Kupayı havaya kaldıranlardan biri 'köprüye yürüyenler'den olmalıydı!

Birileri adına 'temiz kramponlar' denilen operasyonu hiçbir sorgulamadan geçirmeden destekleyip, methiyeler düzerken mevzunun Fenerbahçe'ye operasyon olduğunu yazanların sayısı azdı. Rüzgar çünkü o kanattan sağlam esiyordu. 3 Temmuz'da adına "temiz kramponlar" denilen operasyonun hiçbir vakit 'temiz' olduğuna inanmadım.

Futbol pastasından daha fazla pay almak için yeşil saha ve çevresinde de ne kadar güçlü olduklarını kanıtlamak ve seslendikleri kitleye "yıkılmaz armada" mesajını bir kez daha göstermek için Fenerbahçe'yi ele geçirmeyi amaçlamışlardı. Bunları yazarken en yakınlarımız bile bize fanatiklikle suçladı. "Fenerbahçe'yi ne yapsınlar? Amma da komplocu oldunuz. Renk körlüğünden önünüzü görmüyorsunuz" eleştirileri karşısında yapılan operasyonun futbolu temizlemek amacı gütmediğini anlatmaya çalıştık dilimiz döndüğünce, sesimiz çıktığı kadar. Ne şikesi, memleket elden gidiyor ” cümlesi bu nedenle mühimdi. Mevzuyu kavrayabilenler sokağa döküldü ve armasının arkasında durdu. Başka bir kulübe böyle bir operasyon yapılsaydı ne olurdu bilmiyorum ama Fenerbahçe olabildiğince dik, 'dimdik' durdu...

Dün bu kulüp tarihe bir kez daha damgasını vurdu... Önü kesilen, nefesi kesilmek istenen, başkanı hapse atılan, hakkı olanı verilmeyen Fenerbahçe, yarı finalde İspanyol Real Madrid'i, dün gece de Yunan devi Olympiakos 'u yenip, Türk spor tarihinin en büyük başarılarından birine imza attı. 2011'de ele geçirilmek istenen Fenerbahçe dün kendisini ele geçirmek isteyenlere en büyük derslerden birini veriyordu. Ben bu kulübün direnişine ve ayakta kalmasına en büyük sebebin taraftarı olduğuna inandım, inanıyorum. Bakın o dönemde 'dik' duran Fenerbahçe taraftarının başına gelenlerden yalnızca birkaç örnek sunayım size:

10 Temmuz 2011... "Fenerbahçeli taraftarların, futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan kulüp başkanı Aziz Yıldırım ve yönetim kurulu üyeleri Şekip Mosturoğlu ile İlhan Ekşioğlu'na destek olmak amacıyla düzenledikleri yürüyüş olaylı bitti. Sarı-lacivertli taraftarlar köprüye doğru yokuş çıkmaya başladıklarında kısa bir süre sonra çevik kuvvet ekiplerinin biber gazıyla müdahalesiyle karşılaştı. Bir anda ortalık beyaz dumanlarla kaplanırken, rüzgârın da etkisiyle biber gazının tesiri taraftarların kapladığı yola yayıldı..."

25 Şubat 2012..."Çağlayan'da yargılanan başta Aziz Yıldırım olmak üzere 23 sanığa destek için gelen taraftarlar arasında kararın açıklanmasının ardından hareketlilik yaşandı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a tahliye kararı çıkmaması üzerine taraftarlar protesto gösterilerine başladı. Taraftar grubuna polis biber gazı, cop ve tazyikli su ile müdahale etti. Çıkan arbedede birçok taraftar yaralandı."

5 Mayıs 2012... "Futbolda şike ve teşvik iddialarına yönelik davanın 15. duruşmasında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım için tahliye kararı bekleyen Sarı-lacivertliler, istedikleri karar çıkmayınca protesto gösterisinde bulundu. Polis, taraftara biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti. Polisin plastik mermi kullandığı olayda bir taraftar ağır yaralandı, birçok taraftar hastanelik oldu"

Dün o kupanın bir tarafından biber gazına rağmen köprüye yürüyenler tutmalıydı. Dün o kupanın bir tarafından Çağlayan'da copa, tazyikli suya direnenler tutmalıydı. Dün o kupanın bir tarafından plastik mermi ile yaralananlar tutup havaya kaldırmalı idi. Eğer onlar olmasaydı ve direnmeseydi ne bizim bildiğimiz Fenerbahçe ne de böyle bir kupa başarısı olacaktı...