Mesut Yar Takip'in Tam Zamanı!
HABERİ PAYLAŞ

Takip'in Tam Zamanı!

“Takip” Kanal D’deki yolculuğunun ikinci haftasını tamamladı. Açıkçası Üstat olarak nitelendirilen Muhsin Divan’ın biraz daha gerçek haline yakın durmasında fayda var. Tehditleri yüzünün sıcaklığıyla bir türlü örtüşmüyor... Bunu bir kenara koyarsak “Takip” heyecanla izlediğim işlerden biri oldu. Yarışmaların yükselişe geçtiği dönemde genç sunucu Uraz Kaygılaroğlu iyi bir tempo tutturuyor... Ama. İşte burası önemli. Uraz geçtiğimiz sezon bir yıl kadar TRT 1’de “Tam Zamanı” diye bir yarışma sunmuştu. Tesadüfe bakın ki kanal bu yarışmanın tekrar bölümlerini yayınlamaya başladı... Hatta TRT 1’deki Uraz kısmen Uraz’ın karşısına dikiliyor. Bu tip “ben yarattım ben öldürürüm” türünden yayıncılık kafasının demode olduğunu söylemekte yarar var. Seyircinin aklını karıştırmak da bir başka tuhaflık zaten... İyisi mi biz eski kanalına kariyerinde yeni bir hat açan Uraz’ın yolunu açmasını önerelim. Eldeki o büyük arşivde koyacak başka yarışma, program, dizi mi yok Allah aşkına?

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Hürrem’e açık mektup!

Hürrem Sultan (Muhteşem Yüzyıl/Star TV) için bir takım sözler biriktirmiştim. Bölüm üstünden iki gün geçsin de acısına ekstra katkıda bulunmayayım istedim. Sırasıdır... Bak Hürremciğim; sen değil miydin hünkarın henüz hayattayken tahtın asıl varisi Mustafa’nın ayağının altına muz kabuğu gibi Rüstem Paşa’yı koyan? O Mustafa, Selim ve Bayezıt’la babadan bir kardeş değil miydi? Yani hünkar yaşarken kardeş kanı dökülmeyecekse mesele biraz da Mustafa’dan başlamamalı mıydı? Eh şimdi diyorsun ki çocuklarına; “Kardeş kanı dökmeyin”. Önce kötü haberi vereyim. Sen öleceksin. Sonra daha beterini vereyim o kan dökülecek. Daha da beterini istiyorsan onu önümüzdeki günlerde hep birlikte yaşayalım istiyorsan... Nasıl mı? Malum “Muhteşem Yüzyıl”da en etkileyici iki ölüm sahnesinden bahsedebiliriz. Birincisi Pargalı’nın diğeri de Mustafa’nın. Hadi evladın Cihangir’in çektiği acılara da hürmet edelim... Şimdi tüm bu örnekler dururken senin ölüm sahnenin hepsinin üstüne çıkmasını beklemeli miyiz? Bana göre hayır... Esas karakter olarak aramızdan kayıp gittiğinde elbet birileri ağlayacaktır. Ama esaslı insanların kaybı kadar değil. Bilmem anlatabildim mi? Şimdilik hoşçakal!

Haberin Devamı

Vadi gider mi kalır mı?

Söylentilere göre Show TV, “Kurtlar Vadisi”ne (atv) göz koymuş. Bu kulisler her yıl aynı dönemde başlar ve her yıl aynı kanalda biter... Önce “Vadi yayınlandığı kanaldan ayrılıyor mu?” sorusu gündeme gelir. Ardından “Ayrıldı, kesinlikle başka kanala gitti” diye balonlar uçurulur. Sonunda dizi bir önceki sezon yayınlandığı kanalda kalır. Tabii biraz daha zenginleşerek... Hâl böyle olunca “Kurtlar Vadisi”nin yerinden kıpırdayacağını sanmıyorum. Üstelik benim bildiğim vadi yapımcıları iktidarın önem verdiği bir kanaldan ayrılıp konuşurken biraz daha zorlanacağı başka bir mecrayı aramaz... Ama olsun, her yıl aynı zamanda yaşadığımız bu heyecan vadi severlerin yüreğinde kıpırtı bizde de yazı konusu olur. Dizi dünyası tekerrürden ibarettir vesselam...

ÇARŞAMBANIN KADERi!

Çarşambaları TV dünyası için geleceği en belirsiz ama haftanın en etkin günlerinden biridir. Son üç yıldır “Muhteşem Yüzyıl”ın (Star TV) sarsılmaz iktidarı şimdilerde sallanırken “ya sonra” dediğimiz günlerin başına oturmuştur hatta... Sonrasına bakalım. Star TV’nin Muhteşem’den sonraki atağı aynı ihtişamı taşıyacak mı henüz bilinmiyor... Ama bilinen bir şey var ki o gece “Ankara’nın Dikmen’i” (Kanal D) isimli dizinin inanılmaz yükselişi ve “Kara Para Aşk”ın (atv) sonradan topa girip koşuda öne geçmesi gibi durumlar var... Mevcut duruma göre bakarsak yeni sezonda çarşamba akşamları toplam izleyicide maçlar dışında “Ankara’nın Dikmen’i”ne, AB grubu izleyicide de yine maçları bir kenara koyarsak “Kara Para Aşk” isimli diziye kalır... Yarışa sonradan giren kim olursa olsun bu iki dişli rakibi geçmek zorunda olacağını bilmelidir. Bu yüzden Star TV’nin hangi atraksiyona gireceği benim için hakikaten merak konusudur. Yakında netleşir!

Haberin Devamı

HEP KARANLIK KAPKARANLIK!

Buralardan TV yayıncılığı dersi filan verecek değiliz. Ama sıklıkla geçtiğimiz tanımı tekrar geçmekte fayda var sanırım. Nedir o? Televizyonculuk her şeyden önce ışık ve ses bilgisi ister. Çünkü göz görür, kulak duyar. Bu yüzden bir yapımı bitirecek en büyük etken bunlardan birinin ya da hepsinin yokluğudur... “Karadayı” (atv) başta olmak üzere, “Kurt Seyit ve Şura” (Star TV) ve “Kaçak” (atv) dizilerinde çok ciddi bir karanlık var. Sanırım resme renk basarken kanalın ana rengini gözden kaçırıyorlar... Dolayısıyla kasvetli olsun diye karartılan bir sahne yayına neredeyse simsiyah geliyor. İzleyen de o anda radyo tiyatrosuna bağlıyor... İki ışık fazladan verip, bir ton açığa yürüse bu çok izlenin dizilerin reytingleri aynı tonda yükselecek. Ayrıca bunu söylemek için ille de TV

Sıradaki haber yükleniyor...
holder