Türkiye’nin en güçlü kadın seslerinden biri olan Leman Sam karşımda... Doğa tutkusunu ve hayvan sevgisini aykırı bir biçimde ifade ettiği için yıllarca topa tutuldu. Bu aykırılığın başlangıncından başladık konuşmaya ve devamı geldi. Leman Sam dününü ve bugününü tüm açıklığıyla anlattı. Biraz kahkaha, bolca hüzün, sayısız hayal kırıklığıyla... BEHZAT UYGUR İLE İKİ LAFIN BELİNİ KIRALIMİnsan yorgunuyum demiştiniz geçmişte, aklımdan çıkmadı bu söz... Yorgunluk geçti mi yoksa arttı mı?Hiç geçer mi? Bir marangoz olsaydım insan yorgunu olmayabilirdim. Ya da terzi olsaydım... Ama bizim meslekte öyle değil. Özellikle İstanbul’da Günay’da sahne aldığım yıllar buna sebep oldu. İnsanların sahtekarlıkları, maskeler... Benim tipimde insanlar için çok yorucu. Ben insan yorgunuyum, doğru. Hayvanları bu kadar sevmenizin sebebi de bu mu? Hayır, çocukluğumdan beri böyleydim. İnsanlarla aram hiç iyi olmadı. Hep hayvan gibi yaşıyordum.Nasıl yani? Bayağı hayvan gibi yaşıyorum. Önsezilerim, davranış biçimlerim, yemek yeme biçimim. Hayvanları akrabalarım olarak nitelendiriyorum. Şempanze fotoğrafı koyuyorlar, “Aa benim kuzenim diyorum. Eşek koyuyorlar “Dayımın oğlu diyorum.Hayvanları insanlardan daha mı çok seviyorsunuz? Evet, öyle... Bir süre sonra seninle yakın frekansa geçiyorlar. Oraya inmen lazım, ama yüksekten bakarsan onu yakalayamazsın. Böyle yaşadığım için çok mutluyum, zulüm gördükleri için de çok mutsuzum. Ve her gün bu yüzden insanlara biraz daha düşman oluyorum. Bu dünyada sadece veganları seviyorum. Ben tam olamadım çünkü hâlâ biraz bal, yoğurt yiyorum. 1,5 yaşındayken büyükannem francala ekmeği sütün içine doğrarmış, elime verirmiş tası. Ben onu alıp gidiyormuşum. Bir gün komşular “Senin torun elinde tasla hep aynı yere gidiyor, takip et bakalım ne yapıyor demişler. Duvarların arasından çıkan yılana sütü içiriyormuşum, o kadar eski, kendimi bildim bileli böyleyim.Ne okudunuz siz? 16 yaşımda evlendim. Okumadım ama hayatı doğadan öğrendim. Mesleğimle ilgili tam bir alaylıyım. Evlendirmediler ama mecbur bıraktılar. Babam valizimi elime verdi, “Anneannene git dedi. Anneannem de “Evlenmen gerekiyor burada bu kadar özgür yaşayamazsın dedi.Küçücük çocuksunuz zor olmadı mı yahu? Yaşımı büyüttüler. İkimiz de çok gençtik. Hata yaptık. Gençken hatalar kabul edilebilir. Ama o problemleri olan bir insandı. Çok acayip şeyler oldu evlilik meselesinde çok! Kotla gittim nikaha, gelinlik giymedim. Sevmiyorum gelinlik falan. 12 yıl sürdü evliliğimiz, iki kızım oldu neyse ki; Şevval ve Şehnaz. 12 yılın iki yılı boşanmaya çabalamakla geçti. Boşanmıyor diye onu ben öldürüyordum az kalsın. Boşanmak istemiyordu. “Evli kalalım sen istediğin gibi yaşa gibi şeyler söylemeye başladı. Kısa kollu giydirmeyen adam nasıl böyle oldu, bilmiyorum.