Yazgülü Aldoğan Kimin oğlu acaba?
HABERİ PAYLAŞ

Kimin oğlu acaba?

Haberin Devamı

Suriye operasyonuna önce sadece ÖSO’ya destek olmak üzere zırhlı birlikler girecek dendi. ÖSO kıvıramıyor, özel kuvvetler de girsin denildi. 60 derken 70’e gidiyor şehit sayısı ve sırada Rakka var deniliyor.

Rusya’nın sözüm ona yanlışlıkla vurduğu karargahta şehit olan askerlerimizin cenazesi kaldırılmadan Cumhurbaşkanının 18 yaşında milletvekili seçilme yaşını savunurken söyledikleri, şehit yakınlarını üzmez mi: “18 yaşında kaç milletvekili seçilecek ki, 10-15 kişi, onları da askerlikten muaf tutarsın olur biter!” Gençlerin mecliste temsil edilmesi iyi elbette, ama daha eğitim çağındayken mi olmalı bu?

Bırak askerliğini yapmayı, siyasete ne zaman girmiştir ki milletvekili seçiliyor? Ortaokulda mı? Bir dönem milletvekili olunca kazanacağı ömür boyu emeklilik yanında bir de, erteleme de değil, askerlikten muaf tutulmak çok mu şarttır?

Sizin de aklınıza ödüllendirilmek istenen oğullar var galiba diye gelmiyor mu?

Kim korkar yaşlı kurttan derken

Çoğunluk sahibi bir iktidar 81 yaşında bir üniversite hocasından niye korkar da üniversiteden atmışken katmerli olsun diye bir daha atar? Çıkarılan son kararnameyle atılanlar içinde biri var ki herkese yok artık dedirtiyor.

Prof. Öget Öktem Tanör, iktidarın, değil üniversiteden atmak, bu yaşında hâlâ doktor yetiştiriyor, tıp öğretiyor, hâlâ hasta bakıyor, vatana millete hizmet ediyor diye başına taç takacağı, madalyalarla onurlandıracağı bir bilim insanı.

İkinci ihraç

Psikoloji ve nöroloji alanında yaptığı çalışmalarla alanında çığır açmış. Suçu ne? Barış bildirisine imza atmış. Kadrosu olan Bilim Üniversitesi’nden çıkarılmakla kalmamış, derse gittiği başka üniversiteler de korkmuş, çağırmaz olmuş. Ve son kararnameyle tekrar ihraç edilmiş.

Nereden? Kendi de bilmiyor! Devlet memuru değil, kamu görevinden mi? Kendisi de en çok buna üzülüyor. Ben hasta bakmayı tıp öğrencilerine staj yaptırmak için kullanıyordum, onun dışındaki hastalarıma da zaten imkanları yok diye ücretsiz bakıyordum, öğrencileri ve hastalarım mağdur olacak diye üzülüyor.

‘Depresyondayım’

Ve en önemlisi, ülkenin ruh sağlığına dikkati çekiyor: “Kamplaşmalar müthiş keskinleşebilir, kimse birbirini sevmez. Herkes ben ve öteki olarak da kalabilir. Sürekli kaygı içinde yaşamak hastalıklara davetiye çıkaracak. Ruh, beden sağlığı bozulacak.” Sizi bilmem ama başta kendim olmak üzere, gittikçe daha fazla insanın depresyona girdiğini görüyorum!

Neden sert bir evet kampanyası?

Menderes döneminde İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sami Onar ve arkadaşları cüppelerini giymiş, Beyazıt Üniversitesi önünde öğrencilerini korumak için polisin önüne geçmişti. Yıl 1960. Polis şefleri onu ve arkadaşlarını yerlerde sürükleyerek gözaltına almış, bu olay da tarihe geçmişti.

Yarısı öğrencilik, yarısı öğretim üyeliği, 10 yılımın geçtiği Ankara Üniversitesi Cebeci kampüsünde, SBF ve İletişim Fakültesi önünde yaşanan olaylarda hocaların cüppeleri yerde, polisler çizmeleriyle üzerinde. Kırmızı paltolu öğretim üyesi kadının gözlerinden yaşlar süzülüyor, gaz yemiş! İtiş kakış gözaltına almaya çalıştıkları orta yaşın üzerinde bir hoca yere düşünce dört polis birden tekme atıyor. Desteğe gelmiş CHP milletvekillerinin müdahalesi sayesinde ortalık yatışıyor. Bir üniversite hocası, üstelik de tatildeki okulun önünde ne kadar tehlikeli olabilir?

Bu şiddet niye?

Deniliyor ki Cumhurbaşkanı referandum kampanyasını sert bir üslupla götürmek istiyor. O yüzden de daha yumuşak ve birleştirici olan Yıldırım’la anlaşamıyor. Evet cephesinde blok halinde AKP oyları, MHP’nin de desteği var.

Hayır cephesinde ise CHP dışında hepsi farklı görüşlere mensup irili ufaklı gruplar. HDP’nin bile ne yapacağı net değil. Saadet Partisi hayır diyecek, belki BBP. MHP’nin muhalif tabanının da oranı belli değil. Ayrıca bu grupların üzerinde baskı var, para ve devlet imkanı yok.

Hayır çıksa bile değişen bir şey olmayacak, hükümet de cumhurbaşkanı da yerinde kalacak. O zaman bu sertlik, hoşgörüsüzlük niye? Bırakın demokratik bir ortamda referandum yapalım ki gelecek olan rejim de gözümüzü korkutmasın değil mi?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder