Gündem Lüfer için birleşme vakti

Lüfer için birleşme vakti

Paylaş
Lüfer için birleşme vakti

Soyu tükenen lüfer için bir grup restorancı ve şef, 24 santimin altındaki lüferi satmama kararı aldı. Sıra, bu boydan küçük lüferi tüketmeyecek olan sizlerde!

Dün ‘The Cove’ adlı belgeselden yola çıkarak Tokyo’daki yunus katliamını yazdım. Bugün sıra, bizlerin haysiyetsizce yok ettiği lüferde. Aslında iki konu, aynı kapıya çıkıyor ve birbirinin devamı niteliğinde. Ne de olsa yunusun küçüğü orkinos, bir zamanlar bu sularda şapur şupur atlıyor, Boğaz’dan sürüyle geçiyordu. Çocukken bu muazzam sahneye defalarca şahit olan şanslı nesildenim.

Şimdi söyleyin bakalım, yaşı 30’dan küçük kaç Türk evladı hayatında orkinos sürüsü gördü? Görmedi efendim, göremeyecek de. Çünkü deniz katliamı pervasızca sürüyor. Bunun son ve en çarpıcı örneği lüfer. Son günlerde pek çok yazar, köşesini lüfere ayırdı. Daha önce böylesine bir hassasiyet, sahiplenme olmamıştı. Ancak basını harekete geçiren, ‘İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın’ gibi çarpıcı bir sloganla kampanya başlatan Fikir Sahibi Damaklar oldu.

FSD’nin fikir anasını, bu köşeyi takip edenler tanıyor: Defne Koryürek. Koryürek, çok şükür ki misyonunda yalnız değil. Pazartesi günü FSD, TÜDAV (Deniz Araştırmaları Vakfı) işbirliğiyle bir toplantı düzenledi. Böylelikle ilk kez akademisyen, balıkçı, işletmeci, tüketici, devlet ve medya ‘lüfer için’ bir araya geldi. Sırf bunu becerebildikleri için bile büyük alkışı hak ediyorlar.Ama yetmez, çünkü bu sadece başlangıç. Nedenini ayrıntısıyla anlatacağım, çünkü paneli izledim.

24 santimin altında yemeyin

TÜDAV Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk, “Lüferdeki azalmanın temel nedeni, çinakopun büyümeden avlanmasıdır” dedi.

Malum, çinakop lüferin miniği... Çinakoptan uzak durma, lüferi 18-20 santime gelmeden, hatta ideal olarak 24 cm’in altında tüketmeme kararı, lüfer panelinin en mühim meselesiydi. Four Seasons restoranının genç şefi Mehmet Gök, ‘balıksız şef’ diye takdim edildi.

Anlattıkları, acıklıydı. Çünkü balık bitti. Şu an yediklerimiz ya bize söylenen balık değil. Ya da Norveç, Gana, Moritanya gibi ülkelerden ithal ediliyor. Gök, Şili’den çarpıcı bir örnek verdi: Şili levreği yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, şefler birleşip beş yıl boyunca bu balığı mönüden kaldırmaya karar verdi. Bu yöntem, meyvelerini (bu durumda balıklarını) verdi çünkü hayvanlar doğal ortamda gelişebildi.

İşletmecilerin lüfer kararı!

Genç şef bununla yetinmedi. Four Seasons adına, “Beş yıl boyunca lüfer satmamayı” taahhüt etti. Müşteriye bunu anlatmanın çok zor olduğunu, menüye sadece sembolik olarak lüferi koyup altına ‘bu türün tehlikede olduğunu’ belirteceğini sözlerine ekledi.

Bundan sonrası daha da güzel gelişti: Mehmet Gök, Mehmet Gürs, Şemsa Denizsel, Murat Bozok gibi şefler ve Batur Durmay, Ayşe Şensılay gibi işletmeciler, bugünden itibaren 24 cm’nin altında lüfer satmayacaklarını beyan etti. Yani Divan işletmeleri, Four Seasons Hotels, Ritz-Carlton, Kantin, Asitane ve Ahırkapı Giritli lokantaları, lüferi korumak için önlem alacak.

Mesele sadece restorancı ve tüketicinin bilinçlenmesi, ortak tavır almasıyla bitmiyor, başlıyor...

24cm çünkü

Bir lüfer ancak 24-26 cm boyunda, erişkin bir balık olduğunda yumurta bırakabiliyor.

Avlıyoruz çünkü kural yok

Toplantıya İstanbul İl Tarım Müdürlüğü, Sahil Güvenlik, Greenpeace, İstanbul Su Ürünleri Kooperatifler Birliği, OrtaköyDer, Bostancı Su Ürünleri Kooperatifi ve şefler katıldı.

İstanbul Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Ali Güney, “Avlıyoruz çünkü kural yok. Aslında 18 cm’nin altında avlanmanın olmaması lazım” dedi. Lüfer için şu andaki uygulama 14 cm!

Sahil Güvenlik’ten Dilek Günaydın: “Kurallar çerçevesinde kontrollerimizi yapıyoruz, ama kurallar bizi sınırlıyor...” Sorun küçük balıkçıda değil, cezalara rağmen katliamdan yılmayan trol teknelerinde.

TÜDAV adına konuşan Asaf Ertan’ı keşke herkes dinleyebilseydi. Eski bir İstanbul beyefendisi olduğu her halinden belli olan Ertan, Van’da inci kefali katliamı son anda nasıl durdurduklarını, istenirse, konunun ciddiye alınacağını belirtti. Bu arada Tarım Bakanlığı’nın elinde, teknelerin denetimini yapabilecek 8 milyon dolarlık bir uzaktan algılama sistemi olduğunu sayesinde öğrendik.

MEHVEŞ EVİN / MİLLİYET

2