Giriş
Poyraz Karayel’de (Kanal D) Ayşegül karakteri geçtiğimiz hafta yediği kurşunla yaralandı. Bu akşam akıbetinin ne olduğunu öğreneceğiz...
Ama öz kardeşi Sadreddin’in genlerini taşıyorsa kızımız iki haftaya kalmaz ayağa kalkar. Böylece senaristlerin yarattığı duygu fırtınası da bir şekilde son bulur...
Benim derdim o değil. Dizide ayağa kalkan her karakterin yerine bir karakter ortadan kayboluyor. Adil Topal da gitti; Ayşegül ayaklanırsa sıra kime gelecek acaba? Kollayın kendinizi Poyraz Karayel tayfası...
Semih bir değnektir!
Büyük düşünürlerimiz Survivor (TV8) yarışmasını takip eden izleyici kitlesiyle bir hayli kafa buluyor.
Ama yazdıklarına bakılırsa hepsi yarışma hakkında takipçilerden daha fazla bilgi sahibi. Hatta biz eleştirmenler bile analizleri dikkatle okuduğumuzda çırağa çıkıyoruz...
Birbirimizi yemeden kabul edelim ki herkes göz ucuyla da olsa bu yarışmaya bakınıyor. Bakınanı küçümseyenler de böylece küçümsenecek duruma düşüyorlar...
Bu arada Semih’in fiziğinin Survivor koşullarına uygun olmadığını iddia edenlere bir notum var. Bu adam Ütopya yarışmasından beri rakiplerini fiziğiyle değil aklıyla dövüyor...
Hâl böyle olunca adamımız “bana bir değnek verin dünyayı yerinden oynatayım” aforizmasında geçen değneğin bizzat kendisi...
Eh izlediğmiz de açlık değil akıl oyunları olduğuna göre, lütfen artık sessiz olun...
Göç zamanı gelinge...
Göç Zamanı gider ve yerine Hanım Köylü gelir. Karar elbette yayıncı Star TV’nin kararıdır, saygı gösteririm...
Ama bu yazın en etkin işlerinden biri olarak filiz veren Hanım Köylü’nün gelişiyle kalkıp göç eyleyen Göç Zamanı için riskli günlerin başladığını söylemek de sanırım hafife alınmayacak bir fikirdir...
Malum bizde göçerlerin yerleşik düzene geçmesi zaman alır ya da o göç hiç bitmez.
Bizde, bizim ekranlarda! Herkes için hayırlısı olsun ama dükkanlar hep açık kalsın. Çünkü göçen de gelen de ekmeğinin peşinde...
Bir asırlık yoldan geldi!
Filinta (TRT 1) dizisinde “Boris Zaharyas ölmedi, bir gün dönecek ve o zamana kadar kalbimizde yaşıyor” diyenler önceki cumartesi gecesi resmen şoke oldu...
Adamımız yüz yıl sonra başka bir dizide ve başka bir logonun altında ortaya çıktı.
Üstelik Benjamin Button gibi gençleşmiş olarak. Şaka bir yana Oyunbozan (Show TV) dizisinde Mahir Yamaner olarak karşımıza çıkan Boris maharetlerini de yanında taşımış gibi...
Yine entrikanın kralı onda. Yine bir yancı bulmuş kendine. Yine kurbanlarını temizlerken siyah eldivenlerini giyiyor.
Yine her şeyden haberdar ve soğukkanlı. Hadi daha fazlasını sayıp da işin bereketini kaçırmayalım. Adam yüz yıllık yoldan geldi zahir!
BİR TEMENNİ Şarkı adıolarak kalmasın...
İstanbul Sokakları’nı bir şarkı ismi olarak sevdiğimi daha önce not düşmüştüm. Önceki akşam da bir dizi olarak karşıma çıktı...
Açıkçası Show TV iki yeni diziyi üç gün içinde yayına sokunca, mevcut işlerin alıp başını gittiği bir reyting düzeninde nasıl böyle bir risk aldığını kestiremedim.
Elbet bir bildikleri vardır ama görünen köy de kılavuz istemiyor...
Hadi diyelim Oyunbozan dizisi aceleye geldi.
Ama iyice pişip demlenen İstanbul Sokakları’nı böyle kritik bir zamanlamayla ateşin üstüne koymanın ne anlamı vardı çözmesi zor...
Dilerim bu isim havsalamda bir şarkı adı olarak kalmaz. Çünkü gördüğüm kadarıyla dizi olarak da iddialı bir hali vardı. Kalabalıklar ezber etmemiş olsa bile.
Hayırlısı artık!
