Spor "Kocaman bir paranoya"

"Kocaman bir paranoya"

Paylaş
"Kocaman bir paranoya"

Gençlerbirliği Kulübü'nden, Fenerbahçe'nin, "muhtırasına" cevap geldi

Gençlerbirliği Kulübü’nden, Fenerbahçe’nin, Eskişehirspor maçın ardından basında "muhtıra" olarak adlandırılan hakem Fırat Aydınus’a ilişkin açıklamalarına, "Son haftalarda bazı istisnai olaylardan dolayı haklarında yersiz yorumlar yapılan hakemlerimiz de bu ailenin asli bir parçasıdır. Hakemleri ve onların 90 dakika içerisinde aldıkları kararları başka süreçlerle ilişkilendirmek olsa olsa kocaman bir paranoyadır" değerlendirmesi yapıldı.

Başkent kulübünden yapılan yazılı açıklamada, kırmızı-siyahlı kulübün, kurulduğu günden bu yana centilmenlik kavramını disiplinle beraber başarının formülü olarak kabul eden bir spor kulübü olduğu, "Kendisini kimsenin üzerinde görmediği, yarıştığı her spor kulübünü eşiti kabul ettiği, futbol dünyasına ilişkin alınacak kararlarda sadece kendi çıkarlarını değil bütün futbol ailesinin çıkarlarını savunduğu" belirtildi.

Açıklamada, "Son haftalarda bazı istisnai olaylardan dolayı haklarında yersiz yorumlar yapılan hakemlerimiz de bu ailenin asli bir parçasıdır. Hakemleri ve onların 90 dakika içerisinde aldıkları kararları başka süreçlerle ilişkilendirmek olsa olsa kocaman bir paranoyadır" denildi.

"Geçtiğimiz haftaya futbol camiası olarak bu tür bir yaklaşıma örnek gösterilecek, hakem hatalarının tek mağduruymuşçasına yapılan bir açıklamayı okuyarak başladık. Söz konusu metnin tartışılması gereken üslubu bir yana gündeme getirdiği hakem kararlarıyla ilgili bir açıklama yapmayı yerinde görüyoruz" denilen basın duyurusunda, Gençlerbirliği’nin Ankara’da oynadığı son 3 maçta yaşadıkları hatırlatıldı. Kırmızı-siyahlı kulübün, centilmenliğinin geçen yıl aldığı ödülle tescillenmiş bir camia olduğu, bu karşılaşmalarda yaşanılan haksızlıkları sadece kötü bir tesadüf olarak değerlendirmeyi uygun gördüğü kaydedildi.

Başkent temsilcisinin Galatasaray, Sanica Boru Elazığspor ve Sivasspor karşılaşmalarında yaşadıklarının "standartların uygulandığı konusunda şüpheye düşürecek kadar çelişkili" olduğu ifade edilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"İlk maçta Galatasaray kulübesinden hakemlere yönelik beddualar tribünlerden bile fark edilirken muhataplarınca duymamazlıktan gelinmiştir. İkinci maçta kulübeden hakeme itiraz etti diye genel menajerimiz Cem Onuk sahadan çıkarılmış sonrasında da üç hafta sürecek bir hak mahrumiyetiyle cezalandırılmıştır. Sivasspor maçında, Sivasspor kulübesinin oyuncularımıza yönelik tahrik edici davranışları görmezden gelindiği gibi iki oyuncumuzun sarı kart görmesiyle çıkan olayların müsebbibi rakip takım teknik yardımcıları cezasız bırakılmıştır. Bu karşılaşmalarda verilen, verilmeyen penaltılar, gösterilen kırmızı kartlar kadar öne çıkmayan ama oyunun ahengini bozan birçok hatalı karar da her üç maçın sonucunu etkilemiştir. Gerek Elazığspor, gerek Sivasspor karşılaşmalarında hakemlerimiz performanslarıyla oyunun gerçek kahramanları olan futbolcuların önüne geçmiş, iki maçtan da akılda kalan ne yazık ki adaş olan bu iki hakemimizin isimleri olmuştur. Bu tesadüften yola çıkarak bütün Hüseyinlerin bize karşı olduğunu iddia etmek ne kadar doğruysa, karşılaştığı anlık hataların uzun bir sürecin sonunda ortaya çıkan planların parçası olduğunu düşünmek de o kadar doğrudur."

Son haftalarda yoğunlaşan hakem hatalarının kişisel ve anlık olduğundan kuşku duyulmadığı, aksi yönde bir düşüncenin artık Türk futbolunu dünyanın en önemli futbol organizasyonlarında temsil eden hakemleri zan altında bırakacağı bildirilen duyuruda, "Üst düzey turnuvalarda ortaya koydukları performansla yeteneklerini ispatlayan Türk hakemlerinin Süper Lig’deki performanslarından en az onlar kadar, kulüplerimizin onları hedef alan açıklamaları da sorumludur. Hakem hataları da futboldaki diğer bütün hatalar gibi oyunun içinde alınan anlık kararlar sonucudur. Bu hataların başkalarınca yazılmış senaryoların parçası olduğu iddiası açıkçası hakemleri etkileme amacını taşımaktadır" ifadeleriyle kamuoyunun dikkati çekildi.

Açıklamada, ayrıca Gençlerbirliği’nin yıllar boyunca kendine özgü duruşuyla kazandığı centilmenlik payesinden vazgeçmeyeceği, bu payenin gereğinin rakiplere saygı duymak kadar haksızlığa ve nobranlığa karşı suskun kalmamak olduğu vurgulanarak, "Bu açıklamaya bizi mecbur kılan sessizliği her gerek gördüğümüzde bozacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" ifadeleri kullanıldı.

AA

Haberin Devamı