Cem Kerpiççiler Lucescu'yı bırakın, performans merkezlerini konuşalım
HABERİ PAYLAŞ

Lucescu'yı bırakın, performans merkezlerini konuşalım

Haberin Devamı

Hayatın her alanında önümüze çıkan sorunları çözmenin ilk aşaması meseleleri doğru tarif etmek ve ne olduğunu anlayabilmektir. Eğer sorunu doğru tarif edemezseniz çözümü bulmanız çok zor hatta imkansız hale gelir, inanılmaz tesadüfleri saymazsak. Türk futbolunun tablosu gayet net ortada duruyor. Yetiştirici yetiştirememekten tutun, altyapıdan oyuncu çıkmamasına, oynatılmamasına, oyunun yavanlığına, Avrupa'da sürekli bir başarıyı bırakın günlük başarılara bile çok uzaktan baktığımıza karşı çıkacak olan ve aksini savunacak olan yoktur sanırım...

Fakat biz hala ne yazık ki sorunu doğru tarif edip yüzleşemediğimiz için isimler üzerinden tartışıyoruz. Kimse sistem, plan, üretim, süreklilik üzerinden bir cümle kurmuyor. Kurmaya çalışanlara, kurma cesaretini gösterenlere 'medya' yüz vermiyor. Lucescu, Terim ya da bambaşka bir isim üzerinden hikayenin ana eksenini bir kenara bırakıp günlük tartışmalarda boğuluyoruz.

20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden Louis Althusser, devletin ideolojik aygıtlarından biri olarak değerlendirdiği medyanın 'rıza' üretiminde önemli bir rolü olduğunu savunur. Üretim ilişkilerinin yeniden üretilmesinden ve sistemin devamında kitlelerin gönlünü almak adına devletin kullandığı ideolojik aygıtlardan biri de 'medya'dır. Biz neden Türk futbolunun durumu bu kadar kötü ve geleceği karanlık iken isimleri tartışıp duruyoruz ve medyada neden bu isimler üzerinden bir 'koro'nun tartışmasını izlemek zorunda kalıyoruz? Neden sistemi ve geleceği tartışan bir plandan bahseden, değişiklik isteyenlerin sesi medyada duyulmuyor?

Ben sizle bu zamana kadar çok fazla (hatta hiç) duymadığınız ama aslında duymanız gereken cümleleri paylaşacağım birazdan. Bakın Orhan Uluca, Fitbol dergisinin Ağustos sayısında kaleme aldığı, "Yabancı Kuralı Değil Performans Merkezleri" başlıklı yazısında mevzuyu nasıl tarif etmiş: "Almanya oyuncu yetiştirme sorununu yabancı kuralında değişikliğe giderek değil performans merkezleri inşa ederek çözdü. Bu atılım futbol kulüplerinin bilinçli yatırımı değildi. Almanya Futbol Federasyonu'nun kulüplere zorunlu olarak bu merkezleri dayatması gelişimin ilk adımı oldu. ilk 13 yılda buraya kulüplerin harcadığı para 1 milyar avro barajını geçti. Tesis inşa etmenin yanı sıra eğitimin modernize edilmesi, sokaklara yaratıcılığı arttırmaya yönelik yapılan bin tane sahadan ilkokullarda görev alması için 20 bin eğitimcinin yetiştirilmesi ve müfredat öğrenimi ile beraber futbolun sorunsuz bir şekilde ilerlemesi için açılan elit okullar gibi önemli detaylar da bu gelişimde önemli rol oynadı. Her şey kuralına uygun bir şekilde yapıldığı zaman Almanya yabancının sınırsız olduğu zamanda örnek aldığı Fransa ile beraber Avrupa'nın en fazla nitelikli oyuncu yetiştiren ülkelerinden birisi olmayı başardı. Bugün dünya futboluna Fransa ve Almanya ligi futbolcu ihraç ediyorsa bunun en önemli nedeni Fransa'nın başlatıp Almanya'nın devam ettirdiği bu performans merkezleri olmuştur."

Sıradaki haber yükleniyor...
holder