Gazetecilerin soruları üzerine Kılıçdaroğlu kitapların öneminden bahsederek, "Kitap zihin dünyamızı aydınlatan bir güneştir. İnsanlık tarihinin gelişimine en büyük katkıyı yapan aygıt, düşünce kitaptır. Kitaba böyle bakmamız gerekiyor. Ama günümüzüde kitap yazanların hapse atıldığı, kitap yazanların zulüm gördüğü bir süreci yaşıyoruz" dedi.

"HAKSIZLIĞI SAVUNANLAR VAR"

Kılıçdaroğlu, "Silivri akademisi, oraya ’Akademi’ diyorum. Çünkü yayınlanan kitapların sayısı nerdeyse elliyi aştı yüze yaklaşıyor. Bizim demokrasi tarihimizin ilginç bir sayfası olarak kendisini gösterecektir. Silivri’de gazeteciler, akademisyenler, milletvekilleri, askerler var. Orada bütün dünyanın kabul ettiği haksız bir yargılama süreci var. Bütün dünya kabul ediyor. Sivil toplum örgütleri ve düşünce kuruluşları Silivri’de yaşanan dramı anlatıyorlar. Ama dramı anlamayanlarda var. Haksızlığa karşı direnmesi gerekirken, haksızlığı savunanlar var" diye konuştu.

"BU ÜLKENİN ZİNDANLARI AYDINLARA KAPALI 0LMALI"

"Buradan bütün yurttaşlara, bütün aydınlara, bütün sanatçılara seslenmek istiyorum" diyen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı: "Elinizi vicdanınıza koyun ve Silivri’yi öyle düşünün. Bugün birisine yönelik haksızlık yarın size yönelebilir. Haksızlık nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin bu ülkenin aydınlarını, yurtseverlerinin ortak direnç göstermeleri gerekiyor. Buraya gelişimin nedeni de bu direnci bir anlamda dile getirmektir. Kim olursa olsun. Herkes yargılanabilir. Ama hukuk içinde yargılanmak durumundadır. Şu anda Silivri’de üstünlerin hukuku vardır. Hukukun üstünlüğü yoktur. Baskıcıların hukuku vardır. Hukukun üstünlüğü yoktur. Zulüm yapanların hukuku vardır. Hukukun üstünlüğü yoktur. Bu gerçeği herkesin görmesini isterim.

Bu ülkenin zindanlarında aydınlar yatmamalı, kitap yazanlar yatmamalı, ’Parasız eğitim istiyorum’ diyenler yatmamalı, üniversite öğrencileri yatmamalı. Bu ülkenin zindanları aydınlara kapalı olmalı, çağdaş uygar bir ülke olacaksak aydınların dilediklerince yazı yazabildikleri, kitap yazabildikleri bir süreci yaşamaları gerkiyor.

Zulümle, baskıyla şiddetle, tehditle aydını yaşatamazsınız. Buradan sesini çıkarmayan aydınlarada seslenmek istiyorum; Aydın daha fazla konuşmak zorundadır. Aydının aydın kimliğini hak edebilmesi için toplumun önderi olmak durumundadır. Eğer sesini keserse, korkarsa o kişiye aydın denmez. Aydın yiğit olacak, konuşacak, sadece kalemiyle değil, diliyle de konuşacak ve bunun mücadelesini yapacak."

Diğer kitap standlarını da gezen Kılıçdaroğlu, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen vatandaşları da kırmayarak objektiflere poz verdi. TÜYAP fuarında çıkarken 2 yaşındaki Emir Alsaf Soner isimli bebeği de bir süre seven Kılıçdaroğlu daha sonra Ankara’ya hareket etmek için havalanına gitti.

"YAŞAMA HEP GÜLÜMSEYECEĞİZ"

Kılıçdaroğlu, Mustafa Balbay’ın ’Gülümsemek Direnmektir’ isimli kitabının üzerine Yaşama hep gülümseyeceğiz.", Tuncay Özkan’ın Anne Hiç Canım Acımadı isimli kitabına "Sevgili Tuncay Hiçbir karanlık sürekli olmamıştır Aydınlık günler dileğiyle" ve Soner Yalçın’ın Samizdat isimli kitabının üzerine: Sevgili Soner, kitap hapishane tarihinin herhalde bir başyapıtıdır. Hukuksuzluklar, adaletsizlikler ve önyargılarla devam eden bir dava... Aydınlık ve özgür bir Türkiye dileğiyle." yazarak imzaladı.

DHA