Kış uykusuna mı yatsalar?

Basit bir ricam olacak. Ana eksenini ağlatmak (bakın duygusallık demiyorum) hoyratça ağlatmak üzerine kuran dizilerin birkaç bölümlüğüne aydınlık tarafa geçmesini istiyorum...

Alabildiğine kötü kış şartları, terör belası, siyasi gerilim filan derken iyice içine kapananlar için artı bir depresyon nedeni yaratmanın lüzumu yok...

Mesela O Hayat Benim (FOX) bir ya da iki bölümlüğüne başka hayatları anlatabilir mi? Mesela Anne’de (Star TV) hayali de olsa melek gibi babalar hikayeye girip çıkabilir mi? Mesela İçerde (Show TV) dizisinde istisnai de olsa birkaç bölümlüğüne bütün taraflar kazanabilir mi?

Mesela bir gülmece olarak başlayan Seviyor Sevmiyor (atv) yeniden gülümsetebilir mi? Mesela şimdilik eksenini bozmayan No: 309 (FOX) şu ağır şartlar geçene kadar bir kış uykusuna yatabilir mi? Mesela...

KARA MELEK OLDU DA...

Karanlık taraftan başlamışken şunu anlarsam, herkese izah etmem kolaylaşacak: Ne oldu da koca bir sezonu benzersiz bir aşkın resimli tarifi gibi yaşayan Melek ve Hüseyin’in (Hayat Şarkısı / Kanal D) arası bozuldu?

Ne oldu da geçtiğimiz sezon aile üyelerinin tümü için bir kötülük tasarrufu olan Zeynep bir aşk böceği, duygusallık ikonu haline geldi?

Gerçek Kesit ve benzeri dizilerin bitmesiyle ekranda büyücü, falcı dönemi kapanmıştı. Yoksa Hayat Şarkısı’nda el altından bir yeniden sürüm mü olacak? Bu tersine dönüşüm Melek’in içine kaçan üç harflilerle filan mı açıklanacak; ne olacak sahi?

Survivor’u özlemek...

21 Ocak’ta başlıyor. Temmuza kadar sürecek bir maratondan bahsediyorum. Açlık oyunları filanı bir kenara bırakıyorum. Benim özlediğim Survivor (TV8) adasının yeşilliği, denizinin maviliği, insanın içini ısıtacak güneşin parlaklığı filan...

O yüzden gün saymaya başladım sevgili okur. Biliyorum, içerikte çok değişik bir şey olmayacak...

Ama o eski kartpostallardaki gibi güzelliğin içinden kareler seçip orada olmanın hayalini kurmak bile bana yetecek. İçim ısınacak vallahi!

KARDAN ADAM HABERCİLER

Şiddetli kar yağışı özellikle büyük kentlerde hayatı felç etti. Ama şu kadarını söyleyeyim bu işin kahrını vatandaş kadar haberciler de çekti...

Özellikle haber kanallarında hava durumunu şehrin çeşitli yerlerinde nöbet tutarak ileten muhabirlerin rengi beyaza kesmişti. Dilerim hiçbiri şu korkunç soğukta haber yapacağım diye haberlik olmamıştır. Dilerim!

SADECE SUSACAK MI?

Sadece meraktan soruyorum; Gülben Ergen, Ebru Gündeş, Ebru Şallı, Cem Yılmaz filan olmasa magazin tartışma programlarında konuşacak ne kalacak?

Özellikle de Gülben Ergen! Hayatına bir şekilde girdiği hemcinslerinde nasıl bir tahrifat yaratmışsa hemen hepsi ünlü şarkıcıya ağzına geleni söylüyor...

Şimdilik susan tarafta duruyor. İkrardan mı yoksa yanıt hakkının zamanını kollamasından mı kestiremiyorum. Ama artık bir ses verse fena olmayacak!

REKABET MUTLULUĞU

Havalimanında karşılaştığım güzel çift Tarık Ünlüoğlu ve Gülenay Kalkan’a, “aynı gün içinde farklı kanalların lokomotif işlerinde rekabet etmenin nasıl bir his olduğunu” sordum...

Gülenay Kalkan, Anne (Star TV) dizisinin aldığı reytinglerden çok mutlu olduğunu, eşinin de mutluluğunu paylaştığını söyledi...

Tarık ağabey de, “rekabetin hoş bir şey olduğunun” altını çizdi. Malum o da Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz (atv) dizisinin ana direklerinden. Önemli olan dizilerin rekabeti değil, rekabetin kalite çıtasını düşürmemesi fikrinde uzlaştık...

Ayrışmadan, gülümseyerek ve çalışmaya devam ederek!