Erkut Can Keşke dememek için...
HABERİ PAYLAŞ

Keşke dememek için...

Bugün ‘yeniden seçim’ adıyla tekrar sandığa gideceksiniz. Yoruldunuz, 5 ay önce de aynı şeyi yapmıştınız ama artık bu son olur inşallah. Bir daha taa 2019’da yaparız aynı işlemi. Sandık başındayız yine.

Ülkemiz için.

Bayrağımız için.

Cumhuriyetimiz için.

Demokrasi için.

Bütünlüğümüz için.

Birliğimiz için.

Kardeşliğimiz için.

Kendimiz için.

Çocuklarımız için.

Torunlarımız için.

Huzurumuz için.

İşçiler için.

Emekliler için.

Köylüler için.

Yoksullar için.

Hak/Hukuk için.

Özgürlük için.

Ağlayan analar için.

Giden ana kuzuları için.

Haberin Devamı

Katledilenler için.

Kadına şiddet için.

Basına özgürlük için.

Ayrımsızlık için.

Ve bugün seçim yasağı olduğundan yazamayacağım nedenler için.

Yani sandığa gitmek, oy atmak için çok neden var. Hiç biri için de “Beni ilgilendirmez” diyemeyeceğimiz.

Onun için vatandaş olmanın, gereğini yerine getirelim. Getirelim ki; sual sormaya, hak aramaya hakkımız olsun. Son olarak, lütfen oyunuzu kullanın. Keşke dememek için.

OY KULLANMAYA GİDERKEN YANINIZA ŞUNLARI ALMAYI UNUTMAYIN:

1- BEYNİNİZİ

2- RUHUNUZU

3- VİCDANINIZI

4- KALBİNİZİ

5- KİMLİĞİNİZİ

6- VARSA SEÇMEN KAĞIDINIZI

BİR VEFA HİKAYESİ

Yaşlı bir adama sokakta yürürken bir bisikletli çarpmış ve hafif yaralanmış. Etraftakiler hemen hastaneye götürmüşler. Hemşireler, röntgen çekerek bir kırık, çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler.

Yaşlı adam huzursuzlanmış, acelesi olduğunu, röntgen istemediğini söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar.

“Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim. Gecikmek istemiyorum” demiş.

Hemşire, “Eşinize haber iletir biraz gecikeceğinizi söyleriz” deyince, yaşlı adam üzgün bir ifade ile: “Ne yazık ki karım Alzheimer hastası. Hiçbir şey anlamıyor. Hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor” demiş.

Hemşireler hayretle, “Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, peki neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşturuyorsunuz?” diye sorunca,yaşlı adam hemen cevaplamış: “Ama ben onun kim olduğunu biliyorum.”

KARAKTERİN ÖNEMİ

Profesör anfide tahtaya kocaman bir ‘1’ rakamı yazmış ve “Bakın” demiş, ”Bu karakterdir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey.” Sonra ‘1’in yanına bir ‘0’ sıfır koymuş. “Bu da başarıdır.

Haberin Devamı

Başarılı bir karakter 1’i 10 yapar.” Sonra, bir ‘0’ daha koymuş. “Bu ise tecrübedir. 10 iken 100 olursunuz” demiş. Sıfırlar böyle uzayıp gitmiş. Yetenek, disiplin, sevgi diye. Eklenen her yeni ‘0’ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatmış hoca.

Sonra eline silgiyi alıp, en baştaki ‘1’i silmiş. Tabii geriye bir sürü sıfır kalmış. Ve demiş ki: “Karakteriniz yoksa öbürleri bir hiçtir.

CUMHURiYET BAYRAMI’NDAN AKLIMDA KALAN

Nelere kadir şu Tayyip Bey!

Acun Ilıcalı ile sağ kolu Esad Yontunç, Saray’daki Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’ndaydı.

Davetin şerefine, üniformaları olan; şortu ve parmak arası terlikleri çıkartıp siyah takım elbiseyle gelmişlerdi. Üstelik de vazgeçilmezleri motosikletle değil otomobille...

Hepsi iyi hoş da beyaz gömlek ve siyah kravatla pek bir ‘ağır abi’ olmuşlardı.

VECİZ SÖZLER

Delilik, şüphesiz aptallıktan daha iyidir. Delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur. Aptallık ise, var olmamış bir zekanın, var olmaya devam edişidir. (Albert Einstein)

Haberin Devamı

Vicdanların çölleştiği bir dünyada, toprağın çölleşmesini önlemek mümkün değildir. (Recep Tayyip Erdoğan)

Baktık ki; diğer ülkelerin gerisinde kalıyoruz, biz de saati geri almayıp, hepsinin önüne geçtik. (Mr.Zaytung)

Anneler lütfen okuyun

Edison, bir gün okuldan eve geldiğinde annesine bir kağıt vermiş “Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi” demiş. Annesi kağıdı okumuş, sonra da gözyaşları içinde oğluna sesli olarak bir daha okumuş.

“Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz de yok. Lütfen onu kendiniz eğitin.”

Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat ettiğinde, o artık bir başka dahi Tesla’ya attığı kazıklar sayesinde, yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriymiş.

Bir gün annesinin evinde eski aile eşyalarını karıştırırken, bir çekmecede katlı halde bir kağıt bulmuş. Kağıtta, “Oğlunuz Edison, şaşkın (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz...” yazıyormuş.

Ampulü bulan dahi, yıllar önceki o günü hatırlamış. Saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazmış: “Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dahisi haline getirilmiş, ‘şaşkın’ bir çocuktu.”

İnternetten...

Gelen maillerden anlıyorum ki, bazıları benimle sorun yaşıyor. O zaman “SORUN” yaz boşluk bırak, sonra da kendini o boşluktan aşağıya at.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder