Cumartesi Postası 'Küçük bir kız gibiyim'

'Küçük bir kız gibiyim'

Paylaş
'Küçük bir kız gibiyim'

Henüz 23 yaşında bile olmayan birinin şöhreti büyük bir olgunlukla karşılaması çok da sık rastladığımız bir olay değil. Ne var ki popçu Atiye, bunu rahatlıkla başarabilenlerden

Ses rengi, dansı ve kendine özgü duruşuyla fark yaratmayı da gayet iyi biliyor. ‘Budur’ adını verdiği yeni albümü çıkan Atiye, Marie Claire Dergisi’nin mayıs sayısına konuştu...

Son albümünüzü elinize aldığınızda ne hissettiniz?

‘Budur’ dedim. Çünkü sözlerden bestelere, fotoğraf çekimlerinden kartonette kullanılan yazı karakterine kadar her şeyiyle çok içime sindi. Her aşamasında bulundum. Birçok beste de bana ait. Ayrıca ilk defa Türkçe söz yazmaya başladım.

Almanya’da doğup büyüdünüz. Nasıl bir çocukluktu sizinkisi?

Güzel bir çocukluk geçirdim. Bremen şehrine yakın bir köydeydik. Bütün aile aynı evde yaşadık. Annem, babam ve ben orta katta, teyzem ve kuzenlerim üst katta, anneannemle dedem de alt katta yaşıyordu. Köy olduğu için yeşillikler içinde büyüdüm. Ama çoğunlukla babam evde olmazdı, işinden dolayı hep şehir dışındaydı. Onu çok özlerdim. ‘Baba’ şarkım da bu özlemimi anlatıyor.

Annenizin Hollandalı, babanızın Türk olması size neler kattı?

İki lisanı evde, Almanca’yı da okulda öğrendim. İngilizce öğrenirken zorluk çekmedim. Kültürlerin zenginliği ve bir araya gelmesi hoş, müziğime de yansıyor. Babamın işi nedeniyle ülkeden ülkeye gezdik. Zevkliydi ama küçük bir çocuk için zorlu bir süreçti. Dilini bile bilmediğim yerlerde yeni arkadaşlar ediniyor, okula gidiyordum. Bu zorluklar beni erken büyüttü ve daha güçlü olmamı sağladı. Mesala beni üzen bir şey yaşadığımda hemen üstesinden gelebiliyorum.

Evinizde şarkılar, türküler, darbukalar eksik olmazmış.

Annemin karnındayken bile babam bana darbuka çalarmış. Annem de benim, karnında dans ettiğimi hayal edermiş. 21 yaşında beni doğurduğu için diskoya dansa gidermiş hamileyken. Ben de herhalde ondan etkilendim. Ben küçücükken, babam darbuka çalmayı öğretmişti.

Kızlarının müzisyen olmasını istiyorlar mıydı?

İş kadını olmamı istiyorlardı ama vazgeçemeyeceğimi anladıklarında destek verdiler. Dokuz yaşından itibaren gruplarla dansçı olarak sahneye çıkmaya başladım.

İnatçı mısınız?

Hem de çok. Başkalarının fikirlerini dinlemeyi yeni öğrendim. Ama eleştiriler gerçekçi olursa dinlerim. Zaten ben güven sorunu yaşayan biriyim. Birine güven duymam için biraz zaman geçmesi gerekiyor. Sorgulamadan bütün dediklerini dinlediğim ve inandığım iki kişi var; biri annem, diğeri babam.

Bu yaşta bu kadar yükseliyor olmak geleceğe dair endişe yaratmıyor mu sizde?

Hep daha iyi olabilmek için kafa yoruyorum. Mesela hâlâ şan derslerine devam ediyorum. Ne de olsa inişe geçebilirim diye düşünüyorum. Bu da normal. Herkesin hayatında inişler ve çıkışlar oluyor. Hiç inişimin olmaması garip olurdu.

‘Güzelim’ adlı şarkınızda ‘Canımız iki tek atmak ister’ sözü var. Siz de moraliniz bozuk olduğunda iki tek atar mısınız?

Gerçekten üzgün olduğumda geri çekiliyor, içime kapanıyorum. Evde tek başıma olmak istiyorum. Ama bunun da bir süresi var. O yalnızlık uzadığında depresif hale dönüşebiliyor. Çok ince bir çizgi bu. O yüzden her şeyden biraz uzaklaştıktan sonra ailem ve arkadaşlarımla oluyor, onlardan güç ve enerji alıyorum.

“Aldanmayın, utangacım”

Hiç paparazzi’lere yakalanmadınız. Gece hayatıyla aranız nasıl?

Hep sahnede olduğum ve bundan çok keyif aldığım için gece hayatına ihtiyaç duymuyorum. Bara gitmek yerine de yemeğe çıkmayı veya sinemaya gitmeyi tercih ediyorum. Özel hayatımda sakinim ama sahnede enerjik oluyorum.

Özelliklerinizi sizden dinleyebilir miyiz?

Çok hareketliyim. Bazen aşırı duygusallaşır, hatta melankolik olurum. Bir de yeni ortamlarda biraz çekingen davranıyorum. Zaten fazla dışadönük değilimdir. Şimdi eskisine göre daha az utangacım.

Törpülemek istediğiniz başka yönleriniz var mı?

Unutkan ve korkak olmam. Korkaklık beni rahatsız ediyor. Mesela ani bir ses olduğunda ürküyorum. Gerilim filmlerini de sevmem, çünkü geceleri kabus görmeme neden oluyor. Bu konuda küçük bir kız çocuğu gibiyim.

(07.05.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)

2

Haberin Devamı