çağrısı
Paylaş
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan flaş faiz çağrısı

Parti grubunda kürsüye çıkan isimlerden birisi de CHP lideri Kılıçdaroğlu'ydu. Faizlerin yüzde 1'e indirilmesi için AK Parti'den teklif verilmesi halinde bu teklifi sonuna kadar destekleyeceklerini söyledi. Hükümete dış politika konusunda yüklenen CHP lideri "Ortadoğuda kabile reisi Türkiye'yi azarlıyor" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Bahçeli'ye de başlattığı Başkanlık tartışması üzerinden yüklendi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum; Gel şunu Kral yapalım, ne yapıyorsa yapsın. 24 saat yayın yapacağı bir kanal kuralım sen de kurtul ben de kurtulayım." ifadelerini kullandı.

İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları:

Evde mutfakta eşiniz birlikte alın terinizle kazandığınız parayla aldığınız şeylerle yediğiniz yemek çok kıymetlidir.
Mayıs ayında 119 kişi, Haziran ayında 200 kişi, Ağustos ayında 199 kişi, 14-24 Ekim'de 121 kişi iş kazasında hayatını kaybetti. Bunlar fabrikada inşaata, tarımda çalışırken iş kazası geçirip ölen isimsiz insanlar. Bu insanlar nasıl hayatını kaybediyor, naylon bir çadırda yatarken yangın sonucu hayatını kaybediyor. Bu garibanlara kim kucak açıyor! Vicdanen huzur içindeyim. Bu insanların tek bir sahibi vardır o da CHP'dir.

Bana diyorlar ki neden mağdurlara sahip çıkıyorsun! Ne yapayım zalimlere mi sahip çıkayım!

Bir rant odaklı hükümet progrmaı bir de insan odaklı hükümet programı olur. Ama 80 katlı binalar yapıp bir gecede imar planını değiştirip birisinin cebine 50 - 60 bin koyarsanız birilerine rant kazandırmak için varsınız demek. 14 yıldır işsizlik sorununu çözemediler. Cumhurbaşkanı Bursa'ya gidiyor. 34 yaşındaki biri bana iş bulun diyor. Hemen alınıp kapı önüne konuluyor. Cumhurbaşkanı diyor ki işsizliği önleyemedik, önleyecek gibi de görünmüyor diyor. Konuşması gereken kişi konuşmuyor. 4 çocuğum var, 4'ü de aç bana iş verin diyor. Hüngür hüngür ağlıyor baba.

Aile Sigortası'nı getireceğiz ve hiç bir ailenin geliri 600 TL'nin altında kalmayacak. Hükümetin çözüm üretmesi gerek ama işsizlik daha da artacak diyorlar.

FAİZ ÇAĞRISI


Sayın Cumhurbaşkanı da faizlerden şikayetçi. Siz faizleri indirdiniz de biz mi engel olduk. Getir Meclis'e faizler yüzde 1'i geçemez diye vallahi destek vereceğiz. Faizleri yüzde 1'e indiren teklifi getirin Meclis'te destek vereceğiz.

HER ŞEYİ DOLARA SEN BAĞLADIN


Türkiye'nin OHAL'den çıkması lazım. Dolar aldı başını gidiyor; Başbakan diyor ki her şeyi getirip dolara bağlamayın. Yahu kardeşim her şeyi getirip dolara bağladın. Köprüyü dolara bağladın, otoyolu dolara bağladın. Sonra gelip dolara bağlamayın diyorlar. 8 yıl 8 ayda tüketici kredisi ve kartlar nedeniyle 255 katrilyon Lira faiz ödüyor vatandaş. AKP iktidarından 14 yıl önce gecelik faizlerin 1300'lere çıktığı dönemler dahip 135 lira devlet faiz ödemiş. Eski parayla 135 katrilyon. Bu hükümet döneminde hükümetin ödediği faiz 692 katrilyon lira. Vatandaşı kandırmak için faize karşıyım diyorsun. Vallahi bunların yatacak yeri yok.

TÜRKİYE BİR TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İLİŞKİLİ HALE GELDİ


Son bir haftada Türkiye bir terör örgütü ile ilişkili hale geldi. Cenevre'de bir toplantıya katılan Dışişleri Bakanı 'Terörist El Nusra Halep'ten ayrılmalı' dedi. Bunu 15 Ekim'de söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki 'Putin beni aradı, Halep'in dışına El Nusra çıkar mı' ben de talimat verdim diyor. Bunu söyleyen kim Cumhurbaşkanı. O silahları TIR'larla kime gönderiyordunuz. Her şey gayet açık ortada. Dedim ya bunların yatacak yeri yok.

Fransız Bakan Türkiye'ye geldi. Benimle de görüştü. Ortak açıklama yaptılar. Fransız Bakan diyor ki bizim OHAL sizinkinden farklı. Bizimkisi diyor ki hayır ikisi de aynı diyor.

Fransa'daki OHAL'da kitlesel gözaltı ve tutuklama yetkisi vermiyor. Fransa'da mala el koyma yetkisi yok. Fransa'daki OHAL'de şirkete kayyum atama yetkisi verilmiyor.

Fransa'da aydınların hapse atılması diye bir şey söz konusu değil. RAdyoları kapattık. Türkü söyleyen radyoyu kapattık. Çocuk televizyonunu kapattık. 26 yayınevi kapandı. Fransa'da böyle bir şey yok! Fransa'da OHAL döneminde bir kişi dahi mağdur edilmedi. Bizde milyonlar mağdur edildi. Çavuşoğlu'nu cidden merak ediyorum.

