Mesut Yar Bana göre yorum kazandı!
HABERİ PAYLAŞ

Bana göre yorum kazandı!

Haberin Devamı

“O Ses Türkiye” (Star TV) belli oldu. Daha doğrusu Türkiye’nin aradığı ses Mustafa Bozkurt isimli genç bir yorumcu oldu. Daha önce bu köşeye yarışmada Mustafa’nın değil bizzat ses verdiği merhum Ahmet Kaya şarkılarının yarıştığını not düşmüştüm... Final gecesi de farklı bir şey olmadı. Mustafa, Ahmet Kaya şarkısında gösterdiği performansı mesela bir Hakim Bey şarkısında gösteremedi.

Yorumlarıyla rahmetli Azer Bülbül ile Ahmet Kaya arasında bir yere sıkışıp kaldı... Gönüller SMS ile kendi birincisini belirledi ama mesele özgün bir ses çıkarma ekseninde gelişmedi. Dolayısıyla en iyi sesten ziyade en iyi yorum ödülü kaptı diyelim... Bir de ben kimilerinin iddia ettiği gibi rakibi Ayda’ya haksızlık edildiği kanaatinde değilim. Bugüne kadar yarışmadan elenen birçok isim finale gelen iki arkadaşı katlayabilirdi. Öyle olmadı, böyle oldu. Ne diyelim, hayırlısı olsun!

[[HAFTAYA]]

KARANLIK VE AYDINLIK DENGESi!

“Karadayı”da (atv) gece sahnelerini azaltmakta fayda var. Çünkü diziye tuhaf bir karanlık çöküyor. Renkler biraz da atmosfer gereği buğulu filan olunca oyuncuların hareketleri seçilemiyor ve izleyici ekrana yapışmak zorunda kalıyor... İlk bölümündeki aydınlık havanın bir şekilde diziye hakim olması gerekiyor. Biliyorum anlatılan mesele çok da iç açıcı değil ama en azından insanın karanlığın arkasında aydınlık olduğunu bilmesi gerekiyor. Kusursuz bir denge halini görmesi gerekiyor da diyebiliriz!

Çok doğru bir seçim!

Oyuncu Engin Günaydın’ın gerek dizilerde gerekse yaptığı sinemasında canlandırdığı roller üzerinden gidersek ortaya çıkan profilin normalin biraz dışında olduğuna sanırım herkes katılır... Engin Günaydın hep biraz takıntılı, fobileri olan, vasata ayak uyduramayan tipleri resmetmiştir. İyi de resmetmiştir. Burhan Bey karakterini kamunun gözünde unutulmaz kılan bu işteki ustalığıdır... Son olarak Engin Günaydın yine takıntılı bir tipi, Amerika televizyonlarında sezonlar boyunca iş yapabilen sıkı dizilerden “Monk”tan çıkan ana karakteri ekrana taşıyor... “Galip Derviş” isimli dizi bire bir olamasa da ağırlıklı olarak “Monk”un bir uyarlaması olarak Kanal D ekranında başlayacak... “Monk” ile Engin Günaydın’ın önceden hayat verdiği karakterlerin müthiş bir benzerliği var. Takıntıları yüzünden oyun dışında bırakılmış üstün zekalı bir polise sanırım bir o, bir de “Behzat Ç.”deki (Star TV) mevcut haliyle Erdal Beşikçioğlu ikna edebilirdi bizi... Bana göre doğru seçim olmuş. Bir de izleyiciyle aynı fikirde buluşursak, değme gitsin “Galip Derviş”in keyfine...

Bu da başka vadi!

NTV’nin yaz boyunca merakla takip ettiğim dizi/belgeseli “Vadi” ekranlarda yapılan en özgün işlerden biriydi. Hatta bir haber kanalından ziyade büyük bir kanalda sadece dizi olarak bile gösterilse bir şekilde dikkat çekeceğini öne sürmüştüm... Artık önsezi mi diyelim, başka türlü bir şey mi bilemiyorum ama “Vadi” sadece benim değil başkalarının da dikkatini çekmiş olmalı ki dizi haline getiriliyor. Bildiğim kadarıyla Karadeniz yaylalarında renkli bir ailenin hayatının samimiyetle anlatılacağı bu yeni dizide Erdal Özyağcılar’ın adı geçiyor... İnsan odaklı hikayeleriyle, aile dizilerinin göz bebeği haline gelen Erdal ağabey eminim ki “Vadi”de gördüğüm samimiyeti bire bir ekrana yansıtacaktır. Ve böylece bir belgeselden ilham alarak çekilen ilk dizi aynı samimiyetle söylüyorum ki, kilitlenip kalan senaryo sektörüne de nefes verecektir...

Ali, Ayşe’yi sevmeli...

Ali’nin Ayşe’yi sevme meselesine biraz daha odaklanması şart. Yeni başlayan dizilerin kaderi hikayeyi dallandırıp budaklandırarak zaman kazanma meselesinin bumeranga dönüşmesiyle çuvallıyor... Çünkü bizde hikaye anlatıcılar bir kez anlatmaya başladılar mı bir süre sonra neyi anlattıklarını unutacak kadar mevzuu dolandırıyorlar... Belki bu yüzden “Ali Ayşe’yi Seviyor” (FOX) iki haftadır reyting kaybına uğruyor. İlk bölümdeki akıcı anlatım birden çok hikayeye bölününce heyecanını yitiriyor. Aman yetkililer bu meseleyi ciddiye alsın... Çünkü hem oyuncu kadrosu hem de neşesiyle iyi şeyler vadeden bir yapımı tez elden geldiği yere uğurlamayalım. Aman!

Artık Türkiye’nin ödülleri...

Kral TV Müzik Ödülleri için geri sayım başladı. Aslında meseleye yanlış girdim. Türkiye Müzik Ödülleri için geri sayım başladı. Çünkü ödüllerin ismi değişti... 18 yıldır Kral TV’nin önderliğinde müzik sektörünü ayakta tutabilmek için yapılan memleketin en kült seçmeleri artık bizzat memleketin adını taşıyacak... Yanlış da değil. Kral TV hâlâ müzik sektörünün görüntü yanını elinde tutan neredeyse en büyük vitrin. Yani hayatımıza giren yeni melodi ve isimlerin tamamına yakını o ekranda yer buluyor... Kral TV bir dönem sadece parasını verenin klibini döndürebildiği bir noktadan seçkilerine güvenilir bir ekibin seçtiği yakışıklı bir ekrana dönüştü... Bu iş için Gezegen Mehmet (Mehmet Akbay) saçlarını ağarttı. Ve bir şekilde işi kendi logosunun değil memleketin meselesi haline getirdi... Yine de ödüllerin ilk ismini unutturmamak gerektiğini düşünüyorum. Ödül en azından bir kategoride Kral TV’nin ismiyle verilmelidir; ne dersiniz?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder