Kültür - Sanat Sezai Karakoç sözleri! Ölüm yıl dönümünde en etkili ve en sevilen Sezai Karakoç sözleri
Paylaş
Sezai Karakoç sözleri! Ölüm yıl dönümünde en etkili ve en sevilen Sezai Karakoç sözleri

Sezai Karakoç bundan tam bir yıl önce, soğuk bir 16 Kasım günü aramızdan ayrıldı. Düşünceleri, yazıları ve kendine has tarzı ile Türk edebiyatına adını altın harflerle yazdıran Sezai Karakoç, dile getirdiği ‘Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter.’ İfadesi ile insanlara her daim umut aşılıyor. İşte ölüm yıl dönümünde en etkili ve en sevilen Sezai Karakoç sözlerinden bazıları…

Diriliş Şairi olarak bilinen Sezai Karakoç ölüm yıl dönümünde sevenleri, hayranları ve takipçileri tarafından anılıyor. Bugün usta ismin en etkili ve en sevilen sözleri sosyal medya hesaplarında sıklıkla paylaşılıyor. Şair, yazar ve siyasetçi kimliğinin yanı sıra ünlü bir fikir insanı olan Sezai Karakoç’un unutulmaz sözleri…

Haberin Devamı

SEZAİ KARAKOÇ SÖZLERİ

  • Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar.
  • Benim gözlerim yeşildir, evet evet, onun gözleri kara; ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara.
  • Ben insanın ruh, ruhun da bir tapınak olduğuna inanıyorum.
  • İnançlıyım, barış ve düzen yanlısıyım. Savaşım bunlar içindir.
  • Dünya zamanı, ahiret zamanının yanında adeta Hz. Musa’nın asasının yanında büyücü değneklerinin düştüğü zavallı bir duruma düşmektedir.

  • Şeytanın kentini darmadağın etmeye and içmişim.
  • Allah’ın insanoğluna en büyük nimeti olan İslâm inanç ve medeniyetine mensup olan bir toplum nasıl olur da bugünkü acıklı duruma düşer? Bunun mutlaka bir veya birçok sebebi vardır. Bunu bilmeliyim. İşte bütün bu konuları incelemekte ilim benim rehberim olacaktır.
  • Doğuyu Batıyı bilmeliyim. Eski uygarlıkları derinlemesine incelemeliyim. Yükseliş ve düşüşlerin sebeplerini derinden derine araştırmalıyım.
  • Adalet mülkün temelidir. Peki adaletin temeli nedir?
  • Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.

  • Göz seni görmeli, ağız seni söylemeli… Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli
  • Sen geldin, benim deli köşemde durdun.
  • Onlara anlat yağmur karşılıklı yağar. Ruhların içindeki müzikle karşılıklı.
  • Ölenlerin kanında Musa bilincinin çiçeği açar. Zulümde boğulan halka, suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir: Suları yarıp geçme yolunu.
  • Oruç, insanın katıldığı, her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiatüstü ziyafet, bir gök sofrasıdır. Yani, Samanyolunda Ziyafet.

  • Camiyi hayattan sürmeye başladık başlayalı, adeta ilahi bir ceza olarak biz de hayattan sürülmeye başladık.
  • Doğaya inmiş vahyin mucize pınarlarından bir penceredir her üzüm tanesi. Her üzüm tanesinde kendini görürsün.
  • Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır.
  • Karın yağdığını görünce, kar tutan toprağı anlayacaksın. Toprakta bir karış karı görünce, kar içinde yanan karı anlayacaksın.
  • İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür.

  • Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti, Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun.
  • Yüksel bir kere daha ey ahir zaman ezanı.
  • Oruç, insanın katıldığı, her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiatüstü ziyafet, bir gök sofrasıdır. Yani, Samanyolu’nda Ziyafet.
  • Çiğ düştü göklerden ve bir bahar günü doğdun sen.
  • Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir. Sen kaç köşeli yıldızsın.

ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE EN ETKİLİ VE EN SEVİLEN SEZAİ KARAKOÇ SÖZLERİ

  • Ayasofya’nın avizelerini bu ramazanda da ısıtamadık; bunu unutmamalı.
  • Kur’an kıyamet vakıasını ‘saat’ kelimesiyle anlatır. Sonra bu saat kelimesi, vaktin ölçüsü, birimi olmuştur. Sanki her an gelebilecek olan kıyamet vaktin ta kendisi olmuştur da Müslüman, içinde uzadığı akışı onunla tayin edilecektir.
  • İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler.
  • Ben geldim geleli açmadı gökler. Ya ben bulutları anlamıyorum. Ya bulutlar benden bir şey bekler. Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum. Ben geldim geleli açmadı gökler.
  • Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter.

  • Sen cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat.
  • Arkamda ve yanımda güçlü surlar vardı sûrelerden.
  • Çiğ düştü göklerden ve bir bahar günü doğdun sen.
  • Cami, mihrabıyla bir tapınak, minberiyle bir toplum ve devlet, kürsüsüyle bir okuldur.
  • İyi ki bilmiyor kalabalıklar, yağmura bakmayı cam arkasından. İnsandan insana şükür ki fark var.

  • Var olan ne ki; bizi yokluğuyla üzenler vardır.
  • İslâm’da, âdeta, nimet, emek için değil, emek, nimet içindir.
  • Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı. Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum.
  • Anlaşılıyor ki, İslâm âleminin kaderi, Türkiye’deki kördüğümün çözülmesine bağlı.
  • Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.

  • Allah’a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsan boynuna zincir atan, takan eşyadan öteki insanlardan, insanların tanrılaştırdığı kişi ve eşyadan insanı ancak AIIah kurtarır. Yani insanı ancak Allah özgür kılar.
  • Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.
  • İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.
  • Putlar, tanrısızlık ortamında üreyen ruh mantarlarıdır.
  • Düşüşün tadını almayan insan! Senin yücelerin serinliğinden, arılığından ne haberin vardır? Ey yükseklerden büyük seslerle düşen şu, bu yalçın kayalara bir şelale borçlu olduğunu biliyor musun?

  • Tek çare ve çözüm, İslam dünyasının, uyanıp Batı’nın NATO’su gibi bir askeri güç, AB gibi bir siyasi birlik oluşturmasıdır.
  • Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun.
  • Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.
  • Evet, batılılar ve marksistler, aya da çıksalar, yerin dibine de inseler, ruhları itibariyle barbardırlar ve kurdun tabiatını taşımakta devam ediyorlar. Biz yırtık pırtık çul çaput içinde kalsak dahi hiç olmazsa medenî olmanın büyük anısını taşıyacak kadar medenîyiz. Biz mutlaka ışıkta iş görebiliriz.
  • Yani sadece psikolojik Müslümanlık, sadece sosyolojik Müslümanlık veya sadece tarih içi Müslümanlık yetmez. Her Müslüman önce, kendi iç dünyasında Müslüman olmalı, fakat ondan ayrılmaz bir şekilde toplum içinde ve toplum halinde de Müslüman olmayı idrak etmeli. Ve nihayet bu psikolojik ve toplumsal muhtevaya mutlaka tarih şuurunu da eklemeli.

  • Onlara anlat ki insan kelimelerden ve şiirden yaratılmadı.
  • Üzerinde Kâbe ya da cami resimli doğum günü pastaları, sosyetik umre turları, lüks ve israf içinde dinî şova dönüşen İslami hayatlara artan ekonomik refah değil, sığlaşan din algısı üzerinden bakmak gerekiyor.
  • Tarlayı dıştan kuşatanlardan başka bir de içten çürütenler türedi. Halbuki Peygamber ne paraya ne de halkın neftsen gelen desteğine dayanmış ve güvenmişti. Hazreti Hatice’nin bütün Arabistan’ı kateden kervanları donatacak çaptaki servetini, peygamberliğinin ilk iki üç yılı içinde İslâm uğruna harcamıştı. Yoksa İslam’ı bir servet biriktirme aracı yapmamıştı. Hiçbir dünya gücüne değil, yalnız Allah’ın gücüne inanmış ve güvenmişti. Allah da Onun bu ihlâsına karşılık hem dünyayı hem ahreti, Ona, kimseye bağışlamadığı ölçüde bağışlamıştı. Bu bağışlar, O’na da ümmetine de yetmiştir.