Mesut Yar Bu kadar babacanlık da fena!
HABERİ PAYLAŞ

Bu kadar babacanlık da fena!

“Kiraz Mevsimi” (FOX) dizisinde yıllar önce ailesini terk eden Öykü’nün babası Kemal, bir anda çıkageldi ve ailesinden af diledi... Öykü, başta bu özrü kabul etmedi ama sonuçta babası ölmek üzere ve ailesine kendisini affettirmeye çalışıyor... “Kaderimin Yazıldığı Gün” (Star TV) dizisinde ise Yörükhan Ailesi’nin “en kıymetlisi” Kerem karakterinin babası olan Kadir de döndü ve ailesinden af dilemeye çalışıyor...

[[HAFTAYA]]

Kadir’in de sayılı günü kalmış, çok hasta ve yakında yolcu! Gerçi ailesi adamımızı öldü biliyordu; yani bu da ikinci bir travma olacak. Neyse... “Karagül” (FOX) dizisinde de Murat karakteri öldü biliniyordu hatırlarsanız ama aniden hortlayıverdi. Ailesine kendini affettirmek için geri döndüğüne ikna edildik hatta. Çünkü Murat da yakın zamanda yolcuydu ve helallik aldıktan sonra da yolculuğuna çıktı...

Haberin Devamı

Hani toplarsak; dizilerin çoğu ailesini terk eden ve ne hikmetse ölmek üzereyken ailelerinden af dilemeye gelen baba hikayeleriyle dolu. Sıktı ama bu kadar babacanlık, haksız mıyım?

İTİBAR ODAKLI İŞLER BUNLAR!

TRT 1 son zamanlarda bir kamu kanalı görüntüsünden çıkıp rekabetin tam da göbeğinden reyting yarışına girdi... Belki de yurt dışındaki benzerleri gibi itibarı odağa alıp reyting anlamında da küçümsenmeyecek işlere imza atmayı bir manifesto olarak belirledi. Aslında başarılı da oldu... Son dönemde ekrana sürdüğü dizi ve formatlar kanala reytingin yanında rakiplerinin baş etmekte zorlandığı bir itibar getirdi. “Diriliş Ertuğrul”, “Filinta”, “Şimdi Onlar Düşünsün” gibi diziler çıtayı yükseltirken, ilk yüz program sıralamasında dikkat çeken “Sen Olsan Ne Yapardın?”, “Ana Ocağı” ve “İyi Fikir” gibi formatlar da izleyiciyle buluşmayı sağladı.

TRT içinde hummalı bir “İngilizce” kanalı çalışması sürerken, bir yandan da rekabetin çıldırtıcı buhranıyla uğraşmak kolay değil. Ama TV böyle bir şey oldu işte... Saydığım işler içinde format programı olarak “Ana Ocağı” isimli işi farklı bir yere koyuyorum... Programın gerçek bir “Survivor”, katıksız bir “Ütopya” hali var. Kendisini farklı kılan en önemli özelliği ise samimiyeti... TRT 1 sonunda izleyicisini doğru okuduğu bir hattı yakaladı. “Aman bırakmadan devam etsin” diyorum!

Haberin Devamı

BİZE SIRADAKİNİN İSMİNİ VER

“Karagül” (FOX) dizisinde Kadriye’nin kız kardeşi Fikriye; ablasının vefat eden kocası Mehdi’den bir erkek evladı olduğunu itiraf etti... Ama Kadriye, bu itirafı duyamadı. Çünkü itiraf, Kadriye kalp spazmı geçirdiğinde yani baygın haldeyken yapılmıştı. Şaşırdık mı, hayır. Hatta çok da normal bulduk... Narin’in oğlu Baran, aslında Ebru’nun oğlu; Sibel’in kız kardeşi Ayşe aslında Sibel’in gerçek kızı. Hâl böyle olunca dizide hangi karakterin kimin kızı ya da oğlu, hangisinin kimin gerçek annesi ya da babası olduğunu tahmin etmekle uğraşır olduk sadece...

Vallahi “Karagül”deki bütün karakterlere şüpheyle bakar olduk hatta. Kadriye’nin kız kardeşi Fikriye’nin gayri meşru çocuğunun olduğunu ve ailesini terk ettiğini öğrenmek de garibimize gitmedi. Bize o çocuğun kim olduğunu hızlıca söylesinler yeter. Biz de sıradaki gayrimeşru çocuğa hangi karakterin can vereceğine bakalım! Ve son olarak bu koşullarda alternatif bir isim önerisinde de bulunalım; “Eyvah Çocuk Çıkabilir!”...

Haberin Devamı

AĞIR AĞABEY GİBİ AĞIRDAN YÜRÜDÜ

“Filinta” (TRT 1) dizisi bir parça ağırkanlı başladı. İşlendiği dönem itibarıyla bize çok aksiyonlu zamanları aktarması gerekiyordu. Jenerikten 10 dakika kadar sonra bunu başardı... “Filinta”yı ekranlarda son zamanlarda rastladığım en “vitrini sağlam” iş olarak not düşmek isterim. Oyuncu seçiminden tutun da yaşandığı dönemin evrenini yansıtması anlamında neredeyse kusursuz geldi bana...

Bir sahne için bir mahalle kurmak normal yapımcı kafasıyla bağdaşmıyor aslında. Dizinin her tarafından “iyi para harcanmış” fikriyatı akıyor. Bir de önümüzdeki bölümlerde tanışacağımız görsel efektler var ki, benzerini ben sadece Hollywood yapımı “Sherlock Holmes” isimli polisiye serisinde görebildim...

“Filinta”nın gününde sorun var mı, onu şimdilik söylemek mümkün değil. Ama ağırlıklı bir erkek işi olarak rakiplerinden mesela “Kaçak”tan (atv) ve “Ezra”dan (Show TV) reyting çalacağı kesin... Yurt dışı pazarını daha yayına girmeden yaratan bir dizi için kanalın reyting beklentisinin de aşırı yüksek olmadığını not düşelim. O halde “Filinta” itibara oynayan bir iş olarak gözümüze girmiştir.

Bahtı açık olsun...

30 BİN TANESİ İSTANBUL'DA

Posta güvercini yetişiyor mu?” diye bir soruyu önceki gün dillendirmiştik. Nail Atak isimli okurumuz kısa ve öz bir yanıt vermiş... “Tam rakamı bilmiyorum ama geçtiğimiz yıl sadece İstanbul’da 300 bin posta güvercini yarıştı. Birçoğu 950 kilometrelik mesafeyi 11 saatte aldı... Anlayacağınız günümüzün kargo ya da kurye şirketlerinden çok daha hızlılar. Posta güvercinlerine özel dernekler de var.

Yani taklacı değil postacı güvercin edinebilmek çarşıdan ekmek almak kadar kolay”... Bu durumda “Diriliş Ertuğrul” (TRT 1) ekibine acilen posta güvercini edinip, taklacılardan kurtulmasını telkin ediyoruz. Elçiye zeval olmaz!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder