CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek ve İl Başkanı Gürsel Tekin, CHP Ümraniye İlçe Örgütü'nün yeni binasının açılışına katıldı.

Burada vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının 'Yolsuzluklarla' mücadele edeceğini bu nedenle iktidar olduğunu söylediğini kaydederek, "Ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları üzerine kabus gibi çöktü. Ümraniye'de binlerce çocuk yatağa aç giriyor. İnsanın yaşama koşulları yok. İnsanların sorunlarına sahip çıkılmıyor" dedi. Herkesin birbirini kardeş olarak görüp kucakladığı bir yapı içinde çalışılırken AK Parti'nin Türkiye'yi bir ayrışma içine soktuğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, hesap soracaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede binlerce çocuk yatağa aç giriyorsa bunun sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve onun tayfasıdır. Eğer bu ülkede demokrasiyi, kardeşliği getireceksek hak ve özgürlüğü geliştirerek bunu yapacağız" diye konuştu. AK Parti'ye uyarıda da bulunan Kılıçdaroğlu, "CHP iktidarında Ankara'dan dışarı çıkmasınlar Anayasa Mahkemesi'nin yanında kendilerine ev kiralasınlar" dedi. Konuşmaların ardından parti binasının açılışını da gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"AÇILIM, ÇÖZÜLMEYE YOL AÇIYOR"

Kılıçdaroğlu, Ruhban Okuluna ilişkin soruya "AKP iktidarının getirdiği ve bize dayattığı açılım politikası Türkiye'de suretle bir çözülmeye yol açıyor. Yapılan açıklamalar bu doğrultuda. AKP'nin aklını başına toplaması gerekiyor. AKP'nin Türkiye'de çözülmeyi değil, birliği sağlayacak politikalar üretmesi ve hayata geçirmesi gerekiyor. Ciddi bir devlet sorunları çözüme kavuşturmak için çalışır. Ancak AKP'nin ayak üstü konuşma özelliği var. Dışarıdaki telkinleri Türkiye'deki yansımalarını dikkate almadan ayak üstü açıklamalar yapıyorlar. Daha sonra bir tepki gelince geri adım atıyorlar. Ciddi bir devlet anlayışı yoktur. AKP sürekli iktidarını esas kılmak için demokrasiyi bile askıya almayı göze alan bir iktidardır" şeklinde yanıtladı.

"ADIM ADIM FAŞİZME DOĞRU"

Türkiye'nin adım adım 'faşizme' doğru gittiğini kaydeden Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti: "Yargı baskı altındadır. Sivil toplum kuruluşları baskı altındandır. Medya baskı altındadır. Bu kadar baskıların olduğu bir yerde demokrasi var diyemessiniz. Eğer bir ülkede dışarıdaski vatandaş telefonda rahatça konuşamıyorsa o ülkede demokrasinin olduğundan bahsedemessiniz. Türkiye malesef tarihinin hiç bir döneminde yaşamadığı kadar baskıcı bir rejimle karşılaşmıştır. Bunda dış güçlerin desteği var. Bu destek hiç iyi değil. Kendi sorunumuzu halledemeyip, başkalarının çözümünü kendi çözümümüz gibi gösteriyorsak bu son derece yanlıştır."

"AKP YANLISI MEDYA VAR"

Yüzde yüz AK Parti'nin yaptığı her şey yanlış olduğunu söylemenin yanlış olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Nasıl ki bir saat, günde iki defa doğruları gösterirse, AKP'nin de doğruları vardır. Ama muhalefetin temel görevi doğruları alkışlamak değildir. Doğruları alkışlarsanız ülkeyi 'Tiranlığa' götürürsünüz. Mesala şimdi AKP yanlısı medya var. AKP'nin her söylediğini alkışlayan bir medya var. Bu medya aracılığıyla bize muhalefet edildiğini görüyoruz" şeklinde konuştu. Başbakanın mecliste yaptığı "Sayın başkan siz mi susturacaksınız? Ben mi susturayım" sözlerinin hiç bir demokratik ülkede söylenmemesi gereken söz olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "Konuşmadan sonra bizim eleştirilerimizi dinlemeyerek çıktı. Artı ve eksilerimizi elbette söyleyeceğiz. Bu demek değildir ki CHP hiç hata yapmıyor.

Bizim de eksiklerimiz var. Ama biz halkın karşısına çıkıp bu eksikliklerimiz var diyeceğiz" diye konuştu.

"BAŞBAKAN ÜSLUBUNU YUMUŞATSIN"

2010 yılına ilişkin görüşleri sorulan Kılıçdaroğlu, "2010'da sayın Başbakanın üslubunu yumuşatarak, kendisini seven veya sevmeyen yurtaşaları da saygıyla anarak, seslenmesini istiyorum. Birlik ve beraberliği sağlarsak açlığı da işsizliği de yeneriz" dedi. Tekel işçilerini yaptığı eyleme de değinen Kılıçdaroğlu, "Tekel işçilerinin başına gelenleri sayın Başbakanın bir kez daha düşünmesini, o işçilerin mevcut koşullarını göz önüne alarak düşünmesini istiyorum. Başbakan bir zamanlar grev sözcülüğü ve gözcülüğü yaptı. Şimdi nasıl olur da şimdi o işçilerin sırtlarına polis coplarının indirilmesine izin veriyor. Polisle emekçiyi, polisle işçiyi bir araya getirmek doğru değildir" şeklinde konuştu.

"AKP SÖZ VERİP ARKASINDA DURAMIYOR"

CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek AK Parti'nin bir protol imzaladığını söyleyerek, "Bu protokole göre iki ay içinde kapının açılması gerekiyor. Azeri Ruhban Okulu'nnun açılacağına dair çeşitli toplantılarda umut veriyorlar. AKP bunu açamayınca da Papa yaptığı açıklamada 'Türkiye'de çarmıha gerilmiş gibi hissediyoruz' demesine yol açmıştır. Bu AKP'nin söz verip arkasında duramadığı, zaman kazanan takiyeci bir anlayıştır. Ruhban Okulu da bu takiyeci anlayışın doğal bir sonucudur" ifadelerine yer verdi.

DHA