Gazetecileri hapse attınız! Gazetecinin silahı varsa o da kalemi! Bilim insanlarını niye hapse atıyorsunuz. Necmiye Alpay 12 Eylül döneminde de hapisteydi şimdi de hapiste. Aslı Erdoğan niye hapse atıyrosunuz? Bu kadar gazeteciyi hapse atarsanız darbeyi kimseye analatamazsınız dedim Binali Bey'e. Tam tersi, askerleri, öğrencileri, öğretmenleri hapse atarsanız darbeyi siz yapmış olursunuz.

Van'da bir fotoğraf vardı. Römorkun üzerind eokula giden öğrenciler vardı. O çocuklar okula gidecek ama öğretmenleri görevden alınacak! Ferhat ile Şirin'i buluşturacak gibi siz öğretmenleri öğrencileriyle buluşturacağım.

Bütün bunların üzerine bir de AKUT çıktı. Gönüllü bir dernek. Efendim neymiş Cumhurbaşkanı'na hakaretten. Ne demiş 'Yeri gelir herkes yargılanır'. Akıl sır ermiyor arkadaşlar. Nerede bir mazlum varsa orada CHP vardır. Taksim'de söyledim; Devlet kinle öfkeyle davranmaz. Darbe girişiminde olanlar hukuk kuralları çerçevesinde yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti insanları hukuk içerisinde yargılamaktır. Darbe ile nasıl mücadele edilecek? Demokrasi askıya alınarak darbe ile mücadele edilmez. Bunlar aynı menzile giden iki farklı yapı. Aynı hedefi güdüyorlardı. Kendi aralarında kavga ettiler. Atamalara bakın; kim yaptı? Bereket versin CHP bu atamaları yaptı demedi.

Bir örnek vereyim; Dinlemelerin başına getirilen ismin ataması yapılırken Cumhurbaşkanı imza vermiyor. Bunlar Cumhurbaşkanı imzasına gerek yok diye kanun çıkartıyorlar. Sevgili Binali Yıldırım sana soruyorum.

NE İSTEDİLER SİZ NE VERDİNİZ?


Sayın Erdoğan Trabzon'da konuşuyor. 17 üniversite kurmak istediler izin verdik. Hükümet başkanlarına bunları biz refere ettik. Ne istediniz de almadınız dedi. Sevgili Binali Yıldırım'a soruyorum; sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan cevap vermedi, Davutoğlu cevap vermedi. Siz cevap verin, ne istediler siz ne verdiniz?

Hilmi Özkök Darbe Komisyonu'nda ifade verdi. Biz 2004 yılında uyardık dedi. Başbakan diyor ki ne 2004'ü kardeşim 17-25 Aralık'tan itibaren diyor. 17 Aralık FETÖ ile ilişkilerinizin bozulma tarihidir.

Bu yapının başındaki kişi taa Pensilvanya'da 12 Eylül 2010'da şöyle diyordu: İmkan olsa mezarlardakileri kaldırıp referandumda evet oyu verin diyorlardı. Peki Erdoğan ne diyordu; okyanus ötesine teşekkür ediyordu, elçi gönderiyordu. 17 Aralık'tan sonra bir gazeteciyi apar topar gönderdiler. Biz bunların hepsini biliyoruz. Başbakan Yıldırım diyor ki Başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi açılmıştır. Böylece darbe gecesi sayın Cumhurbşakanı'nın "Bu bize Allah'ın bir lütfu" sözü her şeyi rotaya koyuyor. Bu söz şehit askerlere polislere ihanettir. Ömer Halisdemir darbeden sonra Erdoğan Başkan olsun diye şehit olmadı.

Şu Musul'da yaşadıklarımız. Peşmerge izin verdi Türk topçusu Başika'da ateş etti. Peşmerge açıklama yapıyor; "Biz bölye bir izin vermedik" Bu sizin ağrınıza gitmiyor mu?

Sorumluluğu olmayan bir insan A planımız var, B planımız var C planımız var diyor. Niye konuşuyorsun kardeşim? Eskiden Ortadoğu'da sorun çıksa başvurulan ülke Türkiye'ydi. Şimdi kabile reisleri Türkiye'yei azarlıyor.

Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum; Gel şunu Kral yapalım, ne yapıyorsa yapsın. 24 saat yayın yapacağı bir kanal kuralım sen de kurtul ben de kurtulayım.

Kardeşim yarın birisi seni kandırdı, sen de ülkenin başını belaya soktun o zaman biz ne yapcağız? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni Pensilvanya'daki meczup karşısında acze düşüreceksin şimdi de kalmış Başbakanlık diye tutturacaksın. İnsanda biraz ar olur ya!

Şimdi kim FETÖ'cü kim değil diye konuşuyorlar. ucu nereye varırsa varsın bir soruşturmaya var mısın? Gelir mi, ağabeyi izin vermez.

Hangi partide bir kişinin kölesi olma ön plana çıkmışsa FETÖ'cüler o partidedir. Hangi parti bir kişinin adıyla anılıyor, o kişinin mesajı ayakta dinleniyorsa FETÖ zihniyeti o partidedir. Siz bunu anlamazsınız bunun adı Reise sadakat diyorlarsa FETÖ'cüler o partidedir.

Sakarya'da bir baba diyor ki "Sayın Cumhurbaşkanı da kandırıldığına göre benim oğlum da hayli hayli kandırıldı" diyor. Onun mağduru da Rıza Sarraf. Ne güzel bizim bakanlara çikolata kutularında para gönderiyorurdu, biz bunlardan mağdur olduk diyor. Ben de 15 Temmuz sonrası bu ülkede haksız yere zindanlara atılan öğretmenine, öğrencisine, erine, uzman çavuşuna, gazetecisine, yazarına sahip çıkıyorum. Bizim aramızdaki fark bu. Biz insanı seviyoruz onlar doları seviyorlar, biz Berkin Elvan diyoruz onların derdi seramikler.

Haberin Devamı