İrfan ÖNER

David Hockney ve Martin Gayford’un Yapı Kredi Yayınları yayımlanan “Resmin Tarihi” başucu kitabı olarak her evde bulunmayı hak ediyor. Hockney bir ressamın gözünden irdeliyor resmin tarihini, Gayford ise bir sanat eleştirmeninin... Çalışmanın kapsamı; mağara duvarlarına çizilen resimlerden, dijital materyaller kullanılarak yapılan illüstrasyonlara kadar uzanıyor.

Bu kitabın yazılma fikri ise iki isim arasındaki konuşmalardan doğuyor. Bu anlamda iki ses barındırıyor kitap. Hockney’nin bıraktığı yerden Gayford, Gayford’un bıraktığı yerden ise Hockney devam ediyor. Fakat iki ayrı telden konuşan insanlar olarak düşünmemeli Hockey ve Gayford’u. Evet, resme ve geçmişine farklı yollardan gidiyorlar, farklı meşreplerin sesini duyuruyorlar kitabın sayfaları arasında belki ama amaçları aynı. İki isim de “İnsanların binlerce yıldır çevrelerine ve dünyaya dair yaptıkları görsel temsilleri ve bunların bizler tarafından, bugün nasıl görüldüğünü anlatmayı” umuyor. Nihayetinde de bu bağlamda çıktıkları yolda iki farklı göz birbirlerini besleyerek ilerliyor.

Mağara resminden filme…

Kitabın temelini ise daha ilk sayfadan Hockney atıyor: “Resim bir bakıştan ötesi olamaz...”
Bu mihenk noktasından yola çıkarak mağara resminden fotoğrafa, hatta filme kadar getiriyorlar meseleyi. İşin can alıcı noktası ise bunların hepsinin birbirleri arasındaki bağ... Her iki isim de üç boyutlu dünyamızı bir şekilde iki boyuta indirgeyerek ele alınmış ürünleri alıyor resim tarihinin içine. Önümüzden akıp giden dünyayı, imgeler dünyası içine dâhil ederek fırça, kamera ya da herhangi bir dijital programla “dönüştüren” herkes ya da her sanatçı resim tarihinin içinde kendine yer buluyor. Bu anlamda hem dünyayı hem de bu dünyanın içinde yaşayan “biz”i anlamak adına resim tarihinin gerekli olduğunu, resim tarihine böylesi bir yaklaşımın ise “gereklilik” olduğu vurgusunu yapıyorlar.

Resmin tarihine yolculuk

“Resmin Tarihi” hem içeriği hem de görselliğiyle ilgiyi fazlasıyla hak eden bir kitap. Resim tarihi üzerine çalışanlar ve meraklılar için genel çerçevede nitelikli bir birikimin izlerinin sürülmesini sağlıyor. Dahası; çağları birbirine kavramsal olarak da olsa bağlaması, resim tarihi içinde pek çok noktayı mantıksal düzlemde algılayabilmemizi sağlıyor. Hocney ve Gayford’un didaktik olmaktan uzak sohbet havası ise Resmin Tarihi’ni benzerlerinden farklı kılarak öne çıkarıyor.

Resmin Tarihi
David Hockney, Martin Gayford
Çeviri: Mine Haydaroğlu
Yapı Kredi Yayınları
360 sayfa