Cumartesi Postası Kuru iğne tedavisi ağrılara kesin çözüm

Kuru iğne tedavisi ağrılara kesin çözüm

Paylaş
Kuru iğne tedavisi ağrılara kesin çözüm

Kronik ağrı çekenler, bel fıtığı, kireçlenme ve romatizma nedeniyle yürüyemez hale gelenler! Bu ağrılar kaderiniz olmasın. 'Kuru iğne tedavisi' denilen yeni bir metot uygulanıyor artık. Dünyada 37 yıldır uygulanan ve ağrıların en kesin çözümü olarak bilinen kuru iğne tedavisinin Türkiye'deki geçmişi iki yıl. Söz, uzmanlarda

Haber: Yasemin Yurtman
yyurtman@yahoo.com

Haberin Devamı

Hangimiz bir yerimiz ağrıdığında doktora gitmek yerine ağrı kesici almıyor ki? İstatistiklere göre Türkiye’de her 100 kişiden 95’i hayatının bir döneminde bel ya da sırt ağrısı çekiyor ve bu ağrılar hayat kalitesini düşüren en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Ülkemizde ağrı tedavisi için doktorlar, genellikle fizik tedavi öneriyor.

Fizik tedavi de ağrının yeri ve şiddetine göre, kültür fizik hareketlerinden lokal ısı uygulamalarına kadar pek çok yöntemi içeriyor. Ancak bazen fizik tedavi yetmiyor, ağrının çok şiddetli olduğu durumlarda cerrahi yöntemlere başvuruluyor. Yıllardır bel ve sırt ağrıları konusunda uzmanlaşan Doç. Dr. Turan Uslu ağrıyı bir hapla dindirmenin intihar olduğunu, vakit geçirmeden insanların kuru iğne tedavisi ile tanışmaları gerektiğini anlatıyor.

Haberin Devamı

Kuru iğne ‘intramuscular stimulation) tedavisi, alternatif tedavi yöntemlerinden biri. Akupunktur metoduna benziyor. Ağrıyı dindirmenin tıbbi bir yolu. 1974 yılından beri Kanada ve ABD’de uygulanan tedavinin Türkiye’deki geçmişi henüz iki yıl. Uygulayan doktor sayısı ise şimdilik bir elin parmaklarını geçmiyor.

İlaç yok, neşter yok

Özellikle kronik ağrılara odaklanan Doç. Dr Turan Uslu, kuru iğne tedavisi konusunda en çok başvurulan isimlerinden biri. Uslu, tedavi yöntemini anlatmadan önce ağrıları tıbbi açıdan şöyle açıklıyor; “Ağrılar genelde vücudun baş, ense, kol, omuz, sırt, bel, kalça, bacak gibi bölgelerinde görülüyor. Nedenini incelediğimizde o bölgedeki kasların kısalmış olduğunu görüyoruz. Bu yüzden o kasın yönettiği eklemde şekil bozuklukları meydana geliyor. Eklem gerilmiş, sinire baskı yapmaya başlamış, dolayısıyla ağrı başlamış.”

Kuru iğne tedavisinde, ağrıya neden olan kısalmış kasa çok ince bir iğne ile giriliyor, kas uyarılıyor. Böylece sadece ağrı giderilmiyor, ağrıya neden olan temel bozukluk da tedavi oluyor. Düzenli uygulama sonrası sürekli ağrılarla yaşayan kişi, adeta hayata yeniden dönüyor. Doç. Dr. Turan Uslu “Çene veya baş ağrısı çeken hastalara bile kuru iğne tedavisi uyguluyoruz, çünkü vücutta herhangi bir metal ya da iğne bırakmıyoruz. En önemlisi de ilaç kullanmıyoruz” diyor. Kuru iğne tedavisi ileri yaşlarda daha hızlı sonuç veriyor.

Haberin Devamı

Spor sakatlanmaları, kireçlenme sorunları, sinir sıkışmaları, bel fıtığı ve omurda sorunlar yaşayanlar kuru iğne tedavisinden faydalanabiliyor. Tedavi, ileri derecede romatizma çeken hastalarda bile yüzde 60 oranında başarı sağlamış. Ancak elbette her önüne gelen doktor, kuru iğne tedavisi uygulayamıyor. Tedavinin, tecrübeli bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı tarafından yapılması gerekiyor

“3-5 seans yeterli”

Kuru iğne konusunda uzman olan Dr. Serdar Saraç tedavinin süresi ile ilgili şunları anlatıyor; “Hastanın muayenesi yapılır, tanısı konur, ondan sonra bu tedavi belli seanslar halinde planlanır. Tedavi boyunca o bölgeye ait faaliyetlerin azaltılması önerilir.

Tedavinin süresi, yani seans sayısı, problemin bulunduğu bölgenin genişliğine, sorunun ne kadar eski olduğuna, hastanın yaşına, başka rahatsızlıkların eşlik edip etmediğine göre değişiklik gösterir. Bazen tek seans yeterlidir. Sıklıkla 3-5 seans yeterli oluyor, nadir durumlarda 8-10 seansı bulabiliyor. Genellikle haftada bir seans uygulanıyor.”

Haberin Devamı

“Akupunktur başka kuru iğne başka”

Kuru iğne tedavisi sertifikasını Kanada’dan alan Prof. Dr. Mesut Başak’tan da bu metodun akupunkturdan farklarını öğrendik: Akupunkturda cilde iğneler uygulanıyor ve sinir uçları uyarılıyor. İğneler, o noktalarda belli bir süre kalıyor. Kuru iğne tedavisinde ise, hem MR hem de muayene ile yerini tam olarak tespit etmiş halde kasın içine iğneyle giriyoruz. Girdikten sonra iğnenin ucu tamamen çıkmadan 1-2 kez orada manevra yapıyoruz. Böylece kasın içi tam olarak uyarılmış oluyor, kas gevşiyor. Ancak ondan sonra iğneyi çıkarıyoruz.”

( 25.08.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır )