Basit bir cinayet olmadı şükür!

Uzatmaya gerek yok. “Kurtlar Vadisi Pusu” (Kanal D) ekranda yayın hayatına başladığından beri ayakta ve hayatta kalan iki karakterden biri olan Ömer Baba’yı ebediyete uğurladık... Dizinin mutasavvıf karakteri olan Ömer Baba, gözümüzde bir nevi süper kahramandı. Ancak kahramanlığını silahtan değil, dilini ve vicdanını doğru kullanmaktan alıyordu... Gerçeğini söylemek gerekirse, sıradan bir cinayete kurban gideceğine secdede verdiği son nefesi karakterin hakkını da vermek anlamındaydı... Emin Olcay iyi bir oyuncu olduğu kadar karakterine insanları inandırmış bir dizi ismi olarak da akıllarda kalacak... Bir de Vadi’nin en iç acıtan final sahnelerinden birinde de imzası olacak. Tıpkı Çakır, Memati, Elif ve diğer sıyrılıp gidenler gibi!

[[HAFTAYA]]

Büyük Risk’in aldığı risk...

Kabul etmek lazım ki, “Büyük Risk” (Show TV) isimli yarışmanın dönüşü muhteşem oldu. Belki reytingleriyle değil ama son dönemin en iyi doğaçlama mizah üreten isimlerinden Serhat Kılıç yarışmayı gerilimden alıp mizahın komşusu yaptı... Soruların içindeki mavra meselesine girmek bile istemiyorum. Hani insan izlerken hangi soru gerçek hangisi uydurulmuş kestiremiyor. Ben kendi adıma çok eğlendim... Ama ne bileyim bir yarışmanın içine, hele de konu bilgi yarışmasıysa kahkaha efekti filan koymak işi biraz şov programına çevirmek gibi geldi... Ha, zamanla ona da alışır mıyız; bu sevimlilikle giderse evet. “Büyük Risk”, risk alarak başladığı sezondan umarım yükselerek çıkar. Dizilerin kurbanı filan olmadan...

SİL BAŞTAN'I EZBER EDECEĞİZ

“Hayat Yolunda”, Kanal D’nin bir dönem fenomen olan “Doktorlar” serisini elden geçirerek sıkı bir kadroyla bizi yeniden tanıştırdığı bir nevi “yeni sürüm” hikayesi olmuş... Dizideki herkesin hayatı sil baştan başladığı için sıklıkla aralara serpiştirilmiş Şebnem Ferah’ın “Sil Baştan” isimli şarkısının verdiği mesajla hikayeyi evlendirmek iyi olmuş... Ancak hatırladığım kadarıyla son dönem dizilerin içinde özellikle de “Medcezir” (Star TV) isimli dizide bu şarkıyı sıklıkla duyuyorduk. Farklı yorumlarla da olsa, şarkı aynı olunca birden fazla dizi için “elde başka melodi yok mu?” sorusunu izleyicinin aklına getiriyor... Bu ayrıntıyı bir kenara bırakacak olursak, dizi reyting olarak iddialı başlayamasa da zaman içinde izleyiciyle arasında ortak bir eksen bulacağına inanıyorum. Yeter ki gerçeklik ve tıbbi terminoloji meselesinde ayakları taşa takılmasın... Ha, bir de kişisel fikrimdir; “Hayat Yolunda”yı sadece Ediz Hun ağabeyim için bile birkaç kez üst üste izlerim...

Dizi dünyasının alarmı!

Dizi dünyası için gerçek sorun bundan sonra başlıyor. Çünkü kanalların çok yüksek maliyetlerle hayata kazandırdığı kimi dizilerin yayın saati prime time 2 (PT2) denilen reklam geliri çok düşük ve maliyeti asla karşılamayan bir dilime alınıyor... Çarşamba günü başlayacak olan “Yalan Dünya” (Kanal D) dizisinin yeni sezonundan tutun da atv’nin yaz ayları boyunca yükünü üstlenen “Diğer Yarım” isimli dizi ve hatta “Kurt Seyit ve Şura” (Star TV) gibi büyük bütçeli yapımları da içine alan 10 kadar dizi 22.30/23.00 saatleri arasında yayına girecek... Peki, o saatlerde alınan reytingin reklam karşılığı ne? Çok basit, birim reyting değeri üzerinden çarpanlarıyla reklam alan/ satan kanallar her gösterimde bir miktar içeri girecekler. Bu nedenle bazı programlardan vazgeçmek zorunda kalacaklar... Kısacası diziler kendileriyle birlikte o saatlerde iş yapabilen ucuz maliyetli program içeriklerini de toprağa gömecekler. İşin doğrusunu söylemek gerekirse bu yıl kimse kazanamayacak. Şimdiden geçmiş olsun...

AZ İZLEYİCİ YÜKSEK KAZANÇ

Dizi bolluğundan kimi dizilerin geç saatte yayına başlaması furyasından galip çıkabilen yok mu dersiniz? Aslında var. Bunlardan en önemlisi Kanal D’de yayınlanan “Galip Derviş” isimli polisiye. Küçük bütçesiyle iyi reyting üretebilen yapımlardan biri olarak aklımıza kazındı... Aynı şekilde üç kanal dolaşan ve şu anda FOX’ta yayınlanan “1 Erkek 1 Kadın” da eski ya da yeni haliyle kendini kurtaracak reytingi yakalamayı başardı... “Üçüncü bir örnek var mı?” diye soracak olursanız, benim aklıma dizi tekrarlarından başka da bir şey gelmiyor. Ha, bakın bazı diziler gece tekrarlarıyla ciddi reyting üretiyor; “Ulan İstanbul” ile “Güllerin Savaşı” (Kanal D) aklıma ilk gelen örnekler...