Giriş
Şimdiye kadar hangi darbede, kim cesaret edebilmiş de komutanlara şunu sorabilmiş:
- Siz darbe yapma yetkisini nereden aldınız?
Onlar da sanki cevap vermiş:
- 35’inci madde’den aldık.
Güldürmeyin insanı.
Darbe yapacak adam, yasal dayanak aramaz. İç tüzükten, şundan bundan icazet istemez.
Ortam müsaitse, zaten vakit tamamdır.
“Ben yaptım, oldu” der.
Biz de “Hoşgeldin Asker” diye manşet atarız. Ertesi gün de komutanları tebrik için takım halinde kuyruğa gireriz.
Siz hangi 35’ten bahsediyorsunuz?
Hele bu devirde 35’inci maddenin hiçbir esprisi kalmamıştır. Cumhuriyeti korumak ve kollamak zaten Türk Askeri’nin karakteridir. Yasa’yla belirtilmesi bile lüzumsuz. Hâl böyleyken, birdenbire 35’inci madde’nin iptalini istemek, demokrat görünüşlü ‘ucuz bir kahramanlık’ bile değildir.
E madde öylece kalsın mı?
Vallahi ister kalsın, ister kalksın... Attığınız taş, bari ürküttüğünüz kurbağaya değsin.
Değer mi?
Morali zaten bozuk bir Ordu’yu bir de böyle silkelemek doğru mu?
Yarın tepesi atıp sahiden bir darbe daha yapmaya karar verse 35’inci madde iptal diye sanki darbeden vazgeçer mi?
Yahu insaf, darbeye hiç dayanak gerekir mi? Başarılı darbeci, zaten diktatördür. Gelir oturur.
Nasıl ki geçici 15’inci madde’nin iptali sadece sembolik bir anlam taşır, 35’inci madde’nin iptali de sadece psikolojik bir ferahlıktır. Hepsi bu. Ama diyorsanız ki, 35’inci madde başarısız darbeciler için bir sığınaktır, bir kılıftır, bir mazerettir, hatta hafifletici bir sebeptir, orasına karışmam, kaldırın gitsin. Bitsin bu maskeli balo.