Çok enteresan. Evlilik nedir sizce, nasıl olmalıdır? Ben evlilik için yaratılmış bir insan değilim. Çocuklarım olduğu için artıdır bana ama keşke ruh sağlığı daha düzgün biriyle evlenseydim. Çocuklarımı tek başıma büyüttüm. Zamanla daha iyi anladım evliliğe uygun biri olmadığımı...Evliliğe uygun insan nasıldır? Uzlaşmacıdır. Haklı da olsa ses çıkarmaması gerekebilir. Yetiştirilme tarzından ötürü erkekler daha ataerkil oldukları için baskı kurmaya kalktıkları zaman kötü oluyor. Saçma sapan şeyler yaparım. Kızım Şevval bana benziyor. Şaşırtmak, sürprizler yapmak, emek vermek, ince düşünmek... Gecenin dördünde bir dal hanımeli kopartıp kapısının ziline asıyorsun, geri dönüp yatıyorsun. Ertesi gün “Sen mi geldin diye telefon açıyor. Adam şaşkına dönüyor... Zor bir şey değil mi bu ya! Adam ne yapsın karşılık olarak? Karşılık beklemiyorum, hiçbir şey yapmasın, ben yaparım. Kendim için yapıyorum. Aşkta romantik biriyim ama kısıtlandığımda her şey biter. Önce babam, sonra kızlarımın babası, sonra Günay (Tuncel)... Hepsi de baskıcıydı. Günay sadece işine yaradığım için sahneye izin veriyordu. Benim üstümden para kazanıyordu. Babam ve kızların babası sadece kötü oldukları için üzerimde baskı kurmaya kalktılar. Ne olursa olsun, sonunda ben buradayım. Yüzlerine söylediniz mi rahatlıkla “Sen kötüsün diye? Her zaman söyledim. Babam 15 yaşıma kadar hayatımdaydı. Babamla ölümüne yakın konuşmaya başladım. Aile bağım yoktur, başıma buyruk yaşarım. Akraba sevmem. Kalabalık ailede yaşamaktan hoşlanmam.Bütün bu kötülüklere tepki miydi bu başarı? Tepki değil, benim içimde vardı bu. Babam konservatuara gitmeme izin verseydi, burada olur muydum, bilmiyorum. “Katiyen olmaz. Benim kızım mühendis ya da doktor olacak diyordu. Uzun yıllar sadece Günay’da çıktınız... Her şeyim engellendi çünkü. Gelen hiçbir projeyi Günay Tuncer yüzünden hayata geçiremedim.Albüm yapmanızı da mı engelledi? Çok geç albüm çıkardınız... Hayır, onun Günay’la ilgisi yok. Makineye şarkı söylemeyi sevmiyorum. İnsanın gözüne bakmam lazım. Makineye şarkı söylerken hayal kurarak söylüyorum. Hayal dünyam çok geniş. Fazla insan içine girmediğin zaman kendi dünyanda yaşıyorsun, düşünmeye, hayal kurmaya vaktin var. Kendimi biraz Charles Bukowski’ye benzetiyorum..Doğru...Kolay konuşulabilecek birisi değilsiniz. İnsanlar size çekingen yaklaşıyor... Öyle değilim, neşeliyimdir. Ama prensipli olmam sert olduğum izlenimi yaratıyor. “Lanet kadın, çok sert derler. Oysa bugüne kadar hiç kimseyi kırmadım.Para önemli midir sizin için? Hiç değil. Albümlerimden hiç para kazanamadım. Güvendiğim için imza attım, Ada Müzik de bana kazık attı karşılığında. İki ortağından biri benim kuzenimmiş. “Albümü biz yapalım dedi, “Kuzense tamam dedim. Bir kağıt imzalattılar, meğer bütün haklarımı almışlar. Hâlâ basıyorlar albümleri. Albümden gelmiş param yok, hep sahneden kazandım. Para sorun değil, güvenim kötüye kullanıldı. Geçinecek kadar var. Benim için para sadece hayvanlarla, çocuklarla ilgili sosyal sorumluluklar için lazım.Sizi siyasete çekmeye çalıştılar mı hiç? Tabii canım. Milletvekili olmamı çok teklif ettiler.Niye kabul etmediniz? Nasıl edeyim? Meclisin ilk günü beni döver atarlar. Ve de haklılar dövmekte, onlar farklı bir topluluk ben o kadar aykırıyım ki...