Mesut Yar Bir kalbiniz vardı onu hatırlayın!
HABERİ PAYLAŞ

Bir kalbiniz vardı onu hatırlayın!

Haberin Devamı

Bir diziyi sevmek için bir veya daha fazla neden bulabilirsiniz. Bazen de nedensiz sever sonradan eklenen nedenlerle bağımlı hale gelebilirsiniz... Poyraz Karayel (Kanal D) benim için biraz ikinci şıkkı tanımlıyor. İlgiyle başladığım izleme günceme her bölümüyle bir şeyler ekledi. İçinde edebiyat, müzik, argo, kavga ve vicdan barındırıyordu... Bir şiir ya da bir şarkının yarattığı duygusallık çemberine bu kez de sokak yazılarını ekledi. Daha doğrusu duvar yazılarını. Dikkat ettiniz mi bilmem son bölümde evlerin duvarlarında yazılar vardı, bir tanesi çok da manidardı; “Bir kalbiniz vardı, onu hatırlayın!”... Okudum ve yaşadığımız iklimi düşündüm. Ve evet bir kalbim vardı, kullanmayı bırakmayacağıma yemin edip “rüzgarı” izlemeye devam ettim...

Senaryo bulundu ama...


Çok uzun süredir senaryo aranan Meryem Uzerli ve Murat Yıldırım çiftine senaryo bulundu. Hatta üçüncü bir isimle yani Mehmet Aslantuğ ile birlikte yola devam edecekler... Cengiz Semercioğlu, “Aşkın Kokusu” isimli bu yeni projenin ilk çekimlerinin Fransa’da gerçekleştiğini yazdı. Ben de hayırlı olsun diyorum... Sanıyorum bir yıllık süre içinde bir adım ilerleyemeyen bu projenin Taylan Biraderler eliyle çekilmesi işleri bir hayli hızlandıracak. Hatta belki arayı da kapatır... Benim en büyük çekincem şu; üstünde böyle uzun çalışmalar yapılan hiçbir dizi bugüne kadar istediği efekti alamadı. Maazallah böyle bir durumda yeni bir “Kurt Seyid ve Şura” travmasından söz edebilir miyiz? Felaket tellallığının gereği yok. Ben sadece dizinin doğru hikayeyi, doğru günü ve doğru kitleyi yakalamadan “apar topar” hayatımıza girmesini istemiyorum... Malum atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeli. Aşkın yanık kokusu burnumuza gelmeden bu söylediklerim de not edilmeli.

Romantik rekorlar da lazım!


Erhan Konuk, “Dünyanın En Radyo Programı”nı (programın adı bu) yapıyor; Stüdyo Tempo da çarşamba akşamları TRT FM’de devam eden programı... Erhan memlekete pop müziği sevdiren ilk isimlerden biridir. Hatta aralıksız 25 yıl süren Pop Saati isimli programıyla ciddi bir rekora imza atmıştır... Geçtiğimiz gün konuk olduğum Stüdyo Tempo’da aklıma geldi ve sordum. Pop Saati neden ekranda yok? Yayından kalkmış. Neden ya da niçin konuşmaya gerek duymadım. Mutlaka bir sebep bulunur sonuçta. Benim takıldığım yer o değil... TRT kamuya sürdürülebilir bir izlence sağlamak zorunda. Bunu yaparken içinden klasikler çıkarıp romantik rekorlara da adını verebilir. Sonuç itibarıyla kendini geliştiren dallarda -ki müzik bunların başında- “eskime” diye bir şey söz konusu değildir... Pop Saati bu ülkenin ilk izlencelerinden ve istikrarlı işlerinden biriydi. Ekranda olması lazım. Bu ülkede sunumuyla insanın içini okşayan Erhan Konuk gibi adamlarla birlikte büyümemiz, yaşlanmamız ve yürüyebildikçe yürümemiz gerekli. Çünkü gereksiz vedalardan çok yorulduk!

Mizahı iyiydi yahu!


Kocamın Ailesi (FOX) dizisinin yeni sezonunda Tarık’ın aynı yetimhanede kaldığı Rıza, Tarık’ın amcası Sefer Ar’ın gayrimeşru oğlu çıktı. Tam “hayda” diyorduk ki, bölümün finalinde Rıza, babası Sefer’in Tarık’ı çocuk yaşta kaçırtan ve onu büyüten aileye düzenli para yatıran kişi olduğunu keşfetti. Haydaaa! Unutmadan; Yaz’ın Öyküsü (Kanal D) dizisinde Doğu Aladağ, oğlu Mert’in kızı Yaz’ı kaçırtmış ve yetimhanede büyümesini sağlamıştı... Kendi gayrimeşru kızı Ekim de aynı yetimhanede büyümüştü. Doğu Aladağ da gayrimeşru kızı olduğunu herkesten saklamıştı. Aslında bu yetimhane hikayeleri son zamanlarda çok sıklaştı, ne dersiniz? Biraz da baydı ama... Sağlam bir ekseni olan ve güldürme konusunda sıkıntı yaşamayan bir dizi neden böyle dram hattına yönelerek tüm karakterleri gözyaşı çeşmesi haline getirir anlaması zor? Yaz’ın Öyküsü’nün erkek versiyonunu izleyeceğimize kendisini izlerdik, en azından yayından kalkmazdı. Aman Kocamın Ailesi hızla çık bu hattan, hızla kaç!

Şov devam edecek mi?


Atv İçyapımlar sorumlularından Furkan Yeşilnur, önceki gün Ömür Varol’un ayrıldığı Elin Oğlu isimli proje için bilgiler verdi... Önce ayrılıkla başlayalım. Bu veda bizzat atv’nin kararı olmuş. Doku uyuşmazlığına kadar gelinen bir noktada Ömür Varol ile yollar ayrılmış... Bir başka mevzu, benim bildiğimin aksine proje Ömür’ün değil, Güney Kore kökenli bir televizyonun içeriğiymiş ve halen Dubai TV’lerinde de gösteriliyormuş... Hâl böyle olunca mesele “bizim oğlan gitti” noktasında kaldı. Yetkilisi, “Program daha da güçlenerek yola devam edecek” diyor. Bu durumda bize de gerçeği not düşüp önümüzdeki bölümleri dikkatle izlemek düşer. Hayırlısı artık...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder