Kültür - Sanat İhtiyacımız olan ‘Kaçış Rampası’
Paylaş
İhtiyacımız olan ‘Kaçış Rampası’

Ayşen GÜVEN / aysenimsi@gmail.com

Halil Yörükoğlu’nun ilk öykü kitabı “Kaçış Rampası” yayımlandı. Sel Yayıncılık etiketiyle çıkan 79 sayfa kelebek etkisi yaratarak uçup gidiyor. Tipik insanların gündelik hayatlarını mengenede sıkıştıran; patron, rutin, hırs ya da umutsuzluk gibi pek çok şey bu olağan dünyalarda boylarından büyük sonuçlara yol açıyor. Öykülerdeki her bir karakter “acil kaçış rampası” ararken çaresizlikle farklı şekillerde rauntta yere yığılıyor.

Haberin Devamı

İçimizden öyküler

İnsanların ellerinden, neye nasıl dokunduklarından secerelerini çıkaran aslında elleri bağlı garson Salih’in görkemli dramı, ya da ölmekten değil hatırlanmamaktan korkan bir babanın erken ölüm ilanı, karıncaları seven Suzan’ın kendisini de sevmesini bekleyen adam, nikahına hazırlanan Haluk’un kendinde babasını buluşu, birbirine yakın duran ama değmeyen nesneler gibi duran plaza insanlarından birinin burnundaki çikolata kokusu, başkalarının fotoğraflarında kendi hayatını arayan yaşlı amca derken taksiciler, berberler, kırık dökük hayatlar, hayatlarımız sırayla bize selam vererek geçiyor. “Kaçış Rampası”ndaki her bir öykü pek çoğumuzun hücrelerinden kurulmuş.

Bazen kendimizi, bazen yanımızdakini unutturarak büyük bir hızla geçmek zorunda olan hayatlarımıza Halil Yörükoğlu paraf atıyor. Ve o karelerden kimilerini durdurup bakmamızı sağlıyor. Bu can hıraş bu telaş telaş yaşamanın mecburiyeti nedir sorusunu kulağımıza fısıldıyor sanki. Sanki eli bağlı ütüsü tamam hayatını başkalarının lokmasını servise adayan bir garsonun parası olanın doymayan gözüne gözünü diktiği andan geriye hepimize bir dilim pasta düşüyor.

Haberin Devamı

Tanıdık hisler

Bu senden benzen bizden bahseden öyküler üzerimizden bir yük alırken boğazımıza da bir kılçık olup batıyor. Halil Yörükoğlu bu kısacık kitapta ne çok şeyi nasıl usul usul ve ne kadar berrak anlatmış doğrusu. Ne yarattığı atmosferde, ne tavırlarda, ne karakterlerde, ne sokaklarda ne de diyaloglarda bir yabancılık hissi duyuruyor yazar.

Bilirsiniz acil kaçış rampaları genellikle fren sorunları nedeniyle kontrolden çıkan araçların güvenle durmasını sağlar. Bu kitap hepimizin bir acil kaçış rampasına doğru koşuştuğu/sürdüğü bir çağda geçiyor, bizim çağımızda. Kimimiz buluyor, kimiz uçurumdan yuvarlanıyor, kimimiz kendi kaçış rampamızı icat ediyoruz.

Sait Faik kokusu aldığım bu kitapla bir acil kaçış rampası olduğunu hatırlamak güzel...