Dr. Mehmet Öz Kısırlık tedavisi veya suni döllenme düşükleri önlemede yardımcı olabilir mi?
HABERİ PAYLAŞ

Kısırlık tedavisi veya suni döllenme düşükleri önlemede yardımcı olabilir mi?

Ne yazık ki düşük yapmak, hamilelik normal olmadığında gerçekleştiği için, çoğu zaman önlenemez. Kısırlık tedavisi veya suni döllenme düşük yapma riskini artırmaz. Genellikle normal gebe kaldığınızda var olan riskle (yüzde 15 - 20) aynı oranı taşır ancak eğer dondurulmuş embriyo transferi söz konusuysa, düşük yapma riski artar. Düşük yapma riski ayrıca yaşınız ilerledikçe de artar ve suni döllenme çoğu zaman yaşı ilerlemiş ve gebe kalmak isteyen kadınlara uygulandığından, düşük yapma riskleri genç kadınlara oranla daha yüksektir.

Haberin Devamı

Kısırlık tedavisinin herhangi bir uzun vadeli yan etkisi var mıdır? Bu konuyla ilgili yapılan son araştırmalar nelerdir?

Kısırlık tedavisiyle bağdaştırılan yan etkilerin çoğu kısa vadeli yan etkilerdir ve genellikle tedavi sona erince kesilirler. Ufak tefek yan etkileri arasında çalkantılı ruh hali, mide ağrıları ve baş ağrılarını sayabiliriz. Ancak, daha ciddi yan etkilerin görülme ihtimali de vardır. Ovaryen hiperstimülasyon sendromu, yumurtalıklar aşırı faal hale geldiğinde ve normalden daha fazla büyüdüğünde görülür. Çoğu durumda tedavi olmadan iyileşir ama bazı ciddi durumlarda etkileri ortadan kaldırmak için kısırlık tedavisi ilaçlarının dozunun azaltılması gerekebilir. Kısırlık tedavisi aynı zamanda çoğul gebelik riskini de artırabilir. Suni döllenme sırasında rahme ne kadar embriyo aktarılırsa çoğul gebelik riski o kadar artar.

Çoğul gebeliklerin de, gestasyonel hipertansiyon (gebeliğe bağlı yüksek tansiyon) ve gestasyonel diyabet (gebeliğe bağlı şeker hastalığı) gibi kendine ait riskleri ve yan etkileri vardır. Araştırmaların genelinde tüp bebek tedavisi ile ilgili olarak rahim ve meme kanserleri riskinin arttığı söyleniyor. Yumurtalık kanseri konusu ise çelişkili sonuçlar doğuran geniş kapsamlı araştırmalar ile birlikte hala tartışılıyor. Bununla birlikte, yumurtalık kanseri toplumda kısmen daha az görülmekte ve doktorların tartıştığı rakamlar çok küçük yüzdeler halinde

Örneğin 55 yaşından itibaren herhangi bir tür yumurtalık kanseri riski yaklaşık yüzde 0.45’tir ve verilere göre uzmanlar tüp bebek tedavisi görmüş kadınların riskinin 0.71’e yükseleceğini tahmin etmektedir. Bu da çok küçük bir artıştır. Bununla birlikte, kısırlık tedavisi görme kararını vermeden önce doktorunuza danışmak çok önemlidir.

Haberin Devamı

Lenfödem nedir? Lenfödem hastaları ne yemeli?

Lenfödem, kol veya bacaklarda şişliğe neden olan bir hastalıktır. Bu şişlik, aşırı lenf sıvısı birikmesiyle oluşur. Normalde lenf sıvısı lenf düğümleri tarafından süzülür ancak lenfödem hastalarında lenf düğümleri hasar görmüştür ve düzgün bir şekilde çalışmıyordur veya lenf düğümleri alınmıştır. Lenfödem en çok, lenf düğümlerinin alındığı meme kanseri ameliyatlarından sonra meydana gelir. Lenfödem, sağlıklı bir beslenme programı uygulanarak kontrol altında alınabilir. Fazla miktarda yağ ve tuz içeren gıdaları tüketmeyin veya azaltmaya çalışın çünkü bu gıdalar şişliğe katkıda bulunabilir. Eğer aşırı kiloluysanız kilo vermek de lenfödem hastalığının belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir.

Haberin Devamı

Lenfödem hastaları nasıl egzersiz yapmalı?