“Parti kur, oy verelim diyen yok mu? Tam tersi, “Sakın parti kurma diyorlar (Gülüyoruz). Aktif siyasette olmadan kendime ait fikirleri yayabiliyorum. Beni takip edip bana dönen bir jenerasyon var. Onlar benim için çok kıymetliler. Hayvansever biri olarak Nusret’in videoları size ne hissettiyor? Nusret’in videolarını izlemektense bir toz zerresinin havada uçuşmasını izlemeyi tercih ederim. Tesadüfen gördüm yaptıklarını, eti falan tokatlıyor... Dengesiz bence. Yaptığı tamamen pornografi ve ben pornografiyi hiç sevmem. Meşhur olmak içinde kalmış, hiçbir şey olamamış. Böyle bir şey yapmış.Ülkede her alanda ne olmuş ne bitmiş bilmesi gerekiyor mu insanın?Maalesef bende öyle bir aç gözlülük var. Bu çok yorucu ve hiç güzel bir şey değil. Söylediğim her şeyin arkasındayım. Geçen gün “Meral Akşener’in partisinin adı zekice ve sarsıntı yarattı dedim. Takipçiler, “Yapma Leman Abla. Onlardan bir şey olmaz tarzında şeyler yazdı. Ben zaten böyle olduğunu biliyorum. Yazdığım yalnızca tespit. Bugüne kadar hiçbir partiye sempati duymadım.Kendinizi küstah bulduğunuz oluyor mu? Hak edene çok küstahım. Çok merhametliyim ama bir yanım çok hain. Hani o yeni doğmuş bebekleri çöpe atıyorlar ya, kendinden zayıfa merhamet etmeyene değil küstah, katil bile olurum. Özgürlüğüme çok düşkünüm. Hapse girmek istemediğim için katil olmuyorum, yoksa olabilirim. Sosyal medyada aktifsiniz... Evet, hesaplarımı ben kullanıyorum ama menajerim küfürleri ben görmeden siliyor. Oysa ben küfür görmek istiyorum. Çünkü küfürün de bir sınırı var. Daha ne söyleyebilirler, yaratıcılıkları ne kadar, onu keşfetmek istiyorum. Küfür konusunda yaratıcılığımız sonsuzdur! Hiç değil. Ben rahatlamak için yüksek sesle küfrederim. Ettiğim küfürleri onlar bilmez çünkü kendim besteliyorum. Trafikte çok küfür ederim. Sokak aralarında özen göstereceksin, dikkatli olacaksın. Orada sadece sen yoksun, hayvanlar, çocuklar, yaşlılar var. Onlara saygı göstermeyen tiplerin canını acıtmak için söylediğim şık küfürlerim var. Kimseye söyleyemem. Hiç kimseye söyleyemediğim küfürlerim var.Sahnede nasılsınız? Ben süperstar değilim. Beni tanıyan kitlemle aramızda güzel bir duygu alışverişi var. Ne onlar bana yanlış yapar, ne ben onlara. Çok saygılıyımdır onlara. Sahnede edepliyimdir. Kimsenin gururunu kırmam. Artık zor bir dönemdeyiz ve para vermiş, gelmiş oturmuş çekirdek çitlemeden seni izliyor. Bu benim için pırlanta yüzükten daha kıymetli.Bakımlı mısınız? Leman Sam sanki kendine bakmaz, makyaj yapmaz gibi... Pijamayla alışverişe çıkarım. Uçağa bile bindim, hiç umurumda değil. Krem sürmek zorundayım çünkü çok kuru cildim. Saçıma kına sürüyorum. Yanaklarıma da allık olarak pancar sürüyorum. Tavsiye ederim. Doğal bir pembelik veriyor. Benim sahnede yaptığım makyajı kadınlar pazara giderken yapıyor.Futbolla aranız nasıl? Beşiktaşlıyım. Hakkari’de yaşadığımız dönem oynardım. İlk kez pantolon giyen kız görmüşler ve kız futbol oynuyor erkeklerle. Esnaf kapattı dükkanları gelip beni dehşetle izlediler. Uzun süre konuşuldu. Babamın düştüğü hazin duruma bakar mısın?