Egzersiz yapmak, lenfödemde şişliği hafifletmeye yardımcı olabilir. Özellikle hafif, fazla efor sarf etmeden yapılan egzersizler sorunlu bölgedeki kan akışını artırarak fazla lenf sıvısının birikmesini önlemeye yardımcı olur. Aerobik egzersizleri de süzme sürecine yardımcı olabilir. Haftada birkaç kere 20-30 dakika egzersiz yapmaya çalışın. Eğer ağırlık çalışması yapmak istiyorsanız, 2 kilodan ağır olmayan küçük ağırlıklar kullanarak başlayın. Sorunlu bölgede ağrıya neden olan her türlü egzersizden kaçının. Yeni bir egzersiz programına başlamadan önce her zaman doktorunuza danışın.

Anti-depresanların yan etkileri neler?

Yeni anti depresan ilaçlar genellikle eskilerine oranla daha az yan etkiye sahip. Ancak, yan etkiler yine de var. Çoğu yan etki kişiden kişiye değişir ve insomnia (uyuyamama hastalığı), uykusuzluk, mide bulantısı, libido azalması, kiloda değişiklikler, baş ağrısı ve sersemlik gibi etkiler görülebilir. Bazen bu yan etkiler sorun değil ama bazıları için bu etkiler o kadar şiddetli olur ki ilacı bırakmak zorunda kalırlar.

Bazı durumlarda yan etkiler sadece ilaca başlandığında görülür ve vücut ilaca alıştıkça etkiler azalır. Monoamino oksidaz inhibitörleri (MAOI) gibi bazı çeşit anti depresanlar, yıllanmış peynir ve şarap gibi bazı yiyeceklerle birlikte alındığında yan etkiye neden olabilirler. Bir anti-depresana başlarken doktorunuzla konuşmak ilacın yararları ve yan etkilerini dengelemek, en uygun dozu belirlemeye yardımcı olmak açısından önemlidir. Doktorunuza danışmadan ilacı bırakmayın. İlacı birden bire bırakmak yan etkilerin artmasına bile neden olabilir. Doktorunuz büyük olasılıkla, ilacın yavaş yavaş bırakılmasını önerecektir.

Peptik ülser hastalarına beslenme önerileri

Son araştırmalar, ülser türlerinin çoğunun baharatlı veya asitli gıdalar nedeniyle değil enfeksiyondan oluştuğunu gösteriyor. Genellikle antibiyotikle birlikte beslenme programı uygulamak ve alkolden uzak durmak önerilir. İyileşmek için gereken vitamin ve minerallerin alınması açısından meyve, sebze ve tam tahıllardan oluşan sağlıklı bir diyet tavsiye edilir. Mide ve bağırsakların salgı kıvamlı yüzeylerinin bozulmasını engellemek için alkolden uzak durun veya azaltmaya çalışın. Sigara içmek de midenin yüzeyini rahatsız ederek midenin asit üretimini artırır. Stres kontrolü de peptik ülser belirtilerini azaltmada önemli rol oynar.

Kaliteli bir uyku için ne yapmalı?

Uygun uyku ortamını oluşturmak, kaliteli bir uykuyu garantilemenin ilk koşullarından biridir. İşe, vücut ağırlığını eşit olarak dağıtabilen iyi bir yatak almakla başlayın. Her hareketinizde gıcırdayan bir yatak istemezsiniz elbet. Bu sizin uykunuzu böldüğü kadar, partnerinizin uykusunu da böler. Eğer geceleri, özellikle sese karşı duyarlıysanız kırmızı gürültü veya okyanus sesi veren ses aygıtları mucizeler yaratabilir. Eğer ışığa karşı duyarlıysanız yatak odanıza hiç ışık sızmadığından emin olun çünkü bu beyindeki melatonin seviyesini azaltabilir.

Beyniniz, sizi uyaran mavi ışığa karşı bilhassa duyarlıdır bu yüzden dijital çalar saatinizi yatağınızdan uzak bir yere koyun. Ayrıca derin uykunuzu bölebileceğinden cep telefonunuzu da kapatın. Son olarak; derin ve dinlendirici bir uyku için yatak odanızın sıcaklığını düşürün çünkü insanlar daha soğukta daha iyi uyurlar. Ancak; ayaklarınızın üşümemesi koşuluyla! O halde; sıcaklığı düşürdükten sonra çoraplarınızı giymeyi unutmayın!

(15.04.